Can'dan kurtulduktan sonra kendimi kampüs bahçesine attım.Hava almaya ihtiyacım vardı.Gerçi Elif,Özden ve Can yeterince havamı almıştı ama neyse!
Dışarıda arkadaş grupları sohbet ediyordu.Ah şu gruplar!
Çok imreniyorum.Barış'ın grubuna girebilirsem iyi olurdu.İyi ne kelime mükemmel olurdu!Aslında sadece grubun kızları sorunluydu.Özden ve adını bilmediğim kız.
Ben Barış'ın da öyle bir çocuk olduğunu düşünmüyordum açıkcası.Sanki az önce aklımdan çocuğa giydiren ben değildim!Bahçede dolanırken insanları inceliyordum.
Maşallah hepsi marka giyinmişti.Ben galiba bunlara uyum sağlayamayacağım.Arkadaşlık anlayışları da farklı! Keşke bütün tercihlerime devlet üniversitelerini yazsaydım.Benim gibilerle gider gelirdim.Amfi'ye girdiğimde "Tatlı Grup"(!)'un yanına gittim.
"Selam." dedim neşeli görünmeye çalışarak.
"Nabersin?" diye sordu Barış.
"Çok iyi." Aslında berbat
Yavaşça Barış'ın yanına oturdum.Ben bu grupta fazlalık oluyordum sanırım.2 kız 2 erkekten oluşan bir gruptu.Bense 5.kişiydim.
"Bizim grubumuza mı girmeye çalışıyorsun?" dedi Özden.
Bunu gercekten sorup sormadığını anlayamamıştım ama "Evet." diye cevap verdim.
"Bizim gruba öyle herkes giremez.Bazı testlerimiz var, onları geçersen bu grubun üyesi olabilirsin." diye posta koydu Özden.
Bunlar kendini ne sanıyor? Alt tarafı basit bir arkadaş grubunu Avrupa Birliği'ne çevirmişlerdi! Barış da Basın Sözcüsü!
"Nasıl yani?" diye mırıldandım.
"Sana testler yapacağız geçersen bizimlesin."
Yok yok bunlar kesin kendini AB sanıyorlardı.Ama kabul edecektim.Üniversitedeki ilk senemi harap olmuş,yalnız,arkadaşsız geçiremezdim.
"Tamam.Peki bu testler ne?"
Özden önündeki kağıda bir şeyler yazıp bana uzattı.
"Cumartesi günü yazdığım adrese gel.Orda hem seni sınav yapacağız hem de grubumuzun bir üyesi daha var onunla tanıştıracağız." dedi Özden sinsice bakarak.
O an onun simsiyah saçlarını yolmak istedim.Bu neyin havasıydı? Kendini bir şey sanıyordu.Dudakları kesin silikondu.Köfte dudaktı.Makyajıyla 30 yaşında gibi görünüyordu. Sürtük!
"Nasıl bir test ama?" diye sordum.
"Gelince görürsün merak etme tatlım.Ha o zamana kadar başka yerde otur.Gruba girersen yanımıza gelirsin." dedi ve göz kırptı.
Güzelce aşağılandıktan sonra gidip ön taraflara oturdum.İçimden bir ses beni çağırdıkları yerin tekin bir yer olmadığını söylüyordu.Ama gideceğim ve o sürtük Özden'e gününü göstereceğim!
İlerleyen saatlerde hatırlamaya değer pek olay olmadı.Ben de güzelce ilk günümü bitirip eve doğru yola koyuldum.
Bana bir ömür gibi gelen zorlu ve kalabalık metrobüs yolculuğundan sonunda eve varabildim.Peki evde beni ne bekliyordu?
Annem ve soruları!"İlk günün nasıl geçti kızım?"
"Öğretmenlerini beğendin mi?"
"Okul güzel miydi?"
"İlk gün ne yaptın?"
"Amuda kalktım anne." Dayanamayıp cevap vermiştim.
"O ne kız?Derslerle ilgili bir şey mi?" diye sordu.
"He anne he."
Daha sonra babamın öğütleri başladı.Yani öğütle karışık sitemleri!
"Bak o kadar para vereceğiz oku ha."
"Zaten devlet üniversitesi kazanamadın."
"Mezun olduktan sonra iş bulamazsan tavuk gibi keserim kafanı."
"Baba o nasıl bir benzetme?"
"Sus kız konuyu değiştirme.Sömürdün zaten beni."
"Peki."
Yürek yemiş gibi başka bir konuyu ortaya attım.
"Baba okulda herkesin arabası var." dedim tatlıca.
"Olur tabi.Orası özel üniversite." dedi çorbasına bakarak.
"E benim niye yok o zaman? Ben de o üniversiteye gidiyorum."
dedim az sonra ölü olacak ben."Namussuzun kızı,okuluna o kadar para ödeyeceğim bir de araba alacağım ha? De git burdan." Babam sinirlenince Karadeniz şivesinde konuşuyordu.Aslında Karadenizli değildi ama öyle oluyordu işte.
"Tamam baba tamam.İstemem." dedim ve konu kapandı.
Ama başka bir zaman yine açacağım bu konuyu! O araba alınacak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOKARCA
HumorHayatında ilk defa gondola binen Asya yanındaki erkeğin üzerine kusar.Bu erkek ona bir lakap takar. "Kokarca." Üniversiteye yeni başlayan Asya bu erkekle aynı üniversitede okuduğunu ögrenir. Peki Asya bu çocukla ne maceralar yaşayacak?