Mavi Hayal

25 5 1
                                    

Maskeli adamın saldırısından 6 saat geçmişti. Topuz şeklindeki gri saçları olan doktor, bir elinde reçete defteri diğer elinde kalemle reçete kâğıdına bir şeyler yazıyordu. Rey'le Muster hoca, doktor masasının önündeki sandalyelere oturup, bekliyorlardı. Yaşlı kadın, masasının üstündeki küçük pembe gözlükleriyle deftere baktı. Sonra kâğıdı defterden koparıp uzattı. Rey, reçeteyi alıp okumaya başladı. Doktor Rey'e bakarak:

-Rey, bu ilaçları düzenli olarak kullan. Dikişlerin yaralarınla birlikte kaybolacak. 3 hafta sonra bana kontrole gel. Kolundaki pansumanı 2 günde bir değiştirmelisin. Yapabilirim dersen sana bırakıyorum ama yapamayabilirim dersen de ben hallederim. Eminim ki sen bu işi de yaparsın. (Hafiften gülümsedi.)

Yaralı genç doktoruna kafa sallayarak:

-Peki, teşekkür ederim Sophie abla.

Hocası sessiz bir şekilde konuşmaları dinliyordu. Öğrencisinin ayağa kalkmasıyla o da kalktı.

-Kendine dikkat et, Rey.

-Sen de Sophie abla.

-Size de iyi günler, Muster bey.

-Teşekkür ederim. Size de iyi günler.

Hastaneden çıkıp motosiklete bindiler. İlk önce eczaneye gidip reçetedeki ilaçları aldılar. Daha sonra Mia ile Messe hocanın yanlarına gitmek için motosiklete bindiler. Mia'nın oturduğu apartmanının önünde durdular. Motosikletten inip 3. kata çıkmışlardı. Kapı zilinin sesi, Mia'yı yerinden kaldırıp kapıyı açtırtmıştı. Geldiklerini gören kız öylece donakaldı.

-Merhaba, Mia. Biz geldik.

Rey'in cümlesi bittiği gibi, Mia, onun yaralı kolunu tuttu. Bir süre baktıktan sonra sert bir sesle:

-Seni geri zekâlı! Bu yaralar iyileşene kadar ya bende kalırsın ya da başka birisinin evinde kalacaksın.

Mia'nın konuşmasından sonra yanakları kızarmıştı. Bir kızın evinde 3 hafta kalmak. Arkadan hocası kendini tutamayıp gülmeye başladı. Utangaç genç ne diyeceğini bilemedi fakat bir cevap vermeliydi. Bu sadist kız sorusuna cevap vermeden bırakmazdı. Eliyle kolunu tutarak:

-Seni seçtim, Kironchu!

Kironchu demesiyle etrafındaki herkes sustu. Messe hoca da yanlarına gidip izlemeye başladılar. Muster hoca, daha fazla dayanamadı ve ortalığı kahkahaya boğdu. Ardından Mia, en son da Messe hoca. Rey, utancından pancar gibi kızardı.

-Neyse, Kiron'da kalacağım işte. Hadi içeri geçelim.

Ayakkabılarını yeni çıkaran Muster gülümseyerek:

-Tamam, utangaç çocuk. İçeri geçelim.

Herkes salona geçti. İçeri gireli 5 dakika olmuştu ama sessizlik durumunu koruyordu. Rey, cebinden telefonu çıkartıp:

-Kiron'da kalırım dedim de, sormadım bile. Bakalım ne diyecek?

Kiron, masasındaki sandalyesine oturmuş, elindeki çizgi roman okuyordu. Telefonu ötmeye başlayınca çizgi romanı bırakıp telefonu aldı. Telefonunda arayan kişinin ismi Reychu idi. Ekrandaki yeşil telefona dokunup:

-Alo.

-Alo, kanka.

-Evet, kanka.

-Sende 3 hafta kalabilir miyim? Kolumdan yaralandım, bana dikiş attılar. Mia ya bende kalırsın ya da başka birisinde deyince ben de "Kiron'da kalırım." dedim.

-Kalabilirsin, kanka. Ne zaman geleceksin?

-10 dakikaya çıkarım. Şuan Mia'nın evindeyim. Muster hoca beni motosikletle bırakacak.

-Tamam. Geldiğinde bana kolunun nasıl yaralandığını anlatacaksın, ona göre.

-Peki, kanka. O zaman görüşürüz.

-Görüşürüz.

Telefon konuşmasından sonra çizgi romanını eline alıp okuyacaktı ki çizgi romanı masasının üstünde değildi. Acaba yere mi düşmüştü? Yerde de değildi. Masanın etrafına bakınmaya başladı. Yarım saniye filan baktıktan sonra çizgi romanını, masasının çekmecesinde buldu. Tam eline alacaktı ki, elinde bir şeyler hissetmeye başladı. Eline baktığında ufacık mavi bir küre gördü. Ve görünen o ki küre büyüyordu. Kiron'un gözlerinin her yeri masmavi parlıyordu. Güçlü bir sesle bağırmaya başladı. Bir anda kendini sandalyesinde otururken buldu. Çizgi romanı da masasının üstündeydi.


Gri GözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin