Kaybetmekle Kazanmanın Birleşimi

12 2 0
                                    

Canavarlar karşısında idi. Onları görür görmez kılıcını onlara döndürerek koşmaya başladı. Kasabanın girişine koştu, sonrasında gördüğü şey yüzünden durdu. Karşısındaki canavarlardan hiçbiri yerinden kımıldamadan bekliyorlardı. Kafası karıştı, kendi kendine "Neden saldırıya geçmiyorlar? Bunlar insanları katleden vahşiler değil miydi?" gibi soruları sordu. Neyse ki sorularının cevabı yavaştan yaklaşıyordu. Demin kımıldamayan canavarlar arkalarından gelen bir varlığa sırasıyla yol açıyordu. Önünde duran iki çam ağacından gelen şeyi tam olarak net göremiyordu. Görebildiği tek şey omuzluklarında lacivert renginde sivri dikenli, obsidyen siyahı renginde, her yeri kaplı koskocaman zırhtı. Birkaç saniye sonra da o varlık Zert sınıfındaki canavarların önüne, Muster'in net bir şekilde görebileceği konumda duraksadı. Önceki şaşırmasından daha fazla şaşırdı Muster hoca. Çünkü karşısındaki canavarın simsiyah gözlerinin tam ortasında gece mavisi renkli bir göz bebeği vardı. Bunun anlamını size kısaca açıklayayım; Bu tip gözler sadece Karron sınıfındaki bir canavarda bulunur.

Sağ elinde büyüklüğü bir oda kapısı kadar, uzun siyah sapının sonunda mızrak uçlu, tek taraflı beton grisi renkte olan bir baltasını yere sapladı. Sadece göz kısmı açık olan obsidyen siyahı şövalye kaskının altından o lanetlenmiş gözleriyle kahverengi-turuncu zırhlı, büyük ve bembeyaz kılıçlı ruh muhafızına bakıyordu. Muster hoca üzerindeki şaşkınlığı atıp ona doğru yürümeye başladı. Arkadaki canavarlar Muster hocayı uyarmak için bir anda silahlarıyla yere sert bir şekilde vurdular, bunun üzerine Muster hoca da daha sert bir şekilde yere vurarak yürümeye devam etti. Canavarlar yine tekrarladı, Muster de aynı tepkiyi verdi. Bu döngü tam tekrardan gerçekleşecekken Karron sınıfındaki canavar sol elini havaya kaldırarak canavarların aynı şeyi yapmalarını engelledi, Muster hoca da ona doğru 2 metre kala durdu. Ortam durgunlaşınca elini indirip kalın sesli bir insan gibi konuşmaya başladı.

"Sen Muster olmalısın, kırılmaz zırhlı ruh muhafızı." dedi.

"Sen de Xerry'in en güçlü askeri olmalısın. Peki, bir adın var mı?" diye sordu Muster hoca.

"Destro'dur benim adım, tanıştığıma memnum oldum Muster ama sadece ben en güçlü askeri değilim."

"O zaman başka Karron'lar da demek. Söylesene, Xerry'in planı nedir?"

Korkutucu bir şekilde gülerek "Dünyadaki tüm insanları öldürmek ve diğer boyuttaki şehrini Bultorry ülkesine yerleştirmek. Ardından bizim öldürdüğümüz ruhlar da karanlık ruh olarak bu dünyaya geri dönecek." dedi.

Sırıtarak " Yani insanlara hükmedemedi sizi yaratıp bir diktatörmüş gibi yaşamayı hayal ediyor. Üzgünüm, geri zekâlı liderinizin hayallerini gerçekleştirmesine izin vermek niyetimiz yok lakin rüyaları suya düşmesin, çünkü bir şeye niyetimiz var." dedi.

"Niyetiniz ne peki? Onu öldürmek mi? İşte buna 1 dakika boyunca gülerim." dedikten sonra gülmeye başladı. Dediğini yaparak 1 dakika sürede, durmadan güldü. Gülmesi bitince baltasını yerden aldı.

"Gerçekten komik birisisin, benim gibi bir canavarı güldürebildin. Bakalım komik olduğun kadar güçlü müsün?" demesinin ardından baltasının ucunu ona doğru tutarak "Kuzey Ordusu! İleri!" diye bağırdı. Emri duyan canavarlar bir anda koşmaya başladılar. Kimisi Destro'nun yanından geçerken kimisi de üstünden atlayarak geçiyordu. Muster hoca da "Gelin bakalım!" diyerek karşı saldırıya geçti.

Aradan 10 dakika geçtikten sonra tüm canavarlar ölmüş, Muster de yanağından ve çenesinden bir kesikle sağ çıkmıştı. Savaşı son anına kadar izleyen Destro da baltasını yere saplamış bir halde, zırhlı eldivenleriyle alkışlayarak "Hem tebrik hem de teşekkür ederim." dedi. Muster hoca da sertçe bakarak "Tebrik etmeni anladım da neden teşekkür ediyorsun?" dedi. Destro da alkışlamayı kesip baltasını sapladığı üzerine kırağı düşmüş çimenli topraktan alarak "Beni o salaklardan kurtardığın için. Xerry'in planından dolayı az önce ölenlerin başına bir lider olarak atadı ve bunlar asla yanından ayrılmayacaklardı. Benim gibi bir canavar için birileriyle birlikte dövüşmek çok sıkıcı. Bu yüzden sana teşekkürler koca zırhlı Muster, şimdi dövüşümüze başlayabiliriz." dedi. Konuşmasını bitirince baltasını iki eliyle tutarak sıçradı. Saldırı geliyordu fakat Muster'in savuşturmak için harekete geçmedi bile, gelen saldırıyı zorlansa da engelledi. Ardından ikisi de azıcık geri çekilerek tekrar saldırıya geçti. Bu çarpışmanın sonucunda Destro omzundan hafiften yaralandı, Muster hocada ise sadece gelen saldırının etkisiyle omzu biraz acıdı. Yine hiç beklemeden tekrar saldırdılar. Bu sefer de Destro zarar almadan çıkmışken Muster hoca diğer yanağından ufak bir kesik aldı. Bundan sonraki yaptıkları 27 çarpışmaların sonunda ikisi de bir zarar almadı Muster hocanın kırılmaz zırhından, Destro'nun da refleksleri kusursuz denilebilecek kadar iyi olduğundan. Bir anda gülmeye başlayan Destro, Muster'e bakarak "Hep böyle güçlü birisiyle savaşmak istiyordum, iyi ki buraya gelmişsin. Sana bir şey sormak istiyorum, bana karşı tüm gücünle dövüşüyorsun, değil mi?" dedi. Muster hoca da umursamaz bir tavırla "Evet, öyle yapıyorum. Neden sordun ki?" dedi. Bir anda ciddileşerek "O zaman ben de tüm gücümle dövüşmeliyim. Senin kırılmaz zırhını kırmak için sahip olduğum tek özel yeteneğimi kullanmalıyım."dedikten sonra elindeki baltanın keskin ve sivri yerleri gözlerinin renginde parıldamaya başladı. Muster ise bu özel gücün ne olduğunu anlamıştı; Silahını geliştirme.

Gri GözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin