Yine siyahlıklar içinde, yine ellerinde çiçekler ve yine bir mezar önünde. Hayatı birilerinin ölümünü görmekle geçiyordu. Kaç yıllık doktorlardan daha fazla görmüştü. O duyardı son nefeslerindeki son sözlerini ama pes etmezdi. "Ölenle ölünmez." derdi lakin bu sefer çok zorlandı. Belki o olmasa başaramazdı. Ona güç veren, güvenen ve inanan adam. Aslında çoğu ölüme dayanması onun sayesindeydi. Bazen acı çektirmekten zevk alarak bazen de günlerce etrafındakileri tersleyerek o ölümleri unuturdu. Her ne kadar kötü yöntemler kullansa da yanındaki bu adam katlanırdı, arkasında dururdu. Sonucu ne olursa olsun. Bu kişi zorluklar içinde büyümüş arkadaşı Rey idi.
Mezarın başında öylece beklerken bunları düşündü Mia. Cenazeye gelenlerden Messe hoca ile eşi mezarlığın aşağısında telefonda birileriyle konuşuyorlardı. Kiron, Serra, Berd ve minik kardeşi Sarah da mezarlığın kapısında oturmuşlardı. Berd'e cenazeyi geç haber verdiklerinden uykuluydu Sarah. Rey ise Zerrina'nın mezarlığının önünde duruyordu. Bakışları sanki bir şeyi bekliyordu, bir sesi. Duyana kadar beklemeye kararlıydı, ne kadar sürerse sürsün. Tam o anda Mia ayağa kalktı. Yavaşça arkasına döndü ve aynı hızla yürümeye başladı onun koruyucu arkadaşına. Yanına gelince durdu, eliyle yakasından tuttu ve ona bakarak:
-Sana söz veriyorum, Rey. Ben de seni bir gün her şeyden koruyabilecek kadar güçlü olacağım. Sadece o günü bekle, tamam mı?
Duymak istediği cümleyi duydu. Hafiften gülümseyerek:
-Tamam, o günü bekleyeceğim. Ama o güne kadar seni ben koruyacağım.
Mia gülümseyerek:
-Tabi ki koruyacaksın, başka seçeneğin mi var?
-Yok, olsa da seçmem.
Aralarındaki bu duygusal konuşmadan sonra arkadaşlarının yanına yürümeye başladılar. Arkadaşları ise bu zamana kadar her şeyi izlemiş halde duruyorlardı. Onları hep sevgili olarak görürlerdi fakat ne el ele tutuşurlardı ne de birbirlerine öpücük verirlerdi. Serra saçını eliyle düzelterek:
-Bunların ilişkilerini hala çözemedim.
-Aynen, sevgilim. Birbirlerine âşık desek değil de davranışları âşık olanların davranışları gibi.
Berd, sert bir sesle:
-Dedikodu mu yapıyorsunuz yoksa?
Serra ona bakarak:
-Kanka sen de çok katısın ya.
-Dedikodu bana göre gereksiz ve berbat bir şey, öyle değil mi kardeşim?
Sarah uykulu sesiyle:
-Öyle abi.
-Bak kardeşim de bana hak veriyor.
Kiron güler gibi bakışlar atarak:
-Yani abisisin senden başkasına hak vermesi düşük ihtimal. Neyse bizimkiler geliyor.
Rey ile Mia geldiler. Mia Serra'nın yanına oturdu, ikisi de birbirlerine sarıldı. Rey, Berd'e kısık bir sesle:
-Dedikodu engellendi mi?
-Başarıyla engellendi kanka.
Rey, elini yumruk yapıp başparmağını kaldırdı, Berd de aynısını yaptı. Daha sonra konuşmaya devam ettiler.
Aradan 5 dakika geçtikten sonra Messe hoca ile Muster hoca onların yanlarına gittiler. İkisi de yarı mutlu, yarı üzgün bir haldeydi. Muster hoca gençlere bakarak:
-Öncelikle hepimizin başı sağ olsun. Herkes için önemli birisini kaybettik fakat su uyur, düşman uyumaz. Zaten buraya geldiğimizde duymayan herkese tüm hikâyeyi anlattım. Şimdiki haber çok önemli, iyi dinleyin. Olay yeri inceleme ekibi, yılbaşı gecesi akıl hastanesi kayıtlarını düzenlemişler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Göz
Fantasy"Dünyadaki her şey büyük bir denge içerisindedir. Bu denge sayesinde Dünya, asırlardır yok olmamış ve varlığı devam etmiştir. Şunu da bilmeliyiz ki, bu dengeyi koruyan varlıklar vardır. İşte bu dengeyi korumakla görevlendirilmiş varlıklar insan...