Güçlü Kalmak

17 4 1
                                    

Kocaman, siyah çerçeveli, daire şeklinde olan saat zamanı 18.58'i gösteriyordu. Saatin önündeki beyaz renkte deri koltuklarda oturan Messe hoca, Muster hoca, Alh hoca ve kuzeni Kena ciddi bakışlarla sohbet ediyorlardı. Kena'nın elinde kapağı açık bir dosya bulunuyordu. Dosyanın kenarında "Akıl Hastanesi Katliamı" yazıyordu. Dosyaya bakarak:

-Anlattığınız hikâye doğrudur diye düşünüyorum ama başbakanı ikna etmek için sağlam deliller lazım ve şuan için böyle deliller yok.

Alh hoca, kuzenine bakarak:

-Odalardaki kamera kayıtlarına bakılıyor mu?

-Evet, bakıyorlar fakat o gün, o saatte toplamda 957 tane kamera kaydı var ve birçoğu bozuk. Bazılarının ise o kısmı biri tarafından kesilmiş. Silinen kısmını geri yüklemek uzun sürüyor. Tahmini olarak tüm kayıtların incelenmesinin sonucu yarın sabah 9 gibi belli olacak. Sana sonucu söylerim, sen de arkadaşlarına söylersin. Anlaştık mı kuzen?

-Bana uyar. Size uyar mı Messe, Muster?

Muster hoca kafasını sallayarak:

-Bize de uyar. Öğrendiğin gibi bizi ara.

-Tamam ararım.

Saat 19.00 oldu. Kena, televizyon kumandasını eline alıp "Haberlere bakalım." dedi sonrasında da televizyonu açtı. Koltuklardaki herkes televizyona odaklanmaya başladı. Haber kanalı sunucusu "Herkese iyi akşamlar!" cümlesiyle girişi yaptıktan sonra sıcak haberleri aktarmaya başlar. Sunucu:

"Sıradaki olay ise kimliği belirsiz, eli kılıçlı bir adamın Zerrina Bazz ve Mia Kaxe adlarındaki 18 yaşındaki genç kızlara saldırdı. İki genç kız evlerinde müzik dinlerken evin balkonundan girip elindeki kılıçla Zerrina Bazz'ın karnından yaraladı. Mia Kaxe, yaralanan arkadaşını alıp kaçmaya başladı, kimliği belirsiz adam ise kovalamaya başladı. Yakalanacakları anda yakınlarında bulunan arkadaşları Rey Zerro kızları saldırganı uzaklaştırdı fakat Zerrina Bazz, kan kaybından hayatını kaybetti."

Bu haber onları yüreklerinden vurdu. Öyle ki Muster hoca, sinirden kendini kasarken eşinin gözlerinden yaşlar süzüldü, Alh hoca da üzgün bir suratla başını eğmiş bir şekilde durdu. Kena üzgün bir suratla inandığı ilaha dua etti içinden. Ölen kızı tanımıyordu ama bir insanın ölmesi zaten bir acı çekme sebebiydi. Herkes acı çeke durdular.

Rey, Zerrina'nın morg işlerini hallettikten sonra dışarıdaki bankta oturan Mia'nın yanına gitti. Bankta oturuyordu Mia ama sanki sadece bedeni oradaydı, ruhu başka yerlerde. "Ağlamıyor. Ağlamamak için kendini sıkıyor gibi." diye düşündü Rey. Banka oturdu ve ona odaklanıp bakmaya başladı. Bir süre sonra Mia, kısık bir sesle:

-Rey, sana iki şey soracağım.

Rey, hemen kendini toparlayarak:

-Evet, Mia.

-Sevdiğin birisi ölünce canını çok yakıyor, değil mi?

Üzgün bir sesle:

-Evet, canımı çok yakıyor.

-Peki, nasıl hiç zorlanmadan ağlamamak için kendine hâkim olabiliyorsun?

-Ağlamak? Ben acımı ağlayarak hafifletemem. Çünkü benim acılarımı hafifletme yolum başka. (Mia'nın kolundan tutar.) Fakat sen benim gibi değilsin. Sen ağlayarak acını hafifletiyorsun. Ağlamak, güçsüz düşmek değildir aksine gücünü toparlamaktır. Bu yüzden ağlamamak için kendine hâkim olmaya çalışma. Şuan ağla, ağlayabildiğin kadar. Ağlamazsan gücünü toparlayamazsın işte o zaman da güçsüz duruma düşersin. Anlıyorsun değil mi?

Bu sözler Mia'nın gözlerini kocaman açıp ona bakmasına neden oldu. Daha fazla duramadı ve Rey'in omzuna dayanarak ağlamaya başladı. Rey ise bir elini Mia'nın başına, bir elini de omzuna koydu. Öylece durakaldılar bembeyaz yağan karın altında.

Bir süre ağlamayı kestikten sonra donmaya başladı Mia. Rey, onu ısıtmak amacıyla sarılarak:

-İstersen Kiron'a gidelim. Biraz dinlen, cenaze yarın sabah 8'de.

-Yürüyecek halim yok Rey ama dinlenmeliyiz, değil mi?

-Öyle.

-Peki, ne yapacağız? Ben yürüyemiyorum senin de tek kolun yaralı.

Rey, ayağa kalktı. Mia'yı sağlam koluyla sırtından tutup kucağına aldı. Bacaklarını da yaralı kolunun üstüne koydu. Bankın solundan yürüyerek:

-Ben ve seni taşıyamamak? Kızım, beni bu konuda hafife alma. Bir şeyler taşımakta ustayımdır. Şimdi de Kiron'un evine.

Mia gülerek:

-İyi de gideceğimiz yer diğer taraftaydı.

Rey durdu. Arkasına dönüp gülümseyerek:

-Ne diyeyim, unutkanlık işte. Yarın cenazeden sonra senin evine uğrarız. Birkaç parça kıyafet alırız.

-Tamam, Rey. O zaman hızlan biraz yoksa kardan adama ve kardan kadına dönüşeceğiz.

-Haklısın kaptan. Hızı arttırıyorum.

Hızlıca yürüyerek eve vardılar. Rey, Mia'ya Kiron'un yattığı odanın yanındaki odaya yatak yaptı. Mia "İyi geceler."dedi ona, o da aynı şeyi söyledi. Uykusu vardı fakat canavarlar saldırabilirdi, bu sebepten dolayı nöbette kalmalıyım diye düşündü. Tam o zamanda bir esneme sesi duydu. Bu esneyen kişi Kiron'du. Rey'e bakarak:

-Günaydın kanka.

-Günaydın da saat 23.00 civarlarında bir şey. Niye uyandın?

-Görünen o ki bir olay olmuş, o yüzden kalktım.

-Doğru, bir olay oldu.

-Ne oldu kanka?

-Zerrina.. öldü.

-(Gözleri büyüdü.) Ne? Nasıl?

-Bir canavar tarafından karnını deşildi ve kan kaybederek öldü.

-Peki, canavara ne oldu?

-Öldürdüm. Geriye 946 tane kaldı. Messe hocalar duydu mu acaba?

-Orasını bilemem de sen yat uyu bakalım.

-Kanka sen uyumayacak mısın?

-Reychu, nöbeti hiç uyumamış bir adama bırakacağımı mı sanıyorsun?

-Haklısın. Yarın sabah 8'de cenaze var kanka, cenaze aracı buraya gelecek sonra Hutr Mezarlığı'na gideceğiz.

-Tamam kanka. 7 gibi kaldırırım sizi.

-Peki, kanka. Her şey için teşekkür ederim.

-Asıl ben ederim. Zerrina'yı kurtaramadın ama Mia'yı kurtardın. Bir kayıp daha vermemizi engelledin.

-Keşke onu kurtarabilecek gücüm olsaydı. Ne kadar söylemek istemesem de yapacak bir şey yok. Artık kalanları korumak için güçlenmeye başlayacağız.

-Aynen öyle kanka.

-İyi geceler.

-İyi geceler.

Rey, Kiron'un yatağına yattı. Kiron ise iki odanın girişinde nöbet tutmaya başladı. Aklına Messe hocalara cenaze mesajını atmak geldi. Hemen telefonu açıp mesaj yazmaya başladı. Mesaja" Messe hocam, yarın saat sabah 8'de Hutr Mezarlığı'nda Zerrina'nın cenazesi var." yazdı ve gönderdi. Messe hoca, mesajı birkaç dakika sonra görüp eşine söyledi. Eşi de "Tamam hayatım, yarın sabah oradayız." dedi. Birlikte yatağa yatıp uyudular. Aradan bir süre geçti, saat sabahın 7'sini göstermeye başladı.

Gri GözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin