İki Çaylak

26 4 0
                                    

-Rey, sen bunu nasıl kontrol ediyorsun?

-Önce elimde bu silahın olduğunu hayal ediyorum, daha sonra elimde olduğuna inanıyorum.

-Kaybolmasını istediğinde?

-Demin yaptığımın tersini yapıyorum ve kayboluyor.

Kiron, hemen Rey'in son dediğini yapmaya çalıştı fakat mavi küre elinden kaybolmadı. Belki de çok stresliyimdir diye düşündü, rahatlamaya çalıştı. Aradan 5-10 saniye geçtikten sonra tekrar denedi. Yine kaybolmadı. Hiç durmadan arka arkaya tekrar denedi. Rey, meraklı bakışlarla:

-Cidden, kafanda ne var diye düşünüyorum, Kironchu.

Kiron, umutsuz bir şekilde:

-Neden olmuyor, kanka. Neden?

Kankası, birkaç saniye beyninin içinde fikirler yürüttü. Sonra net bir sesle:

-Sanırsam senin gücünü kontrol etmeni sağlayan başka bir şeyler var.

Bir anda umutla dolan Kiron:

-Peki, nedir kanka?

-Bilmiyorum.

Tüm umutları yıkılan Kironchu, isyankâr bakışlarla yere baktı. Elini onun omzuna koyarak:

-Merak etme, bir çaresini bulacağız. Şimdi senin gücün iki eşyada ortada çıktı. Birisi çizgi romanında, birisi ise Zein amcanın sulama aracında. Bence bunların ikisini inceleyip ortak olan yerlerini bulalım.

-Peki, kanka.

Kiron, çizgi romanı masasının üstünden aldı. Rey ise birkaç dakika sonra elinde, Zein amcanın sulama aracıyla geldi. İki eşyayı da yan yana koydular. Bakmaları ile ipucu bulmaları bir buldu. Kiron, yüksek bir sesle:

-Rey, şu büyük daire içindeki küçük daire sembolü olabilir mi?

-Olabilir, kanka.

-Şimdi ne yapacağız?

-Orasını hiç düşünmedim.

Kiron, kafasına bir yumruk attı. Oldukça acıtmıştı. Başını tutarak:

-Niye yumruk attın ki şimdi?

-İnsan bunu da düşünür, değil mi?

-Buraya kadar gelmemizi sağlayan benim, yumruğu da yiyen benim. Nasıl bir mantık bu?

-Kironchu mantığı derler bu mantığa. Şimdi ne yapacağımızı düşün.

-Peki, hain Kironchu.

Ellerindeki ipucu bir semboldü. Böyle bir ipucuyla nasıl bir sonuca ulaşılabilinirlerdi ki? Aradan dakikalar geçti, yine de bir sonuca ulaşamadılar. Kiron, tam pes etmeyi düşünürken Rey, bağırarak:

-Buldum!

-Ne buldun?

-Madem sembolle silahın avucunda beliriyorsa, sembolü avucuna çizersek onu kontrol edebileceğin anlamına gelir. Yani öyle düşünüyorum.

-Mantıklı, yapalım.

Yere oturdular. Rey, masanın üzerinden bir kalemi eline almıştı. Tam çizmek için Kiron'un avucuna baktı da mavi küreyi gördü. O şey ordayken çizemezdi diye düşündü. Aklına gelen ilk fikrini uygulamaya koydu. Kalemi, yaralı koluna koydu, diğer elinde ise kılıcını çıkardı. Kiron, geriye kaçarak:

-Kanka, niye kılıcını çıkardın?

-Mavi küre oradayken kalemle çizemem. Eğer kılıcımla mavi küreyi biraz kenara çekebilirsem çizerim, yoksa başka bir şey yapacağım.

-Çekemezsen ne yapacaksın?

Rey, hiç konuşmadan kılıcıyla mavi küreyi kenara çekmeye çalıştı. Kılıcı mavi kürenin içinden geçiyordu ama yerinden kımıldamıyordu. Kısık bir sesle:

-Kanka.

-Ne var kanka?

-Elini sakın kımıldatma.

Kılıcını kankasının avucuna  ucundan biraz saplayıp o sembolü çizmeye başladı. Kiron ise acıdan bağırıyordu. Sembol çizimi bitince:

-Tamam, bitirdim kanka.

Bu seferki yumruğu suratına yedi ve yere sırt üstü düştü. Hızlıca yerden kalktı. Gülerek:

-Bana yumruk atmanın bedeli bu işte.

-Seni pislik Reychu.

-Neyse şimdi kontrol etmeyi dene.

Kiron, elindeki kürenin kaybolmasını denedi. Gerçekten de işe yaradı. Sonra yine ortaya çıkarmayı denedi. Elinde mavi küre ortaya çıktı. Sevinerek:

-İşe yarıyor, Kironchu. Çok teşekkür ederim.

-Önemli değil. Şimdi sana her şeyi anlatacağım. Beni iyi dinle.

Rey, anlatıyordu, Kiron ise dikkatli bir şekilde dinliyordu. Şimdiye kadar öğrendikleri her şeyi Kiron da öğreniyordu.


Gri GözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin