*Duman - Öyle Dertli
YAREN ALACAN
"Ne! Haciz mi?" diyerek, Gamze gibi, cırladım.
"Malesef," dedi Ceyhun. "Aylardır kredi borcunu ödeyemiyormuş ve pastaneyi ipotek ettirince her şey elinden gitmiş."
Ayaklarımı yere vurdum. Ne yapacaktım şimdi? Annemin ameliyatı için biriktirmem gereken parayı nereden bulacaktım?
Gözlerime yaşlar birikti. Hayır, hayır! Ağlamamalıydım. Güçlü biriydim ben.
"Gözlerin doldu. Bak kıyamam, ağlama."
Ceyhun oturduğu sandalyeden kalkarak bana doğru yaklaştı ve beni kolları arasına aldı. Dudakları şaç dibime doğru çöktü ve sessiz bir şekilde öptü.
"Şşş. Ağlama, dedim,"
Sağ gözümden akıp, sağ yanağımdan süzülen yaşın sessizce yere düşmesine izin verdim.
"Ağlamıyorum..." diyerek ellerimle yanağımı sildim.
"Peki, çıkış paramız? Onu da mı vermeyecek? O kadar çalıştık."
Cümlelerimi kurduğumda Ceyhun ellerini üzerimden çekti.
"Hayır, veremeyecekmiş." diye konuştu. Hiçbir şey diyemedim. Sadece buradan hızlı bir şekilde ayrılmak istiyordum. Buradan ayrılmak ve doyasıya ağlamak.
Gözlerime dolan gözyaşlarınıda, boğazıma düğümlenen yumruyuda yok saydım. Kimsenin yanında ağlayamazdım. Bu, bir senedir beraber çalıştığım tek erkek dostum Ceyhun olsa bile. O, iyi biriydi. Ama beni güçsüz, zayıf karakterli, sulu göz biri olarak hatırlasın istemiyordum. Zira onunla şu saatten sonra pek fazla görüşemeyecektim.
Adımlarımı çalıştırdım ve hızlandırarak pastaneden çıktım.
Susmak istemiyordum. Sonuna kadar haykırmak, çığlık atmak sonra ise hıçkırarak ağlamak istiyordum. Çok muydu?
"Yaren!" dedi Ceyhun arkamdan. Omuz silktim ve elimi arkaya doğru salladım.
"Lütfen, yalnız kalmak istiyorum." dedim, ona doğru dönerken. Ofladı ve pastaneye doğru adımlarını ilerletti.
Ne yapacaktım? Annemin ameliyatı, hastalığına göre pahalıydı. Hem ameliyat için hemde üniversite hayallerim için çalışıyordum. Bütün hayallerim kayalıklardan yuvarlanıp okyanuslara düşmüştü. Ve düşerken, bütün sevincimi de götürmüştü.
Ellerimi cebime soktum. Kanımı vakkumla damarlarımdan çekmişlerdi sanki, buz gibiydi ellerim.
Düşüncelerim, hayallerim, sevincim... Hepsiyle teker teker oynanmıştı. Annemi ameliyat ettirmem gerekirdi. İyileşeceğine dair umutluydu. Ama ameliyatsız asla iyileşemeyecekti.
İşte olmuştu. Yanağımdan bir damla yaş acıyla süzülmüştü.
Ve bedenime yayıldı, endişenin kırıntıları. Toplamaya gücüm yoktu. Ağlamayı tercih ediyordum.
Ve ağladım.
Durduramıyordum kendimi. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Gördüğüm bir kaldırıma oturdum ve ellerimle gözlerimi kapatarak ağlamaya devam ettim. Gücüm... Hepsi elektrik tellerine takılıp çarpılmıştı sanki. Ve ya kanım gibi çekilmişti içimden.
Nefeslerim ciğerlerime yetmezken cebimde telefon titredi. Gözyaşlarımı ellerimle sildim. İçimde bir umut filizlenmişti. Acaba Ceyhun bana şaka yapmış olabilir miydi? Belkide 'şaka yaptım! Hahahahaha!' diye bir mesaj atmıştır? Evet, evet, bu bir şaka olmalıydı. Hıçkırıklarıma ara vererek telefonumu çabucak cebimden çıkardım. Ve gelen mesajı, kimin attığına bakmadan, okumaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Yetmezliği
Teen FictionGölge oldum sana, kadın; Ağladığında gözyaşlarını tek tek öpebilmek için. Nefes oldum sana, adam; Tüm dertlerimden arınıp kısacık saçlarımla sana gelmek için. ~ Çıldırasıya seviyor bu kalp seni... Sözlerini, kalbinin güzelliğini. Delicesine...