34 • "Lafın gelişi dersin laf gidişine..."

6.9K 370 28
                                    

Dün gece ülkemizde olan şeyler o kadar çirkindi ki kusmak istedim. Vatanına çok bağlı biriyim; vatan, millet sevgisi her zaman her şeyden önce gelir bende.  Ama bu yaşananlar vatanımızı, milletimizi bölmeye karşı kalkışılan hareket darbe girişimiydi, neredeyse. Köprünün ilk kapatılış anından itibaren haberlerin başından 1 dakika bile ayrılmadım. İlk defa ülkemde sadece bir kesim insandan değil, hepsiyle gurur duydum. Meydanlara çıkarak ülkemizi kimsenin eline vermeyeceğimizi görmek o kadar mutlu ettiki. Tank içindeki askerleri çıkartan halk, zarar vermemek için elinden geleni yaptı. Hangi partiyi tuttuğunun önemi yoktu kimsenin. Gurur vericiydi.


Arkadaşlar, unutmayalım. Bunu ne ırkçılık, nede faşizm için söylüyorum, inanın. Biz Türk'üz! Yenilmeyeceğiz! Damarlarımızda akan asil bir kan var. Bu kanı kirletmeye çalışan insanlar elbet hak ettiği cezayı Allah tarafından alacak ve o günler bizim zaferimiz olacak. Bayrak inmedi, ezan dinmedi, rehberimiz Kur'an-ı Kerim var. İmanımız ve inancımız bizi sonuna kadar götürecek.

"Başaracağız, başaracağız, başaracağız!"


Multimedia'da beni çok mutlu eden bir şey var, bu olaylar olmadan 2 saat önce falan bayağı mutluydum ama artık sevinmek biraz ayıp olur diye düşünüyorum. Sadece demek istediğim: teşekkür ederim. Benim hedefim bu sıralamaya girmekti. Kaçıncı olursam olayım... Hepsi sizin sayenizde, çok teşekkür ederim.


Bir dahaki bölüme Gölge gelecek, burada yine yok. Aslında paylaşmayacaktım ama bekletmek istemedim. Bir hatam varsa affedin.

İyi okumalar.



YAREN ALACAN




"Merhaba,"

Kafamı kaldırmadan gelen müşteriye karşılık olarak selam verdim.


"Merhaba, site sinemalarına hoşgeldiniz! Mısır?" derken hala mısır makinasıyla oynuyordum.


"Yaren, konuşabilir miyiz?"


Adımı bilmesinin verdiği şaşkınlıkla kafamı aniden kaldırmamla karşımdaki düz, doğal sarı saçlara sahip kıza şöyle bir alıcı gözüyle baktım.

"Nereden tanışıyoruz?" dedim huzursuz bir tonda.


Karşımdaki kız benim huzursuzluğuma eş değer bir tonda gülümsedi ve elleriyle saçlarını okşadı. "Tanışmadık ama ben Yeliz, şey yani aslında Şule Yeliz ama yeni kişilere Şule diye tanıtırım, yakın kişiler ise Yeliz der. Uray'ın kuzeniyim, partide sonradan gelmiştik belki hatırlarsın."


Aklıma gelince sessiz bir "Ah," dedim. "Kusura bakma işe dalmışım."

"Önemli değil, işinin bitmesine daha kaç saat var?"


Cebimden telefonumu çıkararak saate baktım.


İş saatimin bitişi 22.00'dı. Şu an saat ise 21:43'tü.


"Tamı tamına 17 dakika var." Ferahça gülümsedim. "Eğer müşteri yoksa biraz erkende çıkabilirim."

Yelize etrafına dikkatlice bakarak insanları süzdü.


Aşk Yetmezliği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin