01 • "Oyunbozan"

36K 1.1K 165
                                    

Lütfen bu hikayeyi diğer, gizli numaranın arayıp işlettiği, hikayelerle karıştırmayınız. Okudukça farklı olduğunu anlayacaksınız. Okuduğunuz için teşekkürler!

*

YAREN ALACAN

Kapüşonlumun cebinde titreyen telefonumu fark etmemle, Gamze'ye 'al işte' der gibi bakmam bir oldu. Gamze alt dudağını yamuk bir şekilde dişlemeye başlamıştı; kaşları bir martının açık kanatları gibi bir şekil alırken, elimi cebime attım.

Israrla titremeye devam eden telefonuma lanet ederek, ekranına ise sabır dilenerek baktım.

"Aç," dedi Gamze, temkinli ses tonuyla. Bakışlarım bir bıçak gibi Gamze'nin bakışlarına saplandıktan sonra keskinliğini yitirmeye başlamıştı.

"Eğer her akşam salak salak mesajlar çekip, ikide bir ararsa sana yönlendireceğim. Pek hevesliydin ya!" diyerek kinayeli bir şekilde konuştuğumda suratını yere düşürdü. Elimde titreyen telefonu yere atmamak için büyük bir çaba sarf ediyordum. Bir kez, rahatlamak amacıyla derin bir nefes verdim. Sakindim... Gayet sakin...

Anlık bir cesareti sırtlanmak istercesine gözlerimi yumdum. Yummamla, açmam bir oldu ve anlık cesaret, sırtımda pek etkili değildi. Elim cevaplama kısmına gitti. Korkacak bir şey yoktu. İçimden birkaç saniye saydım ve aramayı cevaplandırdım. Titremeyi kesmiş telefonu kulağıma götürdüm ve ahizeden bir ses bekledim.

"Alo?" dedi ahizeden yükselen kadifemsi ses tonuna sahip çocuk. Ve evet. Bir erkekti.

"Kimsin?"

Kızgın ses tonuma engel olamamıştım. Nefret kusan dudak hareketleriyle Gamze'ye sessizce bir şeyler söyledim.

"Ne kadar da kibarsınız, hanım efendi," diyerek kadifemsi ses tonuna, yumuşak tınısını eklediğinde sinirle soludum.

"Evet, bence şu an gayet kibarım. Kaba halimi görmek istemiyorsanız, bu konuşmayı başlamadan bitirelim!"

Gamze, karşımda 'ne oluyor' bakışlarıyla üzerime bir baskı uygularken, suratında ki tatlı sırıtışı saklayamıyordu.

"Ama çok ayıp," diye konuştuktan sonra kısık bir kahkaha ahizeden kulaklarıma sızdı. "Etkinliğin amacı bu. Konuşmak, anlaşmak ve kaynaşmak,"

Dişlerimi birbirine bastırdım ve çenemi dikleştirdim.

"Sizde pek bir naziksiniz. Maşallah, hiç ukalalıktan haberiniz yok!" dedim, birkaç cümle geride ki kinayesine karşılık.

Kinayeli ve alaycı ses tonum yüzümde sinsi bir sırıtışın peydah olmasına engel olamamıştı. Gamze, daha da meraklanmış yüz hatlarını gizleyemeyerek sevinçle yerinde zıpladı. Gamze'ye 'ne yapıyorsun lan' der gibi baktıktan sonra dikkatimi ondan alıp, ahizedeki kadifemsi ses tonuna sahip ukalaya verdim.

"Ah, öyleyimdir."

Gözlerimi yumarak derin bir nefes verdim.

"Etkinlik formuna özellikle 'nazik' diye belirtmiştim," dedim, sabır dileyen bir tınıda. Tekrar ahizeden kısık bir kahkaha kulaklarıma ulaşırken, depderin bir nefes daha verdim.

"Benimle idare edemez misin? Bence ben, sana yeterde artarım bile." Sesinde keyif alan bir tını vardı. Hatta şu an hayalimde elini pantolonunun cebine yerleştirmiş, sinsice sırıtan bir erkek beliriyordu.

"Sorumu tekrarlıyorum: Kimsin?" diyerek Gamze'ye 'sen bittin' der gibi kafamı salladım. Bana cevap olarak omuzlarını silken Gamze, bu sefer etkilenmişe benzemiyordu.

"Ama böyle olmuyor ki! Soruya soruyla cevap verilmez!" diyerek kahkahaları arasından konuştu. "Çok oyunbozansın."

Kaşlarımı çattıktan sonra dudaklarım arasından çıkacak uygunsuz kelimeleri yutmak amacıyla dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Bir süre sakinleşmeye çalışarak, cevap vermeme jokerimi kullanmaya karar verdim.

"Ne o, çok suskunsun," dedi buram buram alay kokan bir tonla.

Gözlerimi yumup, açtıktan sonra nefes alış verişi yaptım.

"Senin gibi şerefsizlerden nefret ediyorum, anladın mı? İşiniz gücünüz bu işte! Bilmem kaç dakikadır benimle oynuyorsun! İsmin ne, kimsin, bunlar benim umurumun yüzde biri bile değil. Ama ikide bir arayıp, bilemece gibi konuşup, benim sinirimi becerme anladın mı? Bir daha beni arama orospu çocuğu!" diye konuşurken, sansür gerektiren yerde susmayı başaramamıştım. Gamze karşımda, ağzı 'o' şeklini almış bir vaziyette bana bakıyordu. İki dolgun dudağı arasından firar eden 'oha' kelimesi, elini ağzına götürmesiyle sonuçlanmıştı.

"Hop, yavaş gel-" demesine kalmadan telefonu suratına kapattım.

Oh... Çokta güzel yapmıştım!

Aşk Yetmezliği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin