YAREN ALACAN
Tenefüs zili çalmıştı. Kalp atışlarım gayet normal, nefeslerim ciğerlerimden kolaylıkla çıkıyordu. Kesinlikle heyecanlı değildim!
"Çılgın Pakize! Çabuk beni sakinleştirecek bir şey söyle!" diye elimi sıkıca tuttu Gamze. Sıkıntıyla ofladıktan sonra bıkkınca konuştum.
"Heyecanlanacak bir şey yok, fazla abartıyorsun," dedim. Koridorun sonuna doğru yaklaşıyorduk ve gittikçe insan kalabalığı artıyordu. Bir sürü fısıldaşma birleşerek, koca bir gürültüyü misafir ediyordu. Fazlasıyla rahatsız ediciydi. Arkamı dönerek koridordan uzaklaşmaya çalıştım. Sağ koluma sarılan ince parmaklar duraksamama sebep olmuştu.
"Gidemezsin," dedi Gamze. Hemen omuz silktim ve tekrar gitme girişimlerine giriştim.
"Sen olmadan formu kabul etmiyorlar." deyince duraksadım. "Ceyda'ya boyun mu eğeceksin? Eğer öyle bir şey planlıyorsan, yaşama, git öl kızım sen!" diye yineledi. Hafifçe gülümsesikten sonra kalabalık içine karıştım. Zafer denen duygunun tadına bakmak iyi gelecekti.
Birkaç dakika bekledikten sonra sıra bize geldi. Koca sırayı hileyle aşıp, öne geçmiştik. Katılım sandığına doğru ilerlerken, katılım sandığının üzerinde durduğu masanın arkasında Ceyda'yı gördüm. Siktir! Etkinliğe başkanlık yapıyordu!
"Vay küçük kaltak!" dedi Gamze. "Numaranı ifşa edebilmek için ne işlere karışıyor."
Sinirle dişlerimi ve dudaklarımı birbirine kenetledim. Sinirli değildim... Sakindim...
Yavaşça ilerleyerek sandığa doğru yanaştım. Sanki şu an tüm dünya durmuş, sadece ben ve Ceyda yaşıyorduk. Derin bir nefes verdikten sonra kapüşonlumun cebinden formu çıkardım. Acilen kurtulma hissiyatıyla küçük delikten formu sızdırdıktan sonra Ceyda'ya baktım. İşte, o yüzünü parçalama isteğimi uyandıran sinsi gülüşüyle bakıyordu.
Amaan dedi iç sesim. Numara değiştirme diye bir şey var. Hamlesini bekle ve iki katını uygula!
Tam dışarı çıkacağım sırada Ceyda cırtlak sesiyle herkesin dikkatini çekti.
"Birkaç derse kadar açıklanıyor sonuçlar. Telefonlarınıza iyi bakın."
Ve sonra bana bakarak sinsice gülmeye devam etti.
Ona karşılık olarak bende ölümcül bir gülüş attım. Dişe diş Ceyda Hanım!***
Birkaç ders geçmişti. Sonuçlar nöbetçi öğrencinin sınıfa getirdiği kağıtlarda belli olmuştu. Ne açıp bakmıştım, ne de atmıştım. Hiçbir heyecanım yoktu ancak Gamze için aynı şeyi diyemeyecektim.
Kapüşonlumun cebinde titreyen telefonumu fark etmemle, Gamze'ye 'al işte' der gibi bakmam bir oldu. Gamze alt dudağını yamuk bir şekilde dişlemeye başlamıştı; kaşları bir martının açık kanatları gibi bir şekil alırken, elimi cebime attım.
Israrla titremeye devam eden telefonuma lanet ederek, ekranına ise sabır dilenerek baktım.
"Aç," dedi Gamze, temkinli ses tonuyla. Bakışlarım bir bıçak gibi Gamze'nin bakışlarına saplandıktan sonra keskinliğini yitirmeye başlamıştı.
"Eğer her akşam salak salak mesajlar çekip, ikide bir ararsa sana yönlendireceğim. Pek hevesliydin ya!" diyerek kinayeli bir şekilde konuştuğumda suratını yere düşürdü. Elimde titreyen telefonu yere atmamak için büyük bir çaba sarf ediyordum. Bir kez, rahatlamak amacıyla derin bir nefes verdim. Sakindim... Gayet sakin...
Anlık bir cesareti sırtlanmak istercesine gözlerimi yumdum. Yummamla, açmam bir oldu ve anlık cesaret, sırtımda pek etkili değildi. Elim cevaplama kısmına gitti. Korkacak bir şey yoktu. İçimden birkaç saniye saydım ve aramayı cevaplandırdım. Titremeyi kesmiş telefonu kulağıma götürdüm ve ahizeden bir ses bekledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/43773561-288-k234788.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Yetmezliği
Fiksi RemajaGölge oldum sana, kadın; Ağladığında gözyaşlarını tek tek öpebilmek için. Nefes oldum sana, adam; Tüm dertlerimden arınıp kısacık saçlarımla sana gelmek için. ~ Çıldırasıya seviyor bu kalp seni... Sözlerini, kalbinin güzelliğini. Delicesine...