Üniversite beklediğim gibi değildi. Liseden daha yoğun bir temposu vardı ve artık eskisi kadar boş zamanım yoktu. Yemek yapıyor, çamaşır yıkıyor, evi temizliyordum. Luke ne kadar yardım etse de yine de işlerin çoğunluğu bana kalıyordu.
Lisa ile birkaç arkadaş edinmiştik. Diana, matematik sınıfından bir kızdı. Açık konuşmak gerekirse biraz depresif bir kızdı ve onunla nasıl arkadaş olduğumuzu bilmiyordum. Nyle ise zeki bir çocuktu. Tabi zekiliğin yanında getirdiği bir ukalalık da söz konusuydu ama sıcakkanlılığı bunu kapatıyordu.
Dersim fizikti ve işlemler beynimi bulandırmaya başlamıştı. Etrafımdaki herkes pür dikkat profesörü dinliyordu. Nyle yanımdaydı ve diğerlerinden bir farkı yoktu. Her kelimeyi not alıyor, soruları hızlı hızlı çözüyordu. İlk defa bu kadar bunalmış hissediyordum. Derse bir türlü odaklanamıyordum. On sekiz yıllık hayatımda ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum. Kreşteyken bile öğretmenlerimi dikkatli bir şekilde dinlerdim.
Sonunda ders bittiğinde kitaplarımı toplayarak bahçeye indim. Kampüsün bahçesi çok büyüktü ve her seferinde kayboluyordum. Bahçede Lisa ve Diana'nın bir konu hakkında tartıştıklarını gördüm. Büyük ihtimalle hangi klübe katılacaklarını tartışıyorlardı.
Onların yanına gitmek yerine banklardan birine oturdum. Göz kapaklarımı açık tutmak için direniyordum fakat hiçbir faydası olmuyordu. Son bir dersim kalmıştı. Bu halde bir ders daha kaldırabileceğimi sanmıyordum ama dönemin başından ders kaçırmak gibi bir şansım da yoktu.
"Demek matematik dahimiz de buradaymış."
Nyle yanımdaki boşluğa oturunca hafif bir tebessüm ettim. Yüz kaslarımı bile oynatacak gücüm yoktu.
"Sen iyi misin?"
"Harikayım!"
Sanırım ses tonum beni ele veriyordu.
"Faye hasta mısın?"
"Sadece biraz yorgunum hepsi bu."
"Avustralya sıcağından New Jersey soğuğuna alışmak kolay değildir, tabi."
"Geleli neredeyse 2 ay oldu. İklimle ilgili olduğunu sanmıyorum."
"Cidden bu soğukta hırkayla gezip bunu söyleyebiliyor musun?"
"Kapa çeneni, Nyle."
Biraz kıkırdadıktan sonra sustu.
"Bence evine git. Notları ben sana veririm."
"Bu hayır diyebileceğim bir teklif değil."
"Tamam, o zaman sen revire görün oradan da evine gidersin."
Eve geldiğimde yapılacak çok fazla iş olmasına rağmen uyumayı tercih etmiştim. Üstümdeki yorgunluğa anlam veremiyordum. Muhtemelen Nyle haklıydı, hava koşullarına uyum sağlayamamış olmam etkisini birazcık geç göstermişti. Nedeni ne olursa olsun uyku şu an bunun tek çözüm yolu gibi görünüyordu.
Yatağımda tepinen Lisa'nın üstüme düşmesiyle gözlerimi araladım.
"Tanrım! Kaç kilosun sen?" Onu üstümden ittirerek doğruldum.
"Kalbimi kırıyorsun, Faye."
Ağzımda iğrenç bir tat vardı. Öğlen uyuduğum zamanlarda hep böyle olurdu.
"Bugün neden erken çıktın? Bir dersin daha var sanıyordum."
"Vardı ama kendimi pek de iyi hissetmiyordum. Nyle da bana notları vereceğini söyleyince eve geldim."
"Bir dahakine haber vermeyi dene, ufak bir şey ama çok büyük sorunları önlüyor."
"Bir şey mi oldu?"