basketball

257 26 17
                                    

Sabah uyanamamıştım. Saat on ikiye geliyordu ve ben hâlâ yatakta dönüp duruyordum. İdrar keseme baskı yapan çişim yüzünden uykuma devam edemiyordum. Yorganı tekmeleyerek yataktan kalktım. Koşabilsem koşardım ama yürümek bile çok zor geliyordu. Odamdan çıkıp tuvalete gittim.

Çişimi yaparken uyuyakalmıştım. Soğukta kaldığım için de karnım ağrıyordu. Ellerimi yıkayarak tuvaletten çıktım. İçimdeki canavarı beslemek için mutfağa gittim. Dolap bomboştu. Sinirlenip dolaba tekme attım. Lisa'nın hamile olduğu aklıma gelince birazcık sakinleştim ama yine de açtım. Bir an önce karnımı doyurmam gerekiyordu. Fazla param da yoktu. En mantıklı seçenek süpermarketteki soğuk sandviçlerdi. Sağlıklı olduklarını söyleyemezdim. Yine de iki dolar için oldukça lezzetliydiler.

Üstümdeki pijamaları çıkarıp yatağımın içine soktum ve dolabımdan çıkardığım kırışmamış kıyafetleri giydim. Yanıma çantamı aldım ve sokağa çıktım. Aklım dün geceden kalan anılarla doluydu. Her gün yürüdüğüm yollar yabancı gelmeye başlamıştı. Elim sürekli telefonuma gidiyordu ama bir türlü onu arayamıyordum. Uyuyor olabilirdi, derste olabilirdi, konuşmak istemiyor olabilirdi, hatta en kötüsü dün geceyi unutmuş olabilirdi. Aklımda dönen ihtimaller ellerimin titremesine neden oluyor, onu aramamı engelliyordu.

Derin bir nefes alarak yoluma devam ettim. Ben elimden geleni yapmıştım. Marketin önüne geldiğimde telefonu cebime soktum ve içeriye girdim. Sandviçlerin olduğu bölüme giderken gözüme çikolatalar takıldı. İçimdeki tatlı canavarı bana fındıklı çikolata almam için baskı yaparken mantığım sandviç almam için ısrar ediyordu.

Kendi içimdeki tartışmaya daldığım sırada çikolata reyonuna doğru gelen bir çift buz kesmeme neden oldu. Kabul, Michael yakışıklı bir çocuktu ama onun gözünün bilgisayar oyunlarından ve basketboldan başka gördüğü bir şey yoktu. Bu nedenle onu bir kızla görmek beni şaşırtmıştı.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Saklanmalı mıydım, onları takip mi etmeliydim, selam mı vermeliydim yoksa görmezden mi gelmeliydim? Karar verme mekanizmamın çökmesi durduğum yerde kalmama ve bakışları beni bulan Michael'a boş boş bakmama neden olmuştu.

"Hey, Faye!" Şansıma Michael'ın karar verme mekanizması benimki kadar zayıf değildi. "Hey!"

*

Michael beraber bir yerlere oturmayı teklif ettiğinde aklımdaki tek şey cebimde sadece on dolar olduğuydu. Ancak o bunu kafama takmamamı, onun bana ısmarlayacağını söylemişti. Bunu kızı etkilemek için yaptığı belliydi. Yine de sesimi çıkarmamıştım.

Bizi bir fast food restoranına götürmüştü. Siparişlerimizi verirken kızı daha yakından inceleme fırsatı bulmuştum. Michael ile çıkmak için fazla akıllı bir kıza benziyordu. "Çiftlerin birbirleriyle nasıl tanıştıklarını anlatan romantik hikayeleri dinlemeyi genel olarak sevmem ama siz ikiniz beni bu konuda fazlasıyla meraklandırıyorsunuz."

Michael güldü. "Aslında öyle çok da ilginç bir hikayemiz yok. Aynı bölümün öğrencileriydik ve aynı ortamda takılıyorduk." Hâlâ ismini bilmediğim kız Michael'ın sözünü böldü. "Michael'a bıraksaydım asla bir ilişkimiz olmayacaktı. O benden hoşlanıyordu, ben ondan hoşlanıyordum ancak en ufak bir adım atmıyordu. En sonunda beklemekten sıkıldım ve ona hissettiklerimi söyledim." Bu hikaye çok tanıdık geliyordu. "Bu arada ben Faye." diyerek elimi uzattım. Kız bana ilişkisini anlatıyordu ben ona ismimi söylüyordum. "Ben de Annie."

Tezgahın arkasındaki adam siparişimizin hazır olduğunu söyleyince yiyeceklerimizi alarak boş masalardan birine geçtik. Annie'nin anlattıkları içimdeki umudun kıpırdamasına neden olmuştu. "Biliyorum, ilişkinizden bahsetmek sizin için pek hoş olmayabilir ama biraz tavsiyeye ihtiyacım var. Bu yüzden açılma kısmını biraz daha detaylı anlatabilir misiniz?"

NBA || Calum HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin