"Mecburum...'' diye mırıldandım.
Mecburum çünkü Ufuk'a zarar verir.
Mediadaki- Ufuk ve Damla ( Ve bölüm şarkımızda Fettah CAN- Dünyaları Versem)
****
DAMLA
Acı; nasıl hissetmezsin ki? Böylesine kalbini kanatırken... Korkuyordum, yalnızdım, bir başımaydım. Yine yazım tamamen kışa dönmüş, kalbimi bir telaş alıp götürmüştü. Dudaklarımda sitemli birkaç söz dolanırken kalbim daha beterdi. Çünkü özlüyordum. Hem de şimdiye kadar hiç olmadığı kadar çok. Ufuk'un mavişlerine her baktığımda kahroluyordum. Onun benden nefret etmesine dayanamazken, buna katlanmak zorunda kalmak çok zordu. En fenası da can düşmanım ona bu kadar çok yakınken benim hiçbir şey yapamaz oluşumdu.
İçim alev alev yanarken o gün çoktan gelmişti. Okulun ayarladığı otobüse binip, hayatımı karartan o ormana doğru yol aldık. Gözlerim hep mavişlere takıldığında başka yöne çevirdim siyahlarımı. Çünkü istedim ki sonsuza kadar siyahlarımın derinliğine işlenen acıyı görmesin. Hiç bilmesin. Bu yol onunla son yolumuz olacak, o hiç bilmese de...
Otobüs durduğunda herkes sırt çantasını alıp ormana doğru yürümeye başladı. Bense donup kalmıştım öylece. Geçmişin kirli anıları benliğimi ele geçirirken, ellerimde sıcacık bir el hissettim.
****
KAYA
Damla'nın gözlerinden süzülen yaşları görünce içimden bir şeyler kopuverdi. Kendime mani olamadan elimi ellerinde hissettim. Güzel gözlerini bana çevirdiğinde burukça gülümsedim.
"Yanındayım...'' diye mırıldandım. O an benden güç aldı. Korktuğu yola adımlar atarken, elimi daha da çok sıkıyordu. Ve hep;
"Başaracağım...'' diye mırıldandı. Biliyordum kalbi yara doluydu. Ben kapatamazdım. Onu asla iyileştiremezdim. Sımsıkı tuttum elini. Güç vermek istedim. Ta ki Ufuk hocanın kötü bakışlarını üzerimde hissedene kadar, sürdü bu durum. Adam bir anda canavarlaşmıştı.
"Sevgililere burada yer yok! Herkes edepli duracak!'' diye haykırdı bir anda. Millet birbirine bakarken, fark ettim ki tek el ele tutuşan Damla ile bendim. Hiç istemesem de elimi Damla'dan çektiğimde, donuk gözlerini bana çevirdi.
"Ne oldu?'' diye sorduğunda hocayı gösterip "Adam affedersin ama ağzımıza edecek.'' Dedim. Damla şaşkınlıkla "Kim?'' derken Ufuk hocaya çevirdi bakışlarını ve dudaklarında küçük bir tebessüm yer buldu.
"Hep öyledir zaten. '' dedi. Ben şaşkınlıkla bakarken Ufuk hocanın kim olduğunu anladım.
"Damla, Ufuk hoca o bahsettiğin aşkın mı?'' dediğimde bana acıyla dönüp baktı.
"Aynen öyle. O... benim her şeyim.'' Dedi.
Benim yanımdan uzaklaşırken, omuzları çökmüştü. Damla iyi değildi. Ve ben onu kaybedeceğimi hissediyorum.
****
DAMLA
Hayat artık anlamsızdı. Çünkü biliyordum ben artık mutlu olamazdım. İçimde biriktirdiğim büyük aşk günden güne daha da artacak, nefes alamayacak bir hale gelmemi sağlayacaktı. En fenası da aşk fırtınasını kalbime salan adam bunu hiç bilmeyecekti. Çünkü bir süre sonra beni önemsemeyecek, hatta benden nefret ediyor olacaktı. Çünkü tanıyordum mavi gözlümü. O severse çok severdi ama nefret ederse sonsuza kadar asla geri dönmezdi.
Güçsüz adımları grubun peşindeyken Ufuk, Duman ile beraber bir şeyler anlatıp duruyordu. Ama ben dinleyemez haldeydim. Aklımda hep geçmişin karanlık anıları ve acıları dolaşıp duruyordu. Sanki tüm acılar geçmemek için, canımı daha da yakmak için sözleşmiş gibiydi. Her şey öyle üst üste geliyordu ki, ben ne yapacağımı bilemez haldeyim. Kafam karışık yürüdüm bir süre. Kendimi unuttuğumu fark ettiğimde çoktan yolumu da kaybettiğimi anladım. Korkuyla etrafıma bakınırken "Ufuk?'' diye fısıldadım. Korkudan çığlık atamaz haldeyken, her saniye kötü anılar içime yeniden işliyordu. Koşar adım yürümeye başladım ve her defasında çam ağaçlarına çarpıp, vücudumda sayısızca yaranın açılmasına neden oldum. Korkuyordum, hem de çok. Sanki karanlık beni içine çekmeye çalışıyordu. Ufuk'u yanımda istiyordum ama o da kayıptı.
****
UFUK
Çocuklarla kamp alanına gelince çadırları kurmaya başladık. Duman ile çadırlarımızı kurduktan sonra ahşap sandalyeleri açıp oturduk. Derin bir sohbet bizi ele alırken, kalbim sızlıyordu.
Duman "Kız arkadaşınla neden ayrıldın?'' diye sorduğunda çaresizce onun gözlerine baktım.
"Bilmiyorum. Hiçbir şey söylemedi. Sadece gitti. Her zaman yaptığı gibi...'' dedim öfkeyle. Damla'ya çok kızgındım öyle ki artık ayaklarıma kapansa onu asla affetmezdim. Zaten yanında dolanıp duran çocukla ilişkileri varmış, kandırdı beni hiçbir şey söylemedi.
"Peki, hiç mi bir fikrin yok?''
"Biri var. Onunla el ele gördüm. İlişkileri olduğunu düşünüyorum. Zaten bana seni sevmiyorum dedi. Oysaki evlenecektik. Bende ne hayaller kurarken o bana oyunlar oynamış. Artık ona güvenmem Duman. Artık onunla bir ilişkim olmaz. Tek istediğim benden uzak dursun. Arkadaşıma verdiğim söz olmasa zaten bende çoktan İstanbul'a dönmüştüm.''
"Saçmalama kardeşim. Bırak kız değmezmiş. Sen kendi yoluna bak. Hem Mira buradaymış. Onunla yeniden bir şeyler yaşayabilirsiniz.''
Gözlerim büyürken şaşkınlıkla "Mira mı?'' dedim. Yıllardır adını duymadığım kadın bir kez daha hayatımı alt üst etmeyi başarmıştı.
"Evet, o da Hatay'da bir şirket kurmuş. Senin en dişli rakiplerinden biri olacak. Hayata bak, yıllar sonra yeniden karşılaşacaksınız.'' Dediği an kalbimde büyük bir acı hissettim.
"Hiçbir anlamı yok Duman. Onun bana yaptığı ihaneti asla unutmayacağım! Zaten kadınların hepsi aynı... Başka birini bulunca seni paramparça edip gidiyorlar. Hayatıma giren iki kadında bana aynı şeyi yaşattı. İhanet ettiler. Onları asla affetmem.'' Deyip ayaklandım. Duman şaşkınlıkla "Kardeşim nereye?'' dediğinde "Yürüyeceğim...'' deyip yürüyüşe çıktım.
Zaman akarken bende çamların döküldüğü yolda yürümeye devam ettim. Mis gibi havayı içime çekerken mavilerimi ayakkabımdan kaldırıp karşıma odakladım. Birden yerime çivilenip kalırken, gördüğüm şeyin acısını kalbimin en derinlerinde hissettim.
"Da... Damla?'' diye fısıldadığımda bir ağacın dibine çökmüş sevdiğim kadınla o adamın birbirlerinin dudaklarında kayboluşunu izledim. Bu fazlaydı. Canımı yakan, ihanetin her zerresini hissettim. Öldüm bir anda. Sanki sayısızca bıçak, sayısızca defa kalbime saplanıp çıkarılıyordu. Acı çekiyordum. Hem de şimdiye kadar hiç olmadığı kadar çoktu bu acı.
Bana bunu nasıl yaparsın? Nasıl? Kalbim tamamen kaybolurken, sanki izim yeryüzünden silinmişti. Kalbim acıdan kıvrandı. Gözlerime büyük öfkeler yurt kurdu.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINA
RomantikTESADÜF ADLI HİKAYEM DEKİ UFUK VE DAMLA'NIN MACERA DOLU AŞK HİKAYELERİ. UMARIM ÇOK BEĞENİRSİNİZ. ***** Bazı anlar vardır hayatında. Sözlerin boğazında güğüm olduğu, seni nefessiz bırakan anlar. O an durur düşünürsün. Kalbime esen ne? Rüzgâr mı? Ufak...