MEDİADAKİ- Duman
YORUMLARI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR ^_^
****
DAMLA
Bilmiyorduk. Aslında tüm bu olanların çok basit bir açıklaması vardı. Çocukça bir şeydi, kaybolan düşlerin intikamıydı. Ama ne ben anladım bunu ne de bana bunu yaşatan adam. Yıllarca içinde ukde kalanların, acısını çıkarıyordu çaresizce. Gün gelecekti ve ben bunu öğrendiğim de ne olacaktı? Ama ben asıl sebepleri öğrenene kadar daha çok acı yaşayacaktık.
**
Herkes bana merakla bakarken ne söyleyeceğimi bilemedim. Tam inkâr edeceğim sırada Kaya yanıma yaklaşıp sağ kolunu omzuma attı.
"Siz ne saçmalıyorsunuz! Bilmez misiniz biz sevgiliyiz.'' Deyip gülümsedi. Ben şaşkınlıkla bakarken herkes kahkaha atıp "Aynen... Aynen... Ay bizde ne saçma düşünüyoruz. Hadi hocam alanı gezelim.'' Deyip yürümeye devam ettiler. Kaya' da endişe ile beni Ufuk'un yanından uzaklaştırdı. Korkuyordum. Dönüp, Ufuk'a bakamadım. Öyle bir şey yok diyemedim. Zaten ne söyleyebilirdim ki?
Ufuk sinirliydi. Öyle ki bu her halinden belli oluyordu. Yürüyüşümüz bittiğinde herkes kendini bir ağacın altına bırakıvermişti. Bende Kaya ile oturuyordum. Derin sohbetimize devam ederken, gözlerim Ufuk'taydı. Duman'ın kötü bakışlarıysa bende... Kaya kolunu koluma vurup "Çok düşünüyorsun. Sonunda beyin damarların yanacak diye korkuyorum.'' Deyip kıkırdamaya başladı. Çatlak ya...
"Dikkat ette ondan önce senin beyninin etini yemeyeyim. Öhhh...''
İkimizde bu kez kahkaha atıyorduk. Kaya gözlerime daha yakından bakmak için başını önüme eğdi.
"Neden gözlerinde hala hüzün var? Damla konuş benle. Anlat derdini.'' Deyip yeniden başını çekip ağaca yasladı. Benim gözlerim Ufuk'tayken içimden geçeni söyledim.
"Bir seçim yapmam gerek. Ama ben seçim yapmaktan korkuyorum.''
"Neden korkuyorsun?''
"Çünkü hangisini seçersem seçeyim, en büyük acıyı yaşayacağım. ''
"Bu seçimi neden yapman gerekiyor?''
"Bilmiyorum Kaya. Maalesef ben seçilmiş kişiyim. Kaçamam...''
"Damla, sorun tam olarak neyse söyle bana. Yardım edebilirim.''
"Yardım edemezsin. Çünkü o yola çoktan girdim. Artık kaçamam Kaya. Çaresizce sürükleniyorum. Sadece yapacağım bu seçimle daha karanlık yoldan gidip gitmeyeceğime karar vermem lazım.''
"Damla anlat bana...''
Hızla ayağa kalkıp "Anlatamam...'' dedim. Biraz yalnız kalmak için aşağı inmeye devam ettim. Yine ormanın içine dalmıştım. Ne yöne gidiyorum bilmiyordum. Tek düşüncem hangi yolu seçeceğimdi. Gerçekten bunu yapabilecek miydim? Ufuk'un yaşaması için, daha çok acı çekmesine izin verebilecek miydim? Peki, ben onu acı çekerken görmeye hazır mıydım? Ya da öldüğünü görmeye?
Kolumdan sıkıca geriye çekildiğimde onu görmeyi hiç beklemiyordum. Duman gözlerime merakla bakarken "Kararın ne?'' dedi sert sesiyle. Hızla sağ kolumu elinden kurtardım.
"Daha karar veremedim.''
"Of Damla! Beni hayal kırığına uğrattın. Oysa çoktan diğer teklifi kabul edersin sanıyordum.''
Onu umursamayıp yeniden yürümeye devam ettiğim de, beni sert bir şekilde ağacın gövdesine yapıştı. Kolları arasına hapsolmuştum. Korkudan titriyordum. O kötü geceyi hatırladıkça, onun bana yakın olmasından nefret ettim. Bana gitgide yaklaşıyordu. En sonunda kulağıma yaklaşıp "Artık bir karar ver. Yoksa kararını bile beklemeden onu öldürürüm.'' Dedi. Daha çok titredim. Çünkü biliyordum. Yapardı. O acımasız bir adamdı. Kötüydü...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINA
RomanceTESADÜF ADLI HİKAYEM DEKİ UFUK VE DAMLA'NIN MACERA DOLU AŞK HİKAYELERİ. UMARIM ÇOK BEĞENİRSİNİZ. ***** Bazı anlar vardır hayatında. Sözlerin boğazında güğüm olduğu, seni nefessiz bırakan anlar. O an durur düşünürsün. Kalbime esen ne? Rüzgâr mı? Ufak...