Koridordaki herkes bana bakıyordu.
Galiba bahçedeki olaydan. Aman boşver. James görünce yanına gittim.
- Naber James? Dedim sorarcasına ama zaten soruyorum.
- zeka sınırlarını zorlama. Ah iç seste geldi tam olduk.
- iyi sen? Bu arada sağol. Dedi. De niye sağol dedi?
- neden? Dedim.
- sınıftan içeri fırladığımda kazıktan dolayı ölmek üzereydim. Sen olmasaydın ben öldürdüm. Beni kurtardığın için sağol. Dedi. Bu arada sınıfa doğru gidiyorduk.
- hiç sorun değil. Sen olsan aynısını yapardın. Dedim ve gülümsedim.
- bu arada ses tellerin ammada kuvvetliymiş. Diyince kıkırdadım.
- görüşürüz. Dedim.
- görüşecez. Dedi. Sınıflarımız karşı karşıya olduğu için o sağa ben sola ayrıldık.
#####2 gün sonra cumartesi#####
Sabah erkenden kalktım. Nede olsa alıştım erken kalkmaya. Saat 6ydı. Hemen aşağıya indim. Bugün çocuklarla kahvaltı yapmak istiyorum. Ocağa çayı koydum ve buzluktaki poaçaları mikrodalga fırına koydum. Ben yaptım. Aslında ev işlerinde çok becerikli biriyim ama üşengecim. Neyse muhteşem bir kahvaltı hazırladım. Önce masa örtüsünü serdim ve kahvaltılıkları koydum. Diğerlerini de koyunca tamam. Şimdi çocukları çağırayım. Herkesin evine kadar gittim ve kahvaltıya çağırdım. Beraber sohbet ederek kahvaltıyı yaptık. Onlar gidince bende masayı topladım. Kahve yaptım ve bahçeye çıkarak içmeye başladım. Bahçe koltuğunda otururken kapı açıldı. Lucas kucağında bir çocukla geliyordu.
- Naber Alexa?
- iyi. Kim bu prenses?
- annemin çocuğu.
- annenin çocuğu yani senin kardeşin değil.
- Alexa uzatmasan lütfen. Dedi yalvarırcasına.
- eee? Napıyon bu çocukla?
- annemin bir işi varda bana bıraktı. Ben de çocuk bakmaktan anlamadığım için güvenilir birine emanet edeyim dedim aklıma sen geldin. Alexa miky e bakar mısın?
- Lucas çok uzun konuştun. Tamam mikye bakarım. Ne zaman alırsın?
- akşam alırım. Dedi ve hızla gitti. Acelesi var sanırım.
- evet miky. Miky? Dedimde miky ortada yok.
- Miky. Miky. Miky. Huhu. Hımm saklambaç demek. Etrafta kurt kokusu alıyorum. Küçük tatlı kurt kokusu.
Diyince miky nin kıkırtısını duydum. Vampir hızımı kullanarak arkasına geçtim ve
- işte burdasın. Dedim sarılarak. Önce korksada sonra kıkırdadı.
######## akşam ########
Şuan mikyle çizgi film izliyoruz. Tom ve Jerry. İşin garip tarafı birbirimize yaslanarak elimizde peçete ağlıyoruz. Ve benim göz yaşlarım hem kristal şeklinde hemde gözümden düşünce kristal sesi çıkarıyor.
- ama birazda o yesin Tom. Dedi miky.
- evet buzdolabından peynir aldı diye vurulur mu küçücük fareciğe. Dedim. Sonra kapı çaldı. Üşendiğim
için büyüyle açtım. Zaten kimin geldiğide belli.
- kızlar neden ağlıyorsunuz? Dedi Lucas.
- Tom Jerryi dövüyor. Dedik mikyle aynı anda. Lucas yanımıza gelerek televizyonu kapadı ve bize sarıldı.
- o sadece çizgi film o kadar. Dedi. Ağlamamız geçince miky kucaklayarak
- gitme vakti miky. Yarın okulda görüşürüz.
- görüşürüz. Dedim ve kapıya kadar uğurladım.
####### sabah #######
Of yine okul. Üzerimi giyindim. (Multi). Kan torbamı alarak kızların yanına gittim.
- Naber kızlar. Dedim enerjik bir şekilde.
- aynı.
- iyi.
- nasıl olsun. Gibi sesler çıkardılar.
- noldu size ölü gibisiniz. Dedim.
- sabah sabah nasıl olmamızı bekliyon. Sen nasıl bu kadar enerjiksin. Dedi Kate.
- enerjik olmak benim damarlarımda var. Dedim.
Diğerleri de gelince yola koyulduk. Bu arada okul ormanın ortalarına yapılmış. Ne güzel yem yeşil. Bide yanında göl var. Tabi bizim evlerde ormanın içinde. Neyse okulun yakınına gelince birden birşey beni hızla çocuklardan uzaklaştırdı. Martin fark edince hep beraber peşimden geldiler. Beni kaçıran şey durup beni ağaca yasladı. Kimmiş... Jack? Size jackleri sevmediğimi söylemiş miydim? Neyse öğrenmiş oldunuz. Martin ve arkadaşları jackin arkadaşlarıyla kavga ederken ben karşımdaki varlığa sırıtarak bakıyordum. Beni öpmek için yaklaşırken bile.
- Alex hayır. Sesi güçsüzleşmişti son kelimeyi söylerken. Aslında martinin benden hoşlandığını biliyordum. Bende ondan hoşlanmıyor değilim. Ama jackle yaşadığım gibi olmasın istiyorum. Ben bunları düşünürken jack beni tam öpüyordu ki abimin yaptığı büyü nedeniyle karşıki ağaçlara uçtu.
