...5.BÖLÜM...

367 44 9
                                    

Yüzüme uzun uzun baktı, kararsız olduğu her halinden belli oluyordu.
Belki de bugun kendimi zorlamamalıydım, limitim dolmuştu sanki. Belki duyacaklarım için kendime zaman tanımalıydım konuyu bambaşka bir yere çekerek..."Turgut ne yarışı bu? "

Şaşkınlıkla yüzüme baktı. Haklıydı tabii ki geldiğim zaman ki durumla sorduğum soru alakasızdı. Ama hayatta en çok yapmak istediğim şeyi sadece onun sayesinde yapabilirdim. Bu sebeple bu konuşmayı kendi içimden daha sonraya erteledim. Vereceği cevap benim için önemliydi.

" Bizim katıldığımız yarışları biliyosun"
" hı hı"
" Bu biraz daha kapsamlısı bu sefer ki daha büyük ve ucunda ciddi bir idda var"

İşte şimdi daha da ilgimi çekmeye başlamıştı. Gözlerim parladı uzun zamandır yapmak istediğim şeye beni kavuşturacak olan kişi elbette Turgut'tan başkası olamazdı. Gözlerine bakış şeklimden beni tanıyan birisi olarak ne diyeceğimi anlamıştı..."sakın aklından bile geçirme"
" Geçirdim bile ve sen beni o yarışa senin yerine koyacaksın bende aramızda ki olmasi gereken bu konuşmayı sen bana hazır olup anlatana kadar sabırla bekleyeceğim. Bizim anlaşmamız da bu olacak Turgut Can" diyip göz kırptım.

" Uzun zaman oldu bu lakabımı duymayalı. Ama beni kandıramazsın bu mümkün değil Zümra bu ciddi bir durum, ve gerçekten hırslı insanlar var. Ve en önemli kişi az önce giden Barlas...
" Barlas?"
" Alaca diyoruz genelde, yani ismi ile pek hitap edilmesini sevmez."

" Anladım Turgut bugün bu yarışa katılmak istiyorum ve biz seninle bir iddaya gireceğiz. Eğer ben kazanırsam bilmediğim ne varsa hepsini anlatacaksın. Kaybedersem hiç birşey sormayacağım bir daha herkes ve herşey olduğu gibi kalacak."

Etrafımda benden habersiz olan biten herşey canımı sıkmaya başlamıştı, hemde haddinden fazla şekilde ve ben buna kendi yönetemlerimle son verecektim. Devrim'le Buse konusunda ne yapacağıma henüz karar vermemiştim. Ama kesinlikle final benim finalim olacaktı.

Bu konuda Turgut'un ciddi yardımına ihtiyacım vardı. Sanırım ikna etmem kolay olmazdı ama dedigim gibi kendi yöntemlerimi devreye sokma zamanım gelmişti.

"Bu ciddi bir yarış Zümra ve haddinden fazla tehlikeli, ben bu riski alamam ve sebebini sen benden iyi biliyorsun."

"Bugün yaşadıklarımdan sonra hiç birşeyin benim için bir önemi yok. Bu gece o yarışa senin yerine ben katılacağım yoksa benden şüphenmi var?"

" Saçmalama Zümra elbette yok, benim tedirginlik sebebim sen gayet iyi biliyosun."

" Benim artık hiç birşeyden tedirginligim yok Turgut bu mesele bugün halledilecek. Ben akşam daha önce ki gibi gelirim kıyafetlerim burda dimi?"

" Evet burda aynı yerinde duruyorlar. Zümra son kez..." " Turgut akşam burdayım benim canavarın bakımlarını ayarla sana emanetti biliyorsun"

" Sana asla laf geçmez tamam sen merak etme akşama hersey hazır, peki kazanırsan ne olacak? "

" Herkes herşeyi öğrenecek tabii ki "

Yüzümde zafer gülümsemesiyle ayağa kalktım Turgut gideceğimi anlamış yanımda yürüyordu. Kapıya kadar geldik içimden gelen tüm samimiyet ile sarıldım ona. Sımsıkı onun abiliğine çok ihtiyacım vardı ve eksikliğini kimse dolduramazdı.

Kapıda parkettigim arabayı kumanda ile açtım. Akşam için çok heycanlıydım, eğer kazanırsam bu sefer kimse bana mani olamayacaktı. Kesin kararlıydım bir daha vazgeçmeyecektim kendimden.

Akşam için evde olmayacaktım önce bunu ayarlamam gerekiyordu. Birde o şerefsizler vardı,aklımdakileri yoluna koyana kadar kimseye birsey belli etmeyecektim. En zor olan kısım buydu ben kimseye yapmacık davranamazdım. Ama sanırım artık öğrenmem gerekiyordu.

~~~~~~~~~~~

Kocaman siyah kapının önünde öylece dikildim. Her geldiğimde eksilmeyen daha fazlalaşan yokluk ve acı. Yedi sene... bitmek bilmeyen kabuslarla sol yanımı terk etmeyen büyük acıyla dolu yedi sene. Kapıyı ittirdim paslı olduğundan çıkan gıcırtı içime işliyordu sanki. Her bir adım attığımda sanki ayağımın altındaki topraklar sızlıyor, çığlık atıyor. Bu yitiklik hissi ölümden beter canım yanmıyor artık, bu içimdeki hissin tarifi yok.

Bembeyaz benim aksime dimdik duran mermer...
Kaybettiğim en büyük değer. Kalbimde gene aynı his atışı yavaşladı ve nefesim sanki dışarı çıkmaya utanıyor. Ruhumun damalarımdan çekildiğini hissediyorum. Sahip çıkamadım, gözlerimin önünde ellerimden yitip gitti... Ben vardım sadece onun herseyi bendim, benim herseyim oydu ama o yitikti... o kayıptı... Ben bulmuştum söz vermiştim tüm kalbimle. Göçmen kızımdı o benim beyaz tenlim, lavanta kokulum. Artık yatağım bomboş burnuma dolan sadece ruhumun pas kokusu...
"Gitmeyelim Barlas" demişti bana gitmeyelim. Ama ben götürdüm onu zorla "Kabul edecekler Elif kabul etmek zorundalar. Sen benimsin eşimsin karnında benim parçam var."

Ayakucuna çömeldim gözlerimden akan yaşlara hiç müdahele etmedim. Kendimden bağımsız olarak dilimden dökülenlere karışmadım. Nasılsa kimse yoktu kim gelirdi ki bu saate.

Topraklarını avcumun içine aldım, kokladım... kokladım... kokladım ama olmadı burnuma dolmadı mis kokusu.
Mezar taşına baktım ve o melun tarih bir kez daha en ağır darbelerle beynimdeki yerini sağlamlaştırmıştı...

22.08.1984
15.03.2008

"Sen benimdin...
Sen ruhum...
Sen kalbim...
Sen gülüşüm...
Sen nefesim...
Sen bakışlarım...
Sen bendin, beni tamamlayan, bütünleyen bana anlam katandın.
Ve ben sevgili şimdi...
Ruhsuz...
Kalpsiz...
Donuk...
Nefessiz...
Kör kaldım...
Ben yarımım, sol yanım yok kalbim sadece yaşama eylemi içinde. Ben anlamsızım sevgili...
Cümleler eksik, şarkıların notaları firarda, müzik hiç bilmediğim tonda.
Ve en zoru ne biliyormusun sevgili...
GELMEYECEKSİN DÖNÜŞ YOK GİDİŞİNDE."

(BURDA LÜTFEN ŞARKIYI DİNLEYİN)

Yandım... kavruldu... boğazım kurudu.

Onun en sevdiği türkü döküldü dilimden..

Ben bir göçmen kızı gördüm,
Tuna boyunda...
Elinde bir besli kuzu hem, kucağındaaaa...
Doğru söyle göçmen kızı annen varmıdır ?
Ne annem var ne babam var
Kalmışım öksüz. ...
Sen bir öksüz ben bir garip ,
Alayım seniiii...
Alayımda gizli yerde sarayım
Seniii iii. .....

Hıçkırıklarım nefes almama engel oluyordu. Nasıl söyledim bilmiyordum ama söyledim.
Elifimi dizime yatırır saçlarını okşarken söyletirdi bana.

" Barlas"
"Söyle canım"
" Sen söyle"
" Bıkmayacakmısın sen?"
" Senden Hayır. .. Gözlerinden hayır... sesinden aslaaaaa"

Paramparçaydım artık ben,ve her parçam bambaşka yerlerderdeydi.

Yavaş yavaş kalkmaya çalışırken omuzumda sıcak bir el hissettim...
Hüzünlü olduğu her halinden belli olan ses tonu ile...
" Başın sağolsun ALACA" dedi...
Şaşkındım hemde hiç olmadığım kadar onun burda ne işi vardı ?

Canlarım ben geldim...
Öncelikle bölüm kısa oldu kusura bakmayın. Ve herşeyden önce hayırlı bayramlar bu bölüm bayram özel bölümüydü. Size kocaman söz öbür bölümümüz gayettt uzun olacak.
Hepinizi çok seviyor yorum ve votelerinizi mutlaka bekliyorum.
Bu arada benim kuzularımdan çok güzel kalemi olanlar var. Bir dahaki bölümden itibaren her hafta bir kuzumuzun hikayesinden en sevdiğim kısmı burda paylaşarak sizlere tanıtacağım.
Haydi bakalım sevgiyle kalın....

❄BUZ MELEK (Mevsiminde Aşklar Serisi)❄(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin