...18.BÖLÜM...

138 10 0
                                    

Olmasını istemediğim her şey hızla gerçekleşirken, ısrarla istediklerim kaplumbağa hızındaydı. Oğuz en son görmem gereken insanların en başında olan kişiydi. Burada, şimdi ve şu anda olmaması gerekiyordu.  Birbirimize anlatılmamış onca şey varken. Oğuz'un kızgınlığı ile ağzından çıkacak her şey yanlış anlaşılmaya müsait olacaktı. Ve tecrübemle sabittir ki zor bir durum içine girmiştim.

"Siz tanışıyor musunuz?"

Evet haydi başlayalım ama nereden ? En başından mı? Yok uzun olur. Ortasından anlatsam. O zaman kendimi daha zor bir duruma sokarım. Peki ya en sonu yani neticesinden ? O zaman hiç bir sey anlatmanın önemi yok. Kendi içimde ki hesaplaşma yüzünden sorulan soru havada asılı kalmıştı. Yataktan hafifçe doğruldum. Sırtımı yatağın başlığına yasladım. Alabildiğim en derin nefesi içime hapsettim. Sadece onun gözlerine baktım. Zirâ onun ne düşündüğü benim için önemliydi. Belki ilk defa gözlerini kaçırmadan direk bana bakıyordu.
"Evet tanışıyoruz. Asıl sürpriz olan ortak tanıdığımız olması oldu. Oğuz'la ben aynı hastahanede görev yapıyorduk."

Kaşlarının havaya şaşkınca kalkışı ve bakışlarında ki değişim beni zor şeylerin beklediğinin habercisiydi. Ben ona anlatmadan başkasının ağzından hiç birşey duymasını istemiyordum. Düşüncelerimi bölen Oğuz'un sesi oldu. "Ne kadar zamandır ani bayılmaların var?"

Bakışlarım endişeli şekilde onu buldu.

"Geçirdiğin operasyon kolay bir şey değil Zümra. Harun hoca bu konuda seni çok uyardı. O kadar büyük bir ameliyattan sonra bide meşhur fedakarlığın ve laf dinlemez halinle nakil ameliyatı olman tam süper oldu."

"Yeter Oğuz!!!"

Devam etmemeliydi, şimdi olmaz  bu şekilde öğrenmemeli hatta hiç öğrenmemeli. Oğuz sesimin yüksekliği sebebi ile irkildi. Barlas tüm olanları anlamadığı bir ifade ile yüzüme bakıyor ve her şeyin sonuçlanmasını bekliyordu. Ve ben içimdeki aptal endişe ile nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.

"Unutma ki senden kıdemli olan benim. Ne yapmam gerektiğini söylemene gerek yok. Şimdi yalnız kalmak istiyorum müsaadenle zaten önemli bir şeyim yok..."

"Peki kalp ritmlerine düzgün baktırıyor musun? "

"Oğuz lütfen gerekli her şeyi yapıyorum ben. Şimdi gidebilirsin."

Şafak anlamsız bir şekilde Oğuz'u kolundan çekiştirerek dışarı çıkardı. Barlas hiç bir şey söylemeden kapıya yöneldi arkalarından. Onun gitmemesi gerekiyordu. Oğuz salakça şeyler sorabilir veya anlatabilirdi. Ne diyerek durduracağımı bilemediğim için, dilimden dökülen kelimelerin farkında değildim.

"Barlas tek kalmak istemiyorum... Gitmesen."

Son adımı havada asılı kaldı. Kararsızlığı her halinden belli olurken bedeni bana yarı dönük  şekilde " Sadece senden duymamı istediğin şeyler var dimi ?" Dedi.

Kısa zamanda beni bu kadar çözmesi hem hoşuma gidiyor, hem korkutuyordu beni. Başımı evet anlamında salladım. Yatağın başında duran sandalyeye doğru gelerek,  üstündeki eşyaları kaldırıp oraya oturdu. Yüzüme bakmaması dikkatimi çekmişti. Birbirimize verdiğimiz söz aklıma geldi. Baştan tanımak bütün art niyetlerden kurtulup birbirimizi tanımak.  Haklıydı... Benim ve onun hayatında bizden hariç olaylar vardı. Bunları bilmemiz gerekiyordu. Hep olayların ortasında kesişti yollarımız.
Bu olayların başkahramanı ben olduğum için ilk anlatacak kişide bendim sanırım. Nereden ve hangisinden başlamam gerektiğini bilmiyordum. Başucumda ki suya uzanacağım zaman suyu bardağa doldurup bana uzattı. Gözlerinde ki beklenti tahminlerimi sağlamlaştırmak içindi sanki. Ne kadar uzatırsam o kadar içinden çıkılmaz bir hal alacaktı bu durum. Ve içinde bulunduğum endişe daha aptal tepkiler vermeme sebep olacaktı. Bu yüzden aldığım derin nefesi neredeyse vermeye bile zaman bırakmadan anlatmaya başladım.

"Oğuz  Korhan'ın kardeşi."

"Korhan ?"

"O gün mezarlıkta karşılaştığımız zaman ziyaret ettiğim kişi. Yaşamama sebep olan kişi..."

Selamlar uzun bir aradan sonra kısa bir bölüm oldu. Umarım beğenir ve keyifle okursunuz sevgiler...

❄BUZ MELEK (Mevsiminde Aşklar Serisi)❄(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin