BÖLÜM 7- Geri Dönüyormuş

131 12 0
                                    

***DÜZENLENMİŞTİR.***


Kafamı yine ruh gibi yastıktan kaldırdım, tıpkı tam iki haftadır olduğu gibi. Aşağıya kahvaltıya inmemek için hep erken uyanıp dolaptan ayaküstü bir şeyler atıştırdıktan sonra odama geri çıkıyordum. Ardından da dershaneye gidiyordum. Moral bozukluğumu orada da yansıtıyordum ki doğru düzgün arkadaş edinememiştim. Zaten çabuk arkadaş edinemezdim, bir kere insanlara kolay kolay güvenemezdim. Geçip en arkaya oturuyordum, dersimi dinliyordum. Teneffüs aralarında da test çözüyordum. Kısacası tam bir asosyaldim. Emre'yle karşılaşacak cesaretim yoktu. Kalbimdeki kırıklar gözlerime vurmuştu. Ona acıyla bakmaktan korkuyordum. Acımasız sözlerinden sonra yüreğimdeki yavru kuş heyecan verici duygular için açtığı kanatlarını kullanamamış yuvasından yere çakılmıştı. En başında erken olduğunu fark edip yuvamda kalmalıydım. Bilinmeyen gökyüzüne kanat çırpmamalıydım.


En çok da Hande'ye sorgusuz sualsiz güvenmesi canımı yakıyordu. Yorgundum. Sesimi çıkaramıyordum bana yapılan haksızlığa. Tek dileğim Emre'nin bir an evvel Hande'nin gerçek yüzünü görmesiydi. Hande zarar veriyordu çevresine. Fark etmezse ona da zarar verecekti. O geceki sözlerine rağmen hala onu düşünmem gerçekten komikti. Benim onun gözünde hiçbir değerimin olmadığını görmüştüm o gece o sözlerle. Kahkaha atmaya başladım. Gözümden yaş gelene kadar güldüm. Acınacak haldeydim. Gözünde değersiz olduğum bir insan için endişeleniyordum.


İlk öpücüğüm artık benimle değildi. Onu benden çalmıştı Emre. Sanırım kalbimi de çalmıştı. Yataktan kalktım bitkince pijamalarımı çıkarmadan çalışma masama oturdum yine. Kendimi çalışmaya verdim son iki haftadır yaptığım gibi.


Haldun Dede benimle konuşmayı çok denemişti. Benim için endişelendiğini anlayabiliyordum. Olmayan dedem gibiydi. Ama beni o da çıkaramamıştı odamdan. Sonunda beni kendi halime bırakmıştı, her gün gelip beni kontrol ediyordu ama. Hakkını nasıl öderim hiç bilmiyorum. Gün içinde öğle ve akşam öğünlerimi de buraya çıkarıyorlardı ve odamda yiyordum.


Saatlerce ders çalıştım unutmak için. Bu gün dershanem yoktu evde çalışacaktım zaten. Her zaman yaptığım şeydi bu. Ben kendimi çalışarak oyalardım. Her şeyi yapardım elime gelen.


Kapım çaldığında umutla kafamı kaldırdım. Haldun Dede olamazdı çünkü o hep akşam geliyordu yanıma. Emre olabilir miydi? Bir kere bile halimi merak edip gelmemişti yanıma.


"Gel."


Kapı aralandı ve Aras içeri girdi. Zavallı ben... Hala ondan bir şeyler umuyordum. Ne yüzsüzdüm ama. Kendimi toparlamaya çalışarak Aras'a baktım. "Merhaba."


"Selam Meyra." Bana ne diyeceğini bilemiyormuş gibi baktı. Sonunda derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.


"Bak Meyra direk konuya gireceğim. Tanıştığımız kısacık zamanda ben seni çok sevdim ve iyi bir insan olduğunu anladım. Halin hiç hoşuma gitmiyor. İki gündür geliyorum buraya. Dün çok takmadım ama bu gün de aynısın ve dedemden öğrendim ki iki haftadır böyleymişsin. Ne oldu? Emre de bir tuhaf."

ŞANS KALBİ ÇALINCA (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin