"Sizin ne işiniz var burada? Hangi yüzle geldiniz?" diyen Defne sinirle bağırmıştı.
"Kuzen sen seninkini al benim odaya götür. Ben burada kalırım." Biz olanları anlamlandıramayarak bakınmaya devam ederken Aras'ın kendinden kaçmaya çalışan Defne'yi sırtına atmasıyla Defne gibi bir çığlık savurdum. "Ne yaptığını sanıyorsun sen Aras?! Bırak onu hemen!"
İleri doğru atılmamla kolumdan tutulmam bir oldu. "Sen kalıyorsun güzelim, konuşacağız." Diyen Emre'nin ürkütücü bakışlarıyla gerilerken Defne'nin bağırışları oldukça uzaklaşmıştı bile.
Ne yapacağımı bilemeyerek bir süre durakladım. Ardından yaşadıklarımı hatırlayarak kendime geldim. "Bırak beni!" Beni kolumdan çekerek göğsüne yapıştırdı. Sonra da kollarını bir mengene gibi bana sardı.
"Sana beni bırakmanı söyledim!"
"Ben de sana konuşacağız dedim."
"Ne konuşacağız ha? Gece Sanemle olan maceralarını mı?"
"Saçma bir şey için benimle arana mesafe koymana müsaade edemem!" diyerek yüzünü bana yaklaştırdı. "O kadınla aramda hiçbir şey olmadı."
"O zaman neden telefonlarını o cevaplıyor?!"
"Güzelim telefonumu orada unutmuşum yalnızca."
"Tabi canım zaten ondan tüm gece gelmedin? Seni sabaha kadar bekledim..." dedim dolan gözlerimle. Bir yandan ona inanmamam gerektiğini düşünürken bir yandan da içimden ne olur bana bir şey söyle sana inanayım diye düşünüyordum.
Ellerinden birini yanağıma koyarak benim farkına varmadığım gözyaşımı sildi. Gösterdiği şefkat gözlerimi daha da doldurdu. "Güzelim sana haber vermedim çünkü telefonum yanımda değildi ofiste unutmuştum. Nerede olduğuma gelirsek Aras'ın yanındaydım."
Şaşkın bir şekilde yüzüne baktım. "Aras'ın mı?"
"Evet, güzelim o gerzek dağıtmıştı. İşin aslı bana ofisteyken bir telefon geldi Aras'ın körkütük sarhoş olduğu onu gelip almam gerektiğine dair. Ben de aceleyle çıkınca telefonumu orada bırakmışım. Tüm gece onunla uğraştım."
"Defne'yle olanlar yüzünden olmalı..." diye mırıldandım.
Bana hafifçe tebessüm etti. "Evet, güzelim o yüzden."
"Be-ben telefonunu Sanem açınca ne ya-" hıçkırığım beni engelleyince konuşmamamı tamamlayamadım. Sanırım bir sinir boşalması yaşıyordum.
"Şşş geçti güzelim." Beni kendine iyice çekerek yanaklarımı öperken gözlerim kendiliğinden kapandı. Dudaklarıma şekilli dudaklarını bastırdığı anda derin bir iç çektim ve kendimi ona bıraktım.
Dudaklarıma ıslak ıslak öpücükler bırakırken başarabildiğim kadarıyla o öpücüklere cevap vermeye çalıştım. Sanırım bu hissin güzelliğine asla alışamayacaktım.
Belimdeki elleri yavaşça kalçalarıma kayıp onları avuçladığında heyecanla doldum. Arsız bir ihtiyaçla bana dokunmasını istiyordum. Sanki bana dokunmazsa ölecekmişim gibi hissediyordum. Kalçalarımı koca elleriyle yoğururken dudaklarına doğru minik minik inlemeye başladım. Dudaklarını benden ayırdığında itiraz dolu bir inleme bıraktım. "Beni deli ediyorsun." Utançla kızaran yanaklarımı kaçırmaya çalışırken çenemden tutarak kafamı kaldırdı. "Benden utanıp saklanma papatyam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS KALBİ ÇALINCA (ARA VERİLDİ)
RomanceYolda şans eseri açılan bir çanta hayatını değiştirdi. İçinden çıkan paralar değildi şansı ardından çıkan beklenmeyenlerdi. Şans eseri açılan çanta kalplerin de kapılarını açmıştı. ...