Bölüm 15-Huzursuzluk

55 6 11
                                    

Sürpriz. Yeni bölüm! Sonunda yeni bölümü yazabildim. Biraz kısa oldu ama yeni yeni ısınmaya başladım. Bölümü kontrol etme imkanım olmadı. Umarım bir hata yoktur ve beğenirsiniz.


Herkese keyifli okumalar dilerim. Yorum yapmayı ve o minik yıldıza basmayı unutmayın lütfen.


           

DEFNE'DEN


"Ne-ne yapacağız?" dedim kocaman açtığım gözlerimle.


"Şşş sakin ol güzelim." Diyen Aras yanaklarımı okşadı. "Şimdi az evvel yataktan düştüğünü ve üzerini değiştirdiğini söyle."


Derin bir nefes alarak Aras'ın dediklerini yapmaya çalıştım. "Şey ben iyiyim az evvel yataktan düştüm."


"Hey Allah'ım akılsız kızım benim. Peki, neden kilitli bu kapı Defne Hanım?!"


"Üstümü değiştiriyorum anne! Bu evde özel hayat diye bir şey yok mu ya?!" Üste çıkmaya çalışarak söylendim.


"Sus kız sıpa! Senin özel hayatın falan olamaz. Çabuk kahvaltıya gel!" Abim ve annem uzaklaşınca nefesimi verdim rahatlayarak. Annemi duyan Aras'ın bana alayla bakması üzerine sinirle gözlerimi ona diktim. "Of gülme be!"


"Tamam kızma sıpa gülmüyorum." Dedi gülümsemesini genişleterek.



"Yaa, gülme dedim!"

Beni kollarına alıp boynumu koklayarak öpmesiyle bir anda erimiş peynir kıvamına geldim. "Tamam güzelim gülmem öperim."


Bir süre daha sarıldıktan sonra "Artık gitmelisin." Dedim istemeye istemeye.


"Akşam yine geleceğim."


"Ne delirdin mi sen? Sakın gelme!"


"Seninle uyumak istiyorum. Sabah sen uyanmadan giderim böyle olmaz."


İçten içe ben de bunu istiyordum.  Ne ara bu hale gelmiş onu her an yanımda ister olmuştum anlayamıyordum. "Tamam... Sabah erkenden gideceksin."


Gülümseyerek bana baktı. Ardından dudaklarıma derin bir öpücük kondurup beni darmadağın bir şekilde bırakarak yanımdan ayrıldı.


***


MEYRA'DAN


Akşam yemeğinde kafamı kaldırmadan tabağıma bakıyordum. Zira Emre masaya oturduğumdan beri yakıcı bakışlarını bir an olsun üzerimden çekmemişti. Kıpkırmızı yanaklarımı saklayabilmek için saçlarımın önüme biraz daha düşmesini sağladım. Ama bu beni onun bakışlarından kurtaramadı.


Sonunda yemeğim bittiğinde aceleyle kalktım. "Afiyet olsun."


Kimsenin bana cevap vermesini beklemeden hemen odama çıktım. Allah'ım ne utanç vericiydi. Bakışlarındaki aç ifade beni ürkütmüştü. Yatağımın üzerine kendimi attığım anda odamın kapısı açıldı.


"Neden kaçıyorsun güzelim?"


"Kaçmıyorum."


"Kaçıyorsun. Neden?"


Birden cesaretimi toplayarak "Neden bana böyle bakıyorsun?" dedim.


Işıldayan gözlerle bana baktı. "Nasıl bakıyormuşum?"


ŞANS KALBİ ÇALINCA (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin