ŞANS KALBİ ÇALINCA (ARA VERİLDİ)

BÖLÜM 11-Ezilen Kalp ve Mimarı

***DÜZENLENMİŞTİR!***

DEFNE'DEN

Körük gibi kalkan göğsüm ve sıklaşan nefeslerimle ona baktım. Ne istiyordu benden? Neden bu kadar yakındı? Kalp atışlarımı duyabiliyor muydu? Belimdeki ellerinden birini çekerek yanağımı okşadı. Dokunuşu içimde bir yerlere dokundu. Ellerindeki şefkat dokunduğu yeri tatlı bir şekilde ısıtıyordu.

"Yanakların sıcacık olmuş kızardın değil mi güzel göz?"

Cevap veremedim. Yeşil kuytularına bakmaya devam ettim. Sanki olduğum yere çakılmıştım. Burada bir ağaç misali kök salsam köklerimin yine onu bulup kana kana içeceğini hissediyordum. Sanki yaşamam için gerekli olan suydu bu gözler. Bu hisler nereden doldurmuştu içimi? Neden Aras bana bunları hissettiriyordu? Korkuyla doldu içim o anda. Yanlış yoldaydım. Belki de şimdiye kadar saptığım en doğru yoldu ama şu an bunu anlayamayacak kadar paniklemiştim. O benim için gizemli bir patikaydı.

"Dilini mi yuttun güzelim?"

Sesimi saklandığı yerden bulup sonunda cümle kurabildim. "Ne-ne istiyorsun?"

Soruma birlikte yüzünde oluşan ukala ifadeyi göremesem de anlamıştım. "Bilmem. Sence?"

"Benimle şifreli konuşma. Bulmaca çözmekten nefret ederim."

"Hım, demek öyle ama bazı bulmacaların sonunda çıkan harfleri bir araya getirince çok güzel bir kelime çıkıyor."

Ne demekti şimdi bu? Kaşlarımı çattım kafamdaki soru işaretleriyle. Burada daha fazla kalmak istemiyordum. Kollarından çıkabilmek için çabaladım. Her ne kadar bunu hiç istemiyormuş gibi hissetsem de.

"Hiçbir yere gidemezsin. Daha borcunu ödeyeceksin."

Ne dediğini anlayamamak beni daha da sinirlendiriyordu. "Ben kimseye borçlanmam."

"Bana olan borcun büyüdü baya ama. Ben de dudaklarına icram için geldim." Diyen Aras dudaklarıma yapıştı aniden.

Ne yapacağımı bilemez bir halde dudaklarımdaki ateş gibi erkeksi yumuşaklıklarla kalakaldım. Beni içine çekecekmiş gibi öpüyordu. Dudaklarımdan başlayan titreme ayak parmaklarıma kadar ulaştı. Titreyen bedenimi kendine iyice bastırdı ve diliyle dudaklarımı yaladı. Alt taraflarımda bir ürperme hissettim ve şaşkın bir nefes aldım. Aralanan dudaklarımdan içeri davetsiz bir misafir sızdı ağzımı baştanbaşa turladı. Deneyimsiz bedenime daha fazla sahip çıkamadım ve dudaklarımı çok hafifçe kıpırdattım ve anında erkeksi bir hırıltıyla kulaklarım ödüllendirildi. Beni daha büyük bir istekle öpmeye başladı ve ben kendimi kaybettim. Ürkek dilim onunkine değdi. Ağzımı dolduran tadı beni cezbediyordu tuzaklarına çekiyordu. Sanki o benim şimdiye kadar tattığım en benzersiz şeydi.