***DÜZENLENMİŞTİR!***
Temiz deniz havasını bir kez daha içime çektim. Güneş batmak üzereydi ve bu sahilde harika bir görüntü oluşturuyordu. İstanbul'un martıları sanki bu güzellik için dans ediyordu gökyüzünde. Kulağımdaki kulaklıktan Sia'nın harika sesi geliyordu ve tüm bunlar beni mutlu ediyor son zamanlarda aradığım huzuru biraz olsun veriyordu. Olanlardan sonra kendimi toparlama derdindeydim. Aynı zamanda da dershaneye yoğunlaşmıştım çünkü denemeler başlamıştı. Malum şahsı düşünmemeye çalışıyordum. Ne kadar mümkünse...
Oturduğum banktan kalktım ve yavaşça yürümeye başladım. Sabah dershaneye gitmiştim, derslerden sonra vakit bulur bulmaz da buraya gelmiştim. Son bir aydır en sevdiğim nefeslenmeye yeriydi.
Durağa geldiğimde otobüsümü beklemeye başladım. Taksiye binecek param vardı ama alışkanlıklarımdan vazgeçememiştim. Bu bendim. Fakir bir mahallede yaşayıp ayyaş babasından kurtarabildiği paraları biriktiren ve ailesini yaşatmaya çalışırken okumak için çabalayan kız... Otobüs varken neden taksiye para verecektim ki? Gelen otobüsle birlikte kartımı basıp içeride ilerledim. Boş yer bulamamam üzerine kapının yanına gittim kendime tutunacak rahat bir yer buldum ve camdan dışarıyı izleyerek arabanın sarsıntılarıyla düşüncelere daldım.
Sitenin oradaki durağa gelince düğmeye bastım ve duran arabadan indim. Burada bir durak olması büyük şanstı benim için. Hoş eve kadar azımsanmayacak bir yürüyüş mesafesi vardı ama ben alışkındım. Girişteki güvenliğe selam vererek lüks villalardan oluşan siteye girdim.
Düşüncelerimi yönetmeye çalışsam da yine malum kişiye yöneliyordu. Son bir aydır asla taviz vermemiştim ona karşı. Ama o hiç vazgeçmemişti söylediği gibi. Sürekli karşıma çıkıyordu ve işimi zorlaştırıyordu. Unutmama izin vermiyordu. Gerçi artık ben de unutabileceğimden emin değildim. Bazen onu affetmek istiyordum. Ne yazık ki gururum karşıma set oluyordu beni durduyordu.
Geçen hafta yaptığı aklıma gelince dudaklarım kıvrıldı. Dersten sonra Pınarların teklifi üzerine bir yerlere oturmaya gitmiştik. Ali yanıma oturmuştu ve aniden kolunu omzuma atmıştı. O anda ortaya çıkan Emre Ali'ye yumruğu geçirip beni sürükleyerek kafeden çıkarmıştı. Tabiki kavga etmiştik daha sonra da. Bana o çocuktan uzak dur sende gözü var demişti. Ben de seni ilgilendirmez demiştim. Aslında ona hak veriyordum ama asla ona bunu söylemezdim, inat olsun diye direnmiştim. Son zamanlardan Pınar'ın bahsettiği kişinin Ali olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Düşüncelerime yanımda duran arabayla son verdim. "Bu saatte senin dışarıda ne işin var senin böyle?" diyen Emre arabadan inip yanıma geldi.
"Sana ne!"
"Seninle ilgili her şey beni de ilgilendirir."
"Hayır ilgilendirmez. Biz iki yabancıyız artık demiştim sana unuttun mu?"
"Hayır değiliz ve asla da olmayacağız. Kendini kandırma artık Meyra."
Sözleri üzerine cevap vermemeyi seçip yoluma devam etmeye başladım. İnkar etmekten yorulmuştum artık. Hızla önüme dikilen Emre beni durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS KALBİ ÇALINCA (ARA VERİLDİ)
RomanceYolda şans eseri açılan bir çanta hayatını değiştirdi. İçinden çıkan paralar değildi şansı ardından çıkan beklenmeyenlerdi. Şans eseri açılan çanta kalplerin de kapılarını açmıştı. ...