İyi geceler tavan...(Ölüme giden yol 5-)

161 7 0
                                    

F16 pilotluğu bir hayli zorlaşmıştı şartları onun için. Normal pilot olmaya karar vermişti.
Bir resim göndermişti bana. Uçak resmi. Uçağın ön bölümünde kendi adı, orta kısmında ise benim adım yazılıydı. O pilot ben ise Host olarak düşünüp çizmişti sanırım. Beraber uçmanın hayalini de kuruyorduk. O pilot olacağı için ona hizmet edeceğimden bahsediyordu hep tatlı ve ezici bi tavırla. Çok keyif veriyordu onunla konuşmak. Eylül'e olan acımı ve birçok sıkıntımı düşünmüyordum bile onunla konuşurken.
Ah benim ceylan gözlü, geceleri gökyüzünde inci tanesi gibi parlayan güzel yarim Hilal'im. Nasıl da seviyordum her bir saçının telini..
Karşılıklı olarak tiwitler atmaya bile başlamıştık.
3 kişiyle çıkmıştı hilal daha önce. En uzun ilişkisini lisede 4 sene önce yaşamıştı kendisinden büyük Mert denilen çocukla. Aldatmış Hilal'i ve diğer sorunlardan dolayı bittiğini söyledi ilişkinin.
Günden güne çok daha samimi konuşuyorduk. Bana olan ilgisini iyiden iyide hissettiriyordu artık.
Telefon numaramı istemişti bir gün utana çekine. Twitter da konuşmaktan sıkılmıştı. Bende öyle. Ama dile getirmiyordum numarasını istemeyi. Numaramı istediği an acaba gıcıklık yapıp utandırsam mı diyordum onu. Ama ya yanlış anlar ve kırılırsa dedim kendi kendime. Gerek yoktu buna. Verdim numaramı ve 2 dakika sonrasında wattsapp dan mesaj gelmişti.
"işte benim yerim yaa twitter da neymiş 140 karakterle konuşmak zordu" şeklinde.
Ozanla olan konuşması devam ediyordu zaman zaman twitter da. Konuşmalarını atıyordu bana arada sırada. İyiden iyide yavaş yavaş Eylül'e karşı olan uzaktan yaşadığım sevgi ve acıyı yitiriyordum sanki artık. Dipteydim oysa ki. En dipteydim karşılıksız olan sevgimden dolayı haberi dahi yoktu oysa. Okyanusun ortasına atılmış ufak bir çakıl taşı gibi çaresizdim. Ama varlığını hissettiren birisi vardı hayatımda daima konuştuğum, konuşurken yüzümün gülmesine sebep olan birisi vardı. Hilal vardı.
Çok iyi geliyordu onunla konuşmak. Bana olan ilgisini fark etmem çok mutlu ediyordu beni. Whatsapp dan bana ses resimler hatta ses kayıtları atıyordu. ''S'' leri söyleyemiyordu o kadar tatlı konuşması vardı ki ince sesiyle ve hafif peltekliğiyle.

Nadir olarak ask.fm kullanırdım. Bir gün bir ileti gelmişti ''Seni Seviyorum'' şeklinde. Bunu görünce aklıma gelen ilk kişi Hilal olmuştu. Yüzümde aptalca bir gülümseme ve garip bir mutluluk vardı. Onun olduğunu adım gibi biliyordum ama ''kimsin'' şeklinde bir cevap verdim.
Bana sürekli ask.fm linkini atıyordu soru sormam için.
Sınavların büyük çoğunluğundan 70'i geçmeyi başarmıştı. Bir tanesi hariç. Uyuzluk olsun diye ''Olmadı başaramadın üzgünüm unut lunaparkı zıplayan topu falan'' şeklinde bir mesaj gönderdim. O kadar tatlı bir şekilde mızmızlanmıştı ki elinden oyuncağı alınmış küçücük bir çocuk gibiydi. Daha fazla üzülmesin diye ''tamam tamam en uygun zamanda gideceğiz'' demiştim. Bir sevinmesi vardı sizlere anlatamam. Dünyalar onun olmuş gibiydi adeta.
(O günleri düşünerek yazmaktan şuan göz yaşlarıma engel olamadığımı belirtmek isterim)

Her gün gece yarısına kadar konuşurduk. Ona hiç ses kaydı atmamıştım. Bunu dile getiriyordu ses kaydı atmamı istiyordu çoğu zaman. Atmıyordum ama utanıyordum aslında.

Burcumu sormuştu bir gün.
- ''Hangisi olmamı istersin'' şeklinde bir cevap vermiştim gülerek.
- ''Aslan ve Balıkla çok iyi anlaştığıma göre sende kesin ikisinden birisindir'' dedi.
İkisi değildim oysa. Yengeç burcuydum.
- '' Hayır ikisi de değilim ne yazık ki.'' şeklinde bir cevap verdim.
Üzüntü ifadesi göndermişti.
- ''Suda yaşayan bir hayvan burcuyum'' demiştim gülerek.
- ''Belkide balığımdır, yada yengeç'' demişti.
- '' Balık ol balık hadi en kötü yengeç ol'' demişti.

- ''Evet. Yengeç burcuyum'' şeklinde cevap vermiştim.
Burcumu ertesi gün söylemiştim. O gece saat geç olmuştu ve sabah erken kalktığından uyuması gerektiğini söylemiştim. Çok meraklı birisiydi. Uyuyamazdı meraktan o derece. Ama uyumazsan söylemem demiştim uyumuştu tabi. Ertesi günde söylemiştim.
17 Eylül'de doğmuş ve Başak burcuydu kendisi de.

Eylül... En sevdiğim ay ve sonbaharın başlangıcı en sevdiğim mevsimdi. Hilalde Eylül ay'ı gibi mükemmel birisiydi.
Onunla güzel geçen bir gün daha sonra ermişti. Gece olmuş, artık uyuyacaktık.
Her gece tavana bakıp ''iyi geceler'' dediğini söylemişti. Bende ona ''Bari tavana iyi geceler yazda karşılık vermiş olur en azından'' demiştim.
Gecenin saati 2'si kalkıp tavana ciddi ciddi ''İyi Geceler'' yazıp resim göndermişti. Aşırı deli bir kızdı. Ona günden güne bağlandığımı fark ettim ister istemez.

Her geçen gün her şey çokta güzel gidiyordu onunla. Taa ki beni öldürene kadar.

Sen benimsin.
Hiçbir şey bu kadar benim olmamıştı.
Hiçbir şeyi bu kadar sahiplenmemiştim ben.
Ama sen benimsin işte.
İliklerime kadar hissediyorum, benimsin.

İntihardan önce ki son mektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin