1.400 olmuşuuuz 😳
Verdiğiniz vote'lar ve yaptığınız yorumlar çok güzel, hepsi için teşekkür ederim.
Harikasınız siz, seviliyorsunuz. ♥▽
Bir... İki... Üç... Dört-
Bir... İki-"Lanet olsun." diye fısıldadım saçlarımı ellerimin arasına alıp sıkarak. "Neden çalışmıyor bu, lanet olası?"
Elimi öfkeyle tezgâha vururken içimden saymaya devam etmeye çalışıyordum. Fakat nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalışırken bu oldukça zordu, her seferinde baştan başlamak zorunda kalıyordum.
"Bu içinden ona kadar saymayı hangi kahrolası buldu? Hiçbir işe yaramıyor siktiğimin terapisi."
Kahve makinesini son kez çalıştırmayı denerken titreyen ellerim hiç yardımcı olmuyordu doğrusu.Neymar benim odamda hala telefonla konuşuyor olmalıydı, umrumda değildi.
Kimi kandırıyorum, kendimi o kadar istenmeyen gibi hissediyordum ki...Odamın önünden zorlukla ayrılıp aşağı inerken kendimle savaş vermiştim, yanına gidip ona sormak yerine kaçmayı seçmiştim.
Benden hoşlanma ihtimalinin hayallerini kurarken aslında istenmediğimi duymak canımı yakıyordu.Makine garip bir sesle bana küfür ederken dolapların birindeki bardağa uzanmaya çalışıyordum, parmak uçlarım cama temas etmesine rağmen onu kendime çekememiştim bir türlü.
"Yardıma ihtiyacın var mı?"Düz sesini kapının önünde duymamla zaten titreyen elim sertçe bardağa çarptı ve ayaklarımın dibinde milyonlarca parçaya ayrılırken tek yaptığım dudaklarımı aralamak olmuştu.
"Kesinlikle yardıma ihtiyacın vardı."Ellerini cebinden çıkarmadan kapıya yaslanmayı bıraktı ve ben kırıkları toplamak için eğilirken önümde durmuştu.
"Kimsenin yardımına ihtiyacım yok."
Yüz ifadesini görmeden de yapabilirdim, değil mi?
"Bu da ne demek?"Güldüğünü duydum, okadar rahattı ki. Az önce istenmediğimi duymasam olduğum yerde bayılabilirdim ses tonu yüzünden.
O tanıdığım, aşık olduğum adam değil gibiydi.Ben cevap vermek yerine büyük parçalardan birini kavrarken, "Sorun değil." diye mırıldandı. "Andrea'yı ararım ve gelip temizleyebilir."
Telefonundan gelen tuş seslerini dinlerken bir yandan elimi kesmemeye çalışıyordum."Bugün geç gelecek sanırım." diye mırıldandım yüzüne bakmak yerine beyaz spor ayakkabılarına bakarken.
"Aslına bakarsan bugün izinli, ama merak etme."Başımı hızla kaldırıp telefonu kulağına bastırmasını izlerken, "Ne?" diye sordum ses tonuma aldırmadan. "Onu izinli olmasına rağmen mi çağıracaksın?"
Ayaklarımın üzerinde doğrulduğumda tepkime şaşırmış gibi bana bakıyordu.
"Sorun ne, Melisa? Kendine zarar vermek mi istiyorsun-"
"Sana inanamıyorum." diye sözünü kestim öfkeyle. "Kendini ne sanıyorsun, Junior?"Bana bir şey söylemeden ifadesizce bakarken başladığım işin sonunu hiç düşünmeden hareket ediyordum yine ve sonunun iyi olacağına da sanmıyordum.
"Kendimi ne mi sanıyorum?" diye sordu bakışları yüzümün her noktasında dolaşırken. "Onlara bunun için para ödüyorum, Melisa."
Dikkatimi dağıtmaya çalışıyor, diye düşündüm içimden. Her zaman yaptığı gibi."İnsanları kullanıyorsun."
Nefesini yavaşça verirken az önce kettle'da ısıttığım suya uzandı.
"Onlar kendini kullandırıyor."Başımı iki yana sallarken kişisel olarak düşünmemeye çalışıyordum, ne yaptığım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.
Fincana bitki çaylarından birini ilave ederken konuya bu şekilde başladığıma oldukça pişman olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blessed || Neymar JR
Fanfiction#5 Fan Fiction ♚ 24.12.2015 ▽ Rüzgâr sert bir şekilde saçlarımı havalandırırken ondan gelen böğürtlen kokusuyla bacaklarım tutmayacak şekilde uyuşmuştu sanki. Bakışları benimkileri delip geçerken aşağı kaydı ve parlak, kırmızı dudaklarımda duraksadı...