23.Bölüm • The Butterfly

10.4K 388 199
                                    




Giftekinin ağzını burnunu ısırırım ya, öyle böyle değil.


Olduğum yerde ona bakmaya devam ederken bacaklarımın titrediğinin farkında değildim. Yaslandığım komidinin üstündekiler teker teker yere düşmeden önce.

"Selam." diye mırıldandım cılız bir ses tonuyla. Bunu yaparken elimi aptal bir şekilde sallamıştım.

Bakışları sanki karşısında en sevdiği yemek varmış gibi vücudumda gezinirken bir şey söylememesi beni gerçekten korkutuyordu.
"Neymar."

Ellerim tereddütle çekmeceye uzanıp içini karıştırırken yumuşak şeylerden birini çektiğimde elimdeki baksıra korkuyla baktım, sonunda Dani'nin yardımı olmadan Junior'un baksırlarını bulduğum için mutlu mu olmalıydım bilmiyordum.

Aynı anda çalan kapıyla bakışlarım büyümüş halde tepkisini izlerken küfür ettiğini duydum, buna rağmen yerinden kıpırdamadı.

"Kapı çald-"
"Duydum, Melisa."

Havluyu daha sıkı kavrarken omuzlarımı düşürerek dua ediyordum.
"Her kimse birazdan gider."

Kendimi tutamayıp çığlık atmak için hamle yaptığımda Junior parmağını aceleyle bana doğru kaldırmıştı.

"Bana sadece iki dakika ver." diye mırıldandı, odadan çıkıp kapıyı arkasından kapatmadan önce. "Geldiğimde sana yapacaklarımı Christian Grey bile tahmin edemez, Melisa."

Dehşetle açık kalan ağzımı kapatmaya gerek bile duymadan odadan çıkmasını izlerken midemin acı verici bir şekilde düğümlendiğini hissettim.

Kilit sessiz odada tüylerimi ürpertecek kadar ince bir sesle çevrildiğinde parmaklarımı ısırmaya başlamıştım bile.
"Tanrı beni korusun." diye fısıldarken kapıyı çaresizce kontrol ettim.

Ardından bakışlarım pencereye kayarken zihnimde yarınki gazetelerin üçüncü sayfasında yer alacak beyni patlamış küçük bir Melisa oluşmuştu.

Başımı düşüncelerimden kurtulmak için hızla iki yana sallarken aceleyle çekmecelere ilerledim, elime geçen ilk baksırı bacaklarımdan geçirirken merdivende oluşan ayak sesleriyle nefesim kesilmişti.

Havluyu bir yere fırlatırken ve yatağın üstündeki sweatshirtü kavrayıp başımdan geçirirken kilidin açılma sesi kulaklarıma dolmuştu.

Altıma giyecek bir şeyler ararken Junior gelmeden buradan kurtulacağımı düşünüyordum, fakat gelen kişiye ne yaptıysa iki dakikadan daha az bir sürede karşımda olmasını da beklemiyordum.

"Otuz saniye erken geldin."
Onu oylamak için aklıma gelen bütün saçmalıkları sıralarken kaşlarını eğlenir bir tonda yukarı kaldırmasını izliyordum.

"Sorun değil." diye mırıldandı, alt dudağını ısırıp bana yaklaşırken. "Telafi edebileceğimi biliyorsun."

"Yaklaşma."
Kendimi aceleyle yatağa atarken ciyaklamama aldırmamış gibi görünüyordu,buna rağmen ayağa kalkıp yerimde zıplamaya başladım.

Elime geçen minik yastıkları ona fırlatırken gülerek kollarını kendine siper etmesi sinir bozucuydu.

"Ağaçta beni dikizlemek hoşuna gidiyordu, Melisa. Şimdi neden bu kadar utangaçsın?"

Bir an duraksayarak ona şaşkınca baktığımda kaşlarımı çatarak nefes alışlarımı yavaşlatmaya çalışıyordum.
"Beni kandırmana-"

Ayak bileğimi yakalamasıyla beni aşağı çekerken yanağımın içini ısırdığımda acıyla inledim.
"Bırak beni, seni sapık."

Kendini üstüme bırakırken ağlamaya başladım, fakat bu gerçek bir ağlama değildi.
Karanlık odada garip bir duyguyla kararmış gözlerinin içinde oynaşan ışığın gerisindekileri tahmin etmek o kadar zordu ki...

Blessed || Neymar JRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin