▽Saçlarımda dolanan nazik parmaklar rüyadan uyanmama neden olurken avcumun içine bıraktığı yumuşak öpücüklerle kirpiklerimi yavaşça araladım.
Ela gözleri minik parıltılarla benimkilerden birkaç santim ötede yüzümü dolaşırken gülümsememe engel olamamıştım. Fakat aynı anda çalan alarm sesi tamamen kendime gelmeme yardımcı olduğunda Junior nefesini hızla vererek saatin üstünde beliren 'Ertele'ye bastı.
Ardından bir an bile bırakmadığı elimi daha sıkı kavrayarak bana çapkınca bir bakış attı ve vücudumun ona doğru çekildiğini hissettim.
"Tam olarak on dakikamız var, Melisa." diye fısıldarken benden önce kalkıp tıraş olduğunu anlatan losyonunun seksi kokusu burnuma çarpmıştı. "Hadi hemen başlayalım."
Beni hızla altına aldığında onun büyüsüne hiçbir zaman alışamayacağımı düşünüyordum, özellikle soğuk parmakları sweatshirtün açık bıraktığı belimde gezinirken.
"Sana da günaydın, Junior."
Dudakları kulak mememin altından köprücük kemiklerime inerken kıkırtısıyla nefesi vücudumu titretmişti, ardından dişlerini boynuma geçirdiğinde altında hafifçe inledim."O kadar büyük atkım yok." diye fısıldadığımda saçlarımı yüzümden çekiyordu. "Sadece birini kapatabilirim."
Parmaklarının dondurucu ve baştan çıkarıcı etkisi onları tişörtümden içeri soktuğunda duygularımı sarsarken sesim sonlara doğru kısılmıştı.
Göğüs kafesimde çizdiği yuvarlak doğru düşünmemi engelliyordu, aynı anda ayak bileğimi kavramasıyla nefesim kesildi. Bu daha ileri gitmek istediğinin bir göstergesiydi, fakat bunu elimden geldiğince ertelemek istiyordum.
Avcumu yanağına bastırırken, "Artık kalkmalıyız." dedim yavaşça.
Bir an duraksayıp gözlerime baktı. Gülümsemesini bekliyordum, fakat o ifadesiz bir şekilde dudaklarını son kez dudağımın kenarına bastırdıktan sonra üzerimden kalktı.
"Antrenman bugün uzun sürecek." diye mırıldanırken köşeden tişörtünü alıp başından geçirmesini izliyordum. "El Clasico hafta sonu, biliyorsun."
İçimi çektim.
"Biliyorum."Çalan zil bakışmamızı keserken üfleyerek kendimi yatağa geri bıraktığımda güldüğünü duymak beni rahatlatmıştı.
Kapıdan çıkmak üzereyken yavaşça, "Biliyor musun, namorada?" diye fısıldadığını duydum. "Üzerinde kıyafetlerimi görmek hoşuma gidiyor."
Aceleyle yerimde doğrulup ona bakarken kıkırdadım, çenesiyle altımdaki baksırı işaret etti.
"Özellikle o bölgede giydiğin şeyin benim olması, kendimi en az baksır kadar sana yakın hissetmeme neden oluyor."
♚
"Tanrı'm."
İdil'in çığlığı salona dolduğunda başımı korkuyla kaldırıp merdivenlerden aşağı koşturmasına izledim. Elinde öfkeyle salladığı şeyleri görmemle düzeltmeye çalıştığım yastıkları yanlışlıkla Neymar ve Daniel'ın yüzüne fırlattım."Hiç dantelli iç çamaşırın yok mu senin?"
Önüne geçip salona girmesini engellerken endişeyle diğerlerine baktım. Neymar aceleyle Dani'nin gözlerini kaparken kan yanaklarıma hücum etmişti.
Kolumdan çekiştirerek odama sokulduğumda bütün özel eşyalarımın etrafa saçılmış olması ne düşünmem gerektiğini belirsizleştiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blessed || Neymar JR
Fanfiction#5 Fan Fiction ♚ 24.12.2015 ▽ Rüzgâr sert bir şekilde saçlarımı havalandırırken ondan gelen böğürtlen kokusuyla bacaklarım tutmayacak şekilde uyuşmuştu sanki. Bakışları benimkileri delip geçerken aşağı kaydı ve parlak, kırmızı dudaklarımda duraksadı...