▽Etrafımdaki her şeyi duyabiliyordum, hissedebiliyordum.
Kollarının beni düşmemem için sıkıca sarmasını, ön koltuğa yavaşça yerleştirmesini, dışarıda soğumuş ellerini alev alev yanan yanaklarıma bastırmasını...Birkaç kere ismimi söylemişti, fakat bir kere bile ona dönüp bakmadım. Gözlerimi aralamak bile oldukça yorucu geliyordu.
Arabayı çalıştırıp hareket etmesini sağlarken sızlandım, araba ne zaman ani bir şekilde öne atılsa canım yanıyordu. Benim yüzümden mi bilinmez, eve gelip arabayı araç yoluna yerleştirene kadar altmışı bile zor geçtiğimizi söyleyebilirdim.
Saniyeler sonra kapım açıldığı anda yüzüme çarpan rüzgâr kendime gelmeme yeterli olurken kirpiklerimi araladım. Üzerime gölgesini düşürmüş, yüzüme bakarken eğilmişti.
"Ben iyiyim." diye mırıldandım sızlanarak, sanki bunu açıklamama ihtiyacı varmış gibi.
"Ben pek emin değilim."
Beni dışarı çıkarmak için harekete geçtiğinde telaşla kendimi dışarı attım. Bana dokunuyor olma hissi elimde olmadan beni korkutuyordu, aylardır beklediğim sanki bu değilmiş gibi.Kolumu kendikine dolamamı sağladıktan sonra çakıl taşlı bahçe yolunda ilerlemeye başladık.
O an ne kadar canım yanarsa yansın, bu büyük bir rahatlama hissi veriyordu.Kapıya yaklaştığımızda kapının çoktan açılmış olduğunu fark ettim, Andrea ve çilli olan bizi beklerken gözlerinde korkmuş bir ifade vardı.
Dakikalar sonra salondaki üçlü koltuğa kendimi atar atmaz yüzümü sıktığım yastığa gömmüştüm.
"Acele et, Claudia."
Biri soğuk elini çenemin altına bastırırken nefesim kesilmiş bir halde kirpiklerimi aralamaya çalıştım.
"Doğrulmalısın."
Salondaki parlak ışık bana ulaşmasına engel olarak gölgesini üzerime düşürmüş bir halde beklentiyle bana bakıyordu.Elini boşluğa uzatır uzatmaz hizmetçi kızdan aldığı ilacı dudaklarımdan içeri kaydırdı ve parmaklarını dudaklarımda gezdirdi.
Bunu neden yaptığını bilmiyordum, fakat bu korkuyla birlikte yutkunmamla ilacın kaymasını sağlamıştı.
Su olmadan bir ilacı yutmuş olmanın verdiği şaşkınlıkla suyu hızla dudaklarıma götürdüm.Claudia bardağı alırken kapanan gözlerimi açık tutmaya zorluyordum, onu bu kadar yakın görmek her zaman başıma gelmezdi.
"Uyumak istemiyorum." diye mırıldandım ne dediğimi bilmeden. "Sen bu kadar güzelken..."
Başımı yastığa koyarken kirpiklerimi bile kırpmamaya çalışıyordum, ağrı kesiciler uyku etkisi yapmıştı. Aslında üstümdeki asıl etki onun şu an bana hafif bir gülümsemeyle karışık kısılan ela gözleriydi.
"Seni düşmeden önce yakaladığımı sanıyordum." diye mırıldandı ince örtüyü sehpadan alıp açarken. "Başını kötü çarpmış olmalısın."
Bana öyle güzel bakarken uyumak garip geliyordu, fakat günüm o an yeni yeni aklıma gelmeye başlamıştı.
Üstüme örttüğü pikeyi yüzüme kadar çekerken, "Tanrı'm." diye fısıldadım."Sorun ne?"
Pike nefes verişimle yukarı kalkarken, "Acı çekiyorum." dedim. "Ve çok utanıyorum."
Hafifçe güldüğünü duydum.
"Güzel, çünkü utanmalısın."Yanımdan kalktığını hissettiğimde göz ucuyla adımlarını takip ederken sonunda salondan da çıkmıştı.
Derin bir nefes alarak başımı yastığa bastırdım, uykuya fazla bile direnmiştim. Bu sefer hayal kuracak gücüm bile kalmamıştı üstelik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blessed || Neymar JR
Fiksi Penggemar#5 Fan Fiction ♚ 24.12.2015 ▽ Rüzgâr sert bir şekilde saçlarımı havalandırırken ondan gelen böğürtlen kokusuyla bacaklarım tutmayacak şekilde uyuşmuştu sanki. Bakışları benimkileri delip geçerken aşağı kaydı ve parlak, kırmızı dudaklarımda duraksadı...