14.Bölüm • Just Friends

12.1K 424 102
                                    




Bu gece de Junior'a aşık olmaktan başka bir şey yapamamıştım.

Bana çocuksu bir gülüşle süslediği anılarını anlatırken onu izlemekten söylediklerini dinlemediğimi fark etmem zaman almıştı, falat ellerini tatlı hareketlerle sallarken ve yeşile çalan ela gözleri benimkilerde gidip gelirken başka bir şeyin nasıl önemi olabilirdi?

"... aslında hayal ettiğim tam olarak o değildi, fakat-"
Aniden susup bana bir bakış attığında gülümsediğimin farkında bile değildim.
"Beni dinlemiyorsun." diye mırıldandı kırgın bir sesle, dudakları sevimli bir şekilde büzülmüştü.

"Hayır, seni dinliyorum."
Kaşlarını hafif alayla ve muzip bir ifadeyle kaldırdığında bana inanmadığını anladım.
"Sadece biraz yorgunum ve iki gecedir uyumadığımı biliyorsun."

"Evet." diye karşılık verdi kolunu banka atıp bana doğru eğilirken. "Pofudukların olmadan uyuyamamış olmalısın."

Kaşlarımı çatıp ona bakarken inkâr etmeye çalışıyordum.
"Onlarla dalga geçmeyi düşünme bile, Junior."
"Belki de sana bir ayıcık almalıyım, Mel. En azından gece uyurken beni hatırlarsın."

Hatırlamadığımı nereden biliyorsun, diye düşündüm içimden çaresizce. Uyumadan önce hangi hayalleri kurduğumu nerden bilebilirsin ki?

Söylediği şeyin hoşluğuna rağmen kıkırdamıştım.
"Sen varken bir ayıcığa neden ihtiyacım olsun, Junior?" diye mırıldandım bilmiş bir ifadeyle. "Aslında direk ayı demeliydim."

Sahile doğru dönmeden önce bana kırgın bir bakış attı.
"Benim yokluğumda seni kızdıracak bir şeylere ihtiyacım var."

Güneş ışınları gözümü alıp dikkatimi çekerken hızla onu taklit etmiştim.
Hayatımda birçok kez güneşin doğuşunu izledim, fakat hiçbiri bunu Neymar ile yapmak kadar heyecan vermemişti.

"Sabah mı yoksa akşam mı, belli olmuyor." diye mırıldandı yavaşça.
"Evet, senin gibi."

Aslına bakarsanız bana kötü kötü bakmasını bekliyordum, belimi kavrayıp havaya fırlatmasını değil.

Denize düşmemi engelleyen tırabzanlara yaslanmış halde aceleyle kollarımı omzuna doladığımda çığlık atmıştım.
"Pekala, şaka yapıyordum." diye ciyakladım kıkırdayarak.

Gülerek üzerime geldiğinde belimdeki elleri daha da sıkılaşmıştı.
"Beni affettin mi, Mel?" diye fısıldadı, ellerimi ensesinde utançla birleştirirken.

"Başka seçeneğim var mı, Bay Junior?"
Düşünürmüş gibi kirpiklerini kısarak uzağa baktığında gülerek sarstım onu.
"Sanırım yok."

Söylediğine gülümseyerek ona bakarken duraksamıştı.
"Artık arkadaş mıyız?"

Tereddütle bana bakarken nefesimi verdim yavaşça, yanında olmak için her şeyi yapabileceğimi düşünüyordum. Şu an elleri düşmemem için belimde ve dudakları benimkilerden birkaç santim uzaktayken o kelimeyi söylemek o kadar zordu ki...

Buna rağmen gülümsemeye çalışıyordum.
"Elbette, Junior." diye mırıldandım yavaşça. "Arkadaşız."














Bakışlarımı telefon ekranından ayırmadan parmaklarımı Instagram anasayfamda kaydırıyordum ve nedense kendimi durduramamak beni deli etmişti, çünkü mantı ve zeytinyağlı yaprak sarmalarıyla süslü fotoğraflar dikkatimi Junior'a bile vermeme engel oluyordu.
"Melisa."

Bakışlarımı telefon ekranından zor alıp Neymar'a baktığımda o da bana kısa bir bakış atmıştı.
"Bana neden öyle bakıyorsun?" diye sordu yavaşça, sanki bakışlarım dikkatini yola vermesini engeller gibi.
"Nasıl bakıyorum?"

Blessed || Neymar JRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin