▽Zamanı durdurmak istediğim nadir anlardan biriydi sanırım.
Dikkatini yola vermiş onu izlediğimden habersiz bir şekilde yanımda otururken yanağımı koltuğa bastırarak içimi çekmeye devam ediyordum.
O kadar güzeldi ki...
Benim olması için her şeyi verirdim.Etrafımı saran ceketinin kokusu uykumu daha da bastırırken rüyamda onu görmeyi diledim. Bana gülümserken.
Ayaklarım üşüyordu ve evden pofuduklarımla çıktığım için tam bir aptal olduğumu yeni anlıyordum şu an.Araba yavaşça fren yapıp başım yana düştüğünde aceleyle kirpiklerimi kırpıştırdım ve ona baktım.
Onu, elalarını saçlarımda ve yüzümde gezdirirken yakalamayı beklemiyordum.
Üzerimdeki ceketi sıyırıp koltuğa bırakmadan önce birkaç dakika öylece beni izlemişti.Ona o kadar kızgın olmasaydım keşke. Neden kızgın olduğumu ben bile bilmiyorken, ona nasıl yüzümü çevirebiliyordum?
O şeyleri bana söylememesini dilerdim, fakat bu söylediği gerçeğini değiştirmiyordu."Kalsın." dedi aniden elim, çıkarmakta olduğum ceketin yakalarını kavradığında.
Bir şey söylemeden arabadan çıkarken kapıyı arkamdan gürültüyle kapatmıştım."Melisa." diye seslendi aniden kendimi gitmeye hazırlarken. "Ne zaman istersen o zaman başlayabilirsin."
Nefesimi hızla verirken ona bakmayı sürdürüyordum, ifadesiz yüzümü bozmadan ona arkamı döndüğümde kornaya basmasıyla yerimde sıçramıştım.
Yorgun halime rağmen öfkeyle ona döndüğümde ısrarla bana bakmaya devam ediyordu.
"Beni affettin mi?"Nefesimi bıkkınca verip eve doğru kısa bir bakış atmıştım.
"İnsanları uyandıracaksın."
"Beni affettin mi?"Kaşlarını kaldırıp bana muzip bir şekilde bakarken güçlü durmaya çalışıyordum.
"Özrünü kabul etmemin senin için önemli olduğunu sanmıyorum, Junior."Elini aniden kornaya bastırmasıyla hiç kesmeden orada tutarken, "Kes şunu." diye bağırdım kendime engel olamadan. "Delinin tekisin."
Aniden elini ordan çekip bana şaşkınca baktığında gülüyordu.
"Sen benden daha delisin."Doğru söylediğini acı bir şekilde fark etmiştim, onu uyarmama rağmen bağırmak tam öyle bir davranıştı doğrusu.
"Siktir git, Junior."Söylediğime ben bile inanamayarak olduğum yerde kalırken utanmıştım, fakat o pek şaşırmışa benzemiyordu.
"Bu benimle sevişmek istediğin anlamına mı geliyor, Melisa?"Bakışlarım büyürken aceleyle pofuduklarımdan birini kavrayıp ona doğru fırlattım. Camdan içeri girmesiyle onu yakaladı ve bana sırıtmaya devam ediyordu.
Nefesimi vermemle yüzüme düşen saçlarım havalandı ve bu sefer arkamda havai fişek bile patlatsa dönmeyecektim.
Espri yeteneği beni gerçekten eritiyordu ve sorun gerçek olmalarını istememdi. Ne yani, gerçekten onunla-
"Tanrı aşkına." diye bağırdı İdil kapıyı açıp bana baktığında. Ardından aceleyle sesini alçaltıp şaşkınca bana bakmaya devam etti. "Bu hal nedir, Mel?"
Bakışlarımı kirlenmiş pijamalarımda, teki olmayan pofuduklarımda ve elimle düzeltmeye çalıştığım saçlarımda gezdiriyordum. Sevimli bir şekilde gülümsedim.
"İş buldum."Bu sefer gözlerini kocaman açıp bana ve pijamamın yanından cürretkârca fırlamış sütyen askıma bakıyordu.
"Tanrı günahlarını bağışlasın, Melisa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blessed || Neymar JR
Fanfiction#5 Fan Fiction ♚ 24.12.2015 ▽ Rüzgâr sert bir şekilde saçlarımı havalandırırken ondan gelen böğürtlen kokusuyla bacaklarım tutmayacak şekilde uyuşmuştu sanki. Bakışları benimkileri delip geçerken aşağı kaydı ve parlak, kırmızı dudaklarımda duraksadı...