Blessed || Neymar JR

37.Bölüm • Trick or Treat

Bu saatte bölüm yayınlamak ve bölümün beklediğim gibi olmaması -.-"

▽

Bugün de dünyayı zombiler istila etmemişti, günlerim sıfır atraksiyonla geçiyordu.

"Çizdiğin gerçekten güzel bir ayı, Mel. Bu işte gittikçe gelişiyorsun."

Nefesimi vermemle saçlarım havalanırken bakışlarımı çizim defterimden ayırıp başımda beni izleyen Bay Velázquez'e çevirdiğimde dudaklarında yapmacık bir gülümseme vardı.

"O bir kanguru, Bay Velázquez." diye mırıldanırken aksanımın ne kadar kayabileceğinin bir göstergesiydim sanki. "Ama gelişmem hakkındaki iltifatlarınızı kabul edebilirim."

Gülüşü yerini utanç dolu bir ifadeye bırakırken yavaşça içimi çektim ve siyah kalemi parmaklarımın arasında çevirmeye başladım.

İki gün. Koskoca iki gün Junior'ı görmeden geçerken ona olan özlemime rağmen beni zorla soktuğu güzel sanatlar kulübü için yeni küfürler yaratmaya devam ediyordum.

Gol Kralı: Dünya starından kız arkadaşına.

Ekranda beliren bildirimle dudaklarım yukarı kıvrılırken telefonu aceleyle elime aldığımda duraksamıştım. Ardından onu yavaşça yerine geri bırakırken çizimimle ilgilenmeye devam ettim.

Gol Kralı'm iki gün önce maçı için Sevilla'ya gittiğinden beri bu bana attığı ilk mesajıydı ve ben ona oldukça kızgındım.

Gol Kralı: Resim dersinden çıkınca bana mesaj atar mısınız, senyorita?

Kaşlarım anında çatılırken bunu nerden bildiğini düşünmekten kendimi alamıyordum.
Bir kamera olup olmadığını kontrol etmek için etrafıma bakarken istemsizce çaprazımda oturan ve merakla beni izleyen çocukla göz göze gelmiştim. Tuhaf bir şekilde eski erkek arkadaşıma benziyordu.

Gol Kralı: Mesajlarımı bildirimlerden okuduğunu biliyorum, kelebek. Yirmi dakika önce Bay Velázquez ile konuştum ve durumunun iyi olduğunu öğrendim. Derslerin hakkında değil elbette, beni ilgilendiren sadece konuştuğun veletler.

Telefona aptal bir şekilde bakmaya devam ederken parmaklarımı hırsla tuşlarda gezdirmekten kendimi alamamıştım.

Melisa: Sevilla'daki kız taraftarlarla ilgilenmekten bana velilik yapmaya zaman yarattığın için teşekkür ederim, Brezilyalı.

Bakışlarım elimde olmadan Bay Velázquez'in kel kafasında sabitlenirken dudaklarımı büzerek ona öfkeli bir bakış attım, Junior'a haberlerimi iletmek onun işi miydi?

Kalemlerimi aceleyle toplayıp çantama tıkarken bu sefer o kel kafasına gerçekten bir ayı çizebileceğimi düşünüyordum.

Gol Kralı: Ben de seni özledim, Melisa.

Ona cevap vermeme lüksümü kullanarak kendimi Gran Via caddesine attığımda derin bir nefes alarak eve gitme yollarımı araştırıyordum. Sonunda otobüste kendime bir yer bulduğumda güneşten rahatsız olarak başıma geçirdiğim capi biraz daha aşağı indirdim.

Güneşin son ışıkları binaların ardında kaybolurken otobüsten inip Joaquín Albarran'a ulaşmıştım bile.

Poker üzerime zıplayıp başını okşamama izin verirken yaptığım tek şey suratımı biraz daha asmaktı. Çünkü iki geceyi birlikte geçirdiğim İdil'in ödevi için okulda uzun süre kalacağını duyduğumdan beri yalnız olmak korkunç geliyordu.

"Sanırım bu gece sadece sana sahibim, Poker."

Saniyeler sonra bahçenin sonunda görünen kediyle o bile beni terk ederken anahtarı kapıda çevirmeye çalışıyordum.