Whatsapp (Niall Horan)

53

Uzun zamandır bölüm yazmadım ama bunlar hep üşengeçlik nsjsjsjsjs neyse keyifli okumalar
---------------------------------
"Angela!" diye bağırdı Niall aşağıdan. Aynı şekilde ona karşılık verdim.
"Geliyorum, bekle dedim!" Hemen saçlarımı gelişigüzel topladım ve aynada son kez kendime baktım. Bu gece Niall'ın evinde kalmıştım ve şimdi beni kahvaltı için aşağıya çağırıyordu fakat ben ev halimle ona gözükmek istemiyordum. Bilirsiniz, kızların ev hali ev içindeki bireylerle beraber bir sır olarak kalmalıdır. Ama o Niall Horan. Odanın kapısı açıldığında ufak bir çığlık attım. İçeri giren Niall'dı.
"Angela hadi diyorum!" dedi bana seslenerek. Kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Niall bir kızın odasına böyle girilmez! Ya çıplak olsaydım?!" Niall sırıttı.
"O da benim işime gelirdi." Yatağın üzerindeki yastığı alıp ona fırlattım.
"Sapığın tekisin!" Odaya girip elimden beni çekiştirerek aşağı sürüklemeye başladı.
"Niall ayağım acıyor! " Diye cırladım. Ayağım alçıda ve Niall beni sürüklüyor. Çok hoş tabi ama banane.
"Özür dilerim!" diye bağırdı gülerek ve beni kucağına alıp merdivenden indirmeye başladı. Merdivenler bitince beni yere indirdi ve çok yorulmuş gibi hareketler yaptı. Sağlam ayağımla bacak arasına hafif bir tekme attım ve gülerek mutfağa ilerledim. Tabi o sırada kapı çaldı. Alçımı sürükleyerek kapıya ilerleyip kapıyı açtım ve Niall da arkamdan geldi. Ama tabi ki karşımda sırıtan bir Styles görmeyi beklemiyordum. Niall kaşlarını çattı, ben ise sevecen görünmeye çalıştım.
"Merhaba benim en iyi arkadaşım!" diye cırladım. Harry de benin gibi bağırmaya başladı.
"Merhaba en iyi arkadaşım Angie!" Niall mümkünmüş gibi kaşlarını daha da çattı. Bana 'Neler oluyor?' bakışlarını atarken yutkundum ve yeniden Harry'e döndüm.
"İçeri gelsene." Dedim sırıtarak. Niall'ın benim yanımda olması beni geriyordu. Harry kafasını salladı.
"İçeri giremem çünkü gitmem gerekiyor." dedi.
"O halde görüşürüz dostum." dedi Niall oldukça sahte bir şekilde gülümseyerek ve kapıyı kapatmaya yeltendi. Sağlam ayağımla yeniden bacak arasına hafif bir tekme attım ve kapı kapanmadan kapıyı tutabildim. Yeniden Harry'e döndüm.
"Nereye bakalım Styles?" dedim göz kırparak.
"Aslında seni kahvaltıya götürmek istemiştim." Ve içeriden bir patırtı ve kırılma sesi. Sonra da Niall'ın 'Ebesini sikeyim!' diye sesi geldi. Kafamı içeri uzatıp Niall'ın ne yaptığına bakmaya çalıştım. Göremeyince kafamı Harry'e çevirdim.
"Olur. Istersen sen içeri geç ben hazırlanıp geleyim." Harry içeri geçti ve bende arkasından gittiğimde Niall'ın köpekli süs eşyasını kırdığını anladım. Ve yerde oturmuş ayağını tutuyordu. Hemen yanına ilerledim. Harry de hemen peşinden geldi.
"Dostum iyi misin?" diye sordu ayağına bakmaya çalışırken. Biraz inceledikten sonra bana döndü.
"Angie, sen hazırlan ben de Niall'ı hastaneye götüreyim. Geldiğimde seni alırım." Onu onayladım ve alçılı ayağım el verdikçe Harry'e Niall'ı arabaya taşımasında yardım ettim. Onlar gidince hemen yukarı çıktım ve siyah skinny pantolonum ile siyah bol kazağımı giydim. Londra buz gibiydi, götüm donuyordu ki buraya geleli sadece 1 gün olmuştu. Sağlam ayağıma siyah vansımı giyerken alçımın üzerine siyah, özel ayakkabısını giydim. Uyum önemli tabi. Saçlarımı taradım ve açık bıraktım ve klasik bir makyaj yaptım. Daha sonra telefonumu elime alıp Harry ve Niall'ı beklemeye başladım. Acaba Niall'ın ayağına ne olmuştu? Kapı çaldığında hızla kapıya koşup açtım fakat kapıda sadece Harry vardı. Gözlerimin Niall'ı aradığını görünce konuşmaya başladı.
"Niall sanırım ayağını burkmuş o yüzden hastanede. Yanında da Liam var. Gel biz de kahvaltıya gidelim." dediğinde duraksadım. Önce Niall ve benim ayağımın alçılı olduğunu düşündüm sonra da Harry nasıl bu kadar rahat olabiliyor onu anlamaya çalıştım. Harry bana seslendi.
"Hadi gelmiyor musun meleğim?"

-------------------------------
Yeni hikayem 'My Cryptonite'a da bakınız pls Harry hikayesi snsnsksk şimdiden thanks snsjsks