62

231 28 45
                                    

Tam içeri girdiğim sırada telefonum çalmaya başladı. Cebimden telefonumu çıkarıp arayana baktım. Harry.
Ben: Alo?
Herie: Hey oraya ulaştın mı?
Ben: Evet içeri yeni girdim.

Etrafa bir göz attım. İçeride inanılmaz bir koşuşturma vardı. Ama çocuklardan birini yadw tanıdık birini göremedim.

Herie: Angie, affet beni Niall'ın patatesi ama oraya kadar boşuna gitmiş oldun. Az önce çıkmışlar.
Angie: Tanrım! Her neyse sorun değil geri dönüyorum o halde.
Herie: Hayır, hayır gerek yok. Olduğun yerin arka sokağında bir cafe var oraya git bende oraya geliyorum. Otururuz biraz.
Angie:Tamam acele et.
Herrie: Tamam Niall'ın prensesi geliyorum.

Sonra telefonu yüzüme kapattı. Gözlerimi devirdim ve arka sokaktaki cafeyi aramaya başladım. Sonunda bulup içeri oturduğumda derin bir nefes alıp Harry'i beklemeye başladım. Yanlış yapıyordum. Şuanda deli gibi Niall'ı aramalı ve onunla konuşmalıydım.
Bir an için elime telefonumu aldım ve rehberime girdim. Parmağımı Niall'ın numarasının üzerinde dolaştırdım. Gururumu yenmeli ve onu aramalıydım. O benim sevgilimdi. Aramalıydım. Ama söyledikleri yüzünden suçlu olanın o olduğuna inanıyordum. Harry'le olan şu belirsizlik olayını çözmüş gibiydik. O benim arkadaşımdı. Çok çok çok yakın arkadaşım. Ve yakınlığımızı kıskanması normaldi ama abartması, gözümün her zaman dışarıda olduğunu söylemesi -bir nevi kendisini aldattığımı ima etmeye çalışıyor- ve 3 ay önce olan şeyden hâlâ pişmanlık duyduğumu söylemesi -öyle bişey de yoktu- sınırlarımı zorluyordu. Sanki kendisinden nefret etmemi sağlamaya çalışıyor gibiydi. Yada ayrılmamızı sağlamaya çalışıyor gibi. Her neyse. Telefonumun ekranını kilitledim ve tam o sırada Harry karşıma oturdu.

"N'aber Niall'ın güzelliği?"
"Idare eder." Harry hafifçe gülümsedi. "Aslında bir iş bulmam gerekiyor." dediğimde Harry bana ayrı bir ciddiyetle baktı. Sanırım bu konuda beni desteklemiyordu.
"Angie iş bulman falan gerekmiyor. Seninle bu konuyu daha önce konuşmuş ve konuyu kapatmıştık." dedi. Ben LA'ya gittiğimde bu konuyu telefonda gerçekten konuşmuştuk ve Harry kesin bir dille hayır demişti. 'Sen grupla çok yakınsın. Hayranların tekrar seni benzetmesini mi istiyorsun aptal?'
"Harry devamlı babam ve Niall'ın parasını kullanıyorum.Onlarla aram bozulduğunda senin paranı kullanıyorum. Hiç değilse kenarda ufak bir birikimim ols-" dediğimde lafımı böldü.
"Kenardaki birikimin benim Angie. Ufak bir birikim de değilim. Sana benim evimde kalmanı hatta benim kredi kartlarını kullanmanı bile tavsiye ettim. Hatta bu konuda ısrar ettim. Hala ısrar ediyorum Angela. Çalışmana gerek yok." Niall'da böyle diyordu ama
basit bir örnek olarak Niall'la kavga etmiştik ve şimdi ayrılsak tamamen boşta kalmıştım.

Bir süre daha Harry'le oturduk ve sonunda kalkmaya karar verdik. Harry beni evime bıraktı ve film izlemek üzere sözleştik. Eve girip üstümü değiştikten sonra telefonumda bir mesaj olduğunu fark ettim. Merakla mesajı açtığımda bunu hiç beklemediğimi fark ettim. Niall mesaj atmıştı.

Nialllll: LA'dan ne zaman dönmeyi düşünüyorsun? Konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. (18.47)

Döndüğümü bilmiyordu. Onunla konuşmak için 1 saatlik bir yolculuk yapıp stüdyoya gittiğimi bilmiyordu. Bu birazcık kalbimi kırdı. Nankördü. Kendisi için ne kadar şey yapıldığını, nelere katlanmam gerektiğini ama hepsini kendisi için yaptığımı göremeyecek kadar kördü. Belki umursamıyordu.

Ben: Afedersin mesajını yeni gördüm (21.19)
Ben: Ne diyeceğim biliyor musun? (21.19)
Ben: Keşke beni birazcık umursayabilseydin. (21.19)
Nialllll: Seni umursadığımı gayet iyi biliyorsun (21.22)
Ben: Umursasaydın sabah Londra'ya döndüğümü bilirdin (21.23)
Ben: Seninle konuşmak için stüdyoya geldim ama çoktan ordan ayrılmıştınız (21.23)
Ben: Ve senin aksine seni düşündüğünden çok umursuyorum (21.34)
Ben: Yarın evine gelecektim (21.35)
Nialllll: Angela döndüğüne inanamıyorum (21.36)
Nialllll: Öğlen evine geldiğimde Harry evindeydi ve henüz gelmediğini söyledi. Sadece eşyaları kontrol etmeye geldiğini söyledi (21.37)

Tanrım. Lütfen Tanrım, Harry'i boğmamam için bana tek bir sebep ver. Sadece bir sebep.

Ben: Evet sabah dediğim o zamandı işte ben öğleden sonra geldim (21.38)
Ben: Ama evime gelmedim senin yerini öğrendim orsys gittim eve gelmedim (21.38)
Ben: Hiç girmedim (21.38)
Nialllll: Seni özledim (22.13)
Nialllll: Evine geliyorum (22.13)
Nialllll: Görüşürüz fıstığım (22.14)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Whatsapp (Niall Horan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin