58

483 59 43
                                    

Selam! Çok beklettim biliyorum ama Wattpad'de bir ara verdim ve malesef hikayeye kıyamadığım için geri döndüm. Hoşbuldum!
Söz verdiğim gibi +18 bir bölüm olmadı çünkü olayların çok karışacağını düşündüm ve bölüm aşırı derecede uzayacaktı bu yüzden bölümü ikiye böldüm. Keyifli okumalar...
-----------------------------------

Niall arabayı hareket ettirirken bahçedeki Harry'e gülümsedim ve el salladım. O da aynı şekilde karşılık verdiğinde sabah ki kavgayı saymazsak bugünün mükemmel olduğunu düşündüm. Sonra Niall beni düşüncelerimden çıkardı.

"Ne düşünüyorsun Angela?" diye sordu. Yanımızdan geçen arabalara odaklanarak cevap verdim.

"Ses tellerimi nasıl sikeceğini düşünüyordum." Önce kahkahası arabayı kapladı, sonra da ciddileşerek cevap verdi.

"Sabah için özür dilerim Angela. Çok sinirliydim." Kafamı ona çevirdim. O yola bakarken ben de onu izledim.

"Ne için sinirliydin?" diye sordum. Bu sorunu hemen çözmek istiyordum.

"Bilmiyorum, kıskançlık krizi gibi." Yolda olduğumuz için daha fazla konuşmak istemedim çünkü tartışırsak kaza yapabilirdik. Bu yüzden ona başka bir soru yönelttim.

"Nereye gidiyoruz?" Sadece 2 saniyeliğine bana baktı ve kafasını geri yola çevirdi.

"Bilmiyorum." dedi ama istifini bozmadı. Gıcık.

"Evime gidelim." dedim çünkü kendi evimi görmek beni sakinleştirebilirdi.

"Senin evine gitmiyoruz." Kaşlarımı çattım. Yine başlıyorduk.

"Evime gitmek istiyorum."

"Gitmiyoruz çünkü birazdan kavga edeceğiz ve o evde güzel anılarımız olsun istiyorum. Bu yüzden sanırım benim evime gitmeliyiz." Çatılmış kaşlarım anında eski haline döndü. Niall kaç karakterliydi acaba?

"Seni tanıyamıyorum." dedim onu izlemeye devam ederken. Yan profili de ön profili gibi kusursuzdu.

"Neyimi tanıyamıyorsun mesela?" Sorusuna cevap vermek yerine örnek gösterdim.

"Sabah Harry'e söverken bir anda sarılmaya başladın. Yanlış anlama, aranızın iyi olmasını çok isterim ama bir soğuk bir sıcaksınız." dediğimde Niall sırıttı.

"Herrie demek istedin sanırım." Gözleri devirdim ve Niall'ı izlemeyi bırakıp önüme döndüm.

"Hep aynı şeyi yapıyorsun. O benim arkadaşım ve bunu kabullenemiyorsun. Erkek olan pek arkadaşım yok ama bulduğum tek arkadaşın da ağzına ediyorsun."

"Uzun zamandır ilk kez sevgilim oldu bırak da kıskanayım." Kafamı iki yana salladım ve başka bir şey söylemedim. Niall'ın evinin önünde durduğumuzda dışarıda birkaç kişi vardı. Ne olur ne olmaz diye Niall önden indi ve dışarıdaki hayranlarla fotoğraf çekilip biraz sohbet ettikten sonra hayranları gönderdi ve arabanın kapısını açıp inmeme yardım etti. Sonra da beraber evine girdik ve Niall mutfağa giderken ben de salona gidip oturdum. Sonra gelip yanıma oturdu ve bana bakmaya başladı.

"Şu konuları bugün kapatalım Angela." dedi öne eğilirken. Kafamı salladım.

"Numara 1: Harry. Sorununu anlat bakalım. Ama dürüst olacaksın." Gözlerini devirdi ama konuşmaya başladı.

"Harry'nin favorin olduğunu söylediğinde zaten amaçsızca Harry'e sinirlenmiştim. Sonra samimiyetiniz, mesajlarınız beni sinirlendirdi ve birkaç kez Harry ile ciddi sayılabilecek kavgalar ettik, senin için. Ve sinirlenme ama hâlâ sana karşı bir şeyler hissettiğini düşünüyorum. Ama bugün gayet dost canlısıydı. Gerçek bir dost gibi. Sadece dost." Gözlerimi devirdim. Tamam ben Harry'i seviyor olabilirdim ama hayranlık sevgisi vardı bi de gerçek sevgi vardı. Harry'e hayranlık sevgisi besliyordum, tabi bir de kankalık sevgisi.

"Peki." dedim. Başka ne sorun konuşabilirdik? Tek sorun Harry gibi görünüyordu.

"Harry'e karşı hayranlık ve arkadaşlıktan öte bir şey hissetmiyorum. Yani bu yüzden endişeleniyorsan endişelenme. O benim arkadaşım ve bazen çok fazla samimi olduğunu biliyorum ama bunları görmemezlikten gelmelisin. Benim için ve arkadaşın için. Ve bir daha Harry ile kavga edersen seni terk ederim." dedim kararlılıkla. Niall son cümlemde kaşlarını kaldırsa da bir şey demedi. Sonra gülümsedi.

"Bir daha kavga etmeyeceğim Angela. Hadi şimdi sen de bana siktiğimin kısa kıyafetlerinden bahset. Ben de onları nasıl yakacağımı söyleyeyim."

Tüm akşam Niall ile sohbet ettik ve aslında güzel zaman geçirdik. Sonra Niall'a hatırlatma amacıyla "Hadi gidelim." dedim. Kendi evimde kalacağım, o kadar.

"Peki." dedi Niall ve anahtarlarını alıp yanıma geldi. Sonra da beraber arabaya bindik.

"Aramızda hiçbir sorun kalmadı değil mi?" diye sordu Niall. Gülümsedim.

"Kalmadı." Konuşmuştuk ve Niall sorunların bittiğini düşünüyordu ancak kavga etmemiz kaçınılmaz bir sondu.

Evimin önüne geldiğimizde cebimdeki anahtarları elime aldım ve birkaç merdiven çıkışından sonra nihayet kapıyı açtım. İçeri girince Niall oturma odasına gitti, ben mutfağa gittim. Dolaptan bir bardak alıp su doldurdum ve içtim. Sonra Niall mutfağa girdi ve ona da su uzattım. İçtikten sonra konuşmaya başladı.

"Evinde içki yok değil mi?" Kafamı iki yana salladım. İçki içmiyordum ama LA'da bir iki kez kızlarla kaçamak yapmıştık. Onun dışında yine içmiyordum.

"Ben hemen geliyorum. Bekle biraz." dedi Niall ve ben 'Nereye?' bile diyemeden evden çıktı gitti. Gözlerimi devirdim ve oturma odasına gidip televizyon açtım ve birkaç saçma şeye baktım. Sonra kapı çaldı. Gidip kapıyı açtığımda Niall elindeki 4 içki şişesiyle bana bakıyordu. Gözlerimi devirdim. Sanırım sarhoş bir Niall ile uğraşmam gerekecekti.

------------------------
Ve söylemeliyim ki hem hikayeye hem de bana karşı desteğiniz harika ve hakkınızı kesinlikle ödeyemem. Hepinizi çooook seviyorum :*

Whatsapp (Niall Horan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin