Ben Şeyda, 21 yaşındayım.Berbat birgüne yeniden Merhaba demiştim. Ailemi uzun süre önce trafik kazasında kaybetmiştim. Yataktan o gün kalktığımda onlar gelmişti aklıma, yataktan doğruldum ayaklarımı yere sarkıttıktan sonra yüzümü avuçlarımın içine aldım. Derin bir nefes aldıktan sonra banyoya geçtim. Kısa bir duştan sonra aynaya baktığım da berbat görünüyordum. Üzerime kot pantolon ve askılı mavi bir tişört geçirmiştim. Yüzüme de biraz makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Çantamı alıp kapıya yöneldim, telefonum o anda çalınca çantamdan çıkarmak zorladı beni. Telefonu açtığımda sokağa çıkmıştım. Arayan kimdi tanımıyordum "Alo, alo alo..." Cevap vermeyince deliye dönmüştüm telefonu kapatmıştım. Telefonun klik sesinden sonra nedense bir rahatlama olmuştu. Belki de kimsenin beni rahatsız etmesini istemiyordum.
Fatih caddesine girmiştim. İlk defa bu caddeye gelmiştim. Çok sessizdi, evden çok yıkılmış harabeler vardı. Büyükçe iki katlı bir ev görmüştüm. Eskiye benziyordu, dikkatimi çekmiş ve bahçe kapısına kadar gitmiştim. Muhteşem görünüyordu. Korku filmlerini aratmayacak kadar ürperticiydi. Adrenalin yaşamak bana iyi gelecekti o an, bahçe kapısını açtığımda kulağımı rahatsız edecek şekilde açılmıştı. Evin bahçesi mükemmel derecede ürperticiydi. Hava iyice kararmasını umursamadan ilerliyordum. Ev kapısının önüne geldiğimde çığlık sesi duymuştum. Bu olayı daha da ilginç yapmaya başlamıştı. Kapının kolunu yavaşça çevirip içeriye bir adım atmıştım. İçeri çok keskin kokuyordu, daha çok erkek parfümü gibiydi. Yürek yememiştim ama yinede evin içini görmek istiyordum. Parmak uçlarımın üstünde yürümeye başlamıştım ve o an soluğum kesilmiş, vücudum kaskatı olmuştu. Karşımda bir anda beliren adam kalbimi ağzımdan çıkarmak üzereydi, vücut hatları harikaydı, yüzünde erkeksi hatlar oldukça fazlaydı, gözleri koyu kahverengiye çalıyordu. Dağınık sarıya çalan saçları ona ayrı bir hava katmıştı. Keskin bakışları beni daha çok korkutmuştu. Erkeksi sesiyle bana seslendiği an tek kaşımı kaldırmıştım. "Sen kimsin ufaklık" Sadece kafamı sallayabilmiştim. Nefesi tenimin üstünde dolaşıyor, beni kışkırtıyordu. Geri adım attığım an kolumdan kavramıştı. Ellerinden kurtulmaya çalıştıkça beni daha sıkı tutuyordu. Kasları müthişti. Bileklerimi tutmaya başlamıştı. Göğüslerinden iterek ondan kurtulmaya çalışıyordum. İyice sinirlendirmiştim keskin adamı beni kendine doğru birden çektiğin de dengemi kaybedip üzerine düşmüştüm. O an gözüm hiçbir şey görmüyordu, üzerinden kalktığımda anca etrafima bakabilmiştim. Uzunca koridorda sadece o ve ben vardık. Karanlık ve soğukta, bu keskin adamın bana ne yapacağını bilemez halde koşmaya başlamıştım. Arkama baktığımda kimse yoktu, daha hızlı koşmaya başladığımda ayağım yerdeki küçük sandığa takılmıştı ve yere düşüp sert bir şekilde kafamı yere çarpmıştım. O an kendimi kaybedip bayilmisitim ve ertesi günü beni nelerin bekleyeceğinden habersiz derin bir uykuya dalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keskin Adam
ChickLitHayat yorsada bazen ufuğu gösterir insanlara. Birçoğumuz hayalleri gerçekleşir diye beklerken bir de bakmış en dipte, hiç ulaşamayacağı bir yerde. Kimimizde hiçbir zaman iyi bir hayatı olmayacağını düşünür ve ileriye baktığında işte tam da o ışığı...