Akşama doğru güneşin batışını kızlarla birlikte izliyorduk. Tam o sırada yanımıza Mete geldi. Baya eğlenmişe benziyordu. Benim yanıma gelip oturdu. Neşe yi dikkatle süzdüğümde ifadesiz bir şekilde Mete ye bakıyordu. Bu kızın nesi var. Içinde ki hüzün gözlerine yanıyordu. Ne kadar belli etmek istemesede. Bir kaç saniye sessizlikten sonra sessizliği bozan Mete oldu "Sizin gelmeniz çok iyi oldu. Bu birkaç gün çok eğlenceli geçecek." Ellerini saçlarının arasından geçirip devam etti "Sende benim gibi düşünüyorsun değil mi Neşe? " bu soruyu bizim beklediğimiz gibi Neşe de beklemiyor olacak ki gözlerini hafiften kıstı. "Bilmek. Yaşayıp görelim. Öyle değil mi Mete" Iğneleyen ses tonu kullanmıştı Neşe. Ve sanırım bu onun hoşuna gitmişti. Tüm kinini oracıkta kusmak gibi bir duruşu vardı. Sonra bundan vazgeçip batmak üzere olan turuncuya dönmüş güneşe bakmaya devam etti. Ortam da ki gerginliği bozmak için Sude cırladı "Şu yeni tanıştığım çocuk varya. " Hepimiz anlamaz gözlerle bakınca Sude "Batuuu. " bende 'hı tamam' der gibi bakış attıktan sonra devam etti "Çok şeker ya. Onunla vakit geçirmek harika. " Mete sert bir sesle "O çocuktan pek hazzetmiyorum. Pek iyi bir tipe benzemiyor" Neşe gözlerini devirip "Senin gibi mi yani?" Dedi. Bu sefer bütün gözler Neşe ye çevrildi. 'Bana öyle bakmayın. Haklıyım' bakışlarını attı. Mete sakince "Ben senin için pek iyi bir tip değil miyim?" Diye sordu. Neşe alaylı gülümse ile karşılık verince yine ortamda bir gerginlik oldu. Bende sürekli çıkan bu gerginliğe dayanamayıp kalktım. Zaten güneş de batmış Hava tamamen kararmıştı. Kurduğumuz çadırın oraya gidip çantamdan suyumu alıp bir iki yudum içtikten sonra gözüm Alkan a ilişti. Ve yanında ki Büşra ya. İkisi yan yana oturmuş sırtları kampa dönük uçurumun ucunda oturmuş ayaklarını boşluğa bırakmışlardı. Büyük cesaret valla. Açıkçası ben korkarım ayağımı uçurumdan aşağı sarkıtmaya.
Ay düşerlerse. Aman Büşra İnşallah düşer. Ama Alkan a birşey olmasın.
Salak salak düşüncelerimi bir kenara bırakıp gözüm bu sefer Batu ya gitti.
Yanında ki kim onun. Oha Sude mi? Bu kız da ne hızlı arkadaşlık kuruyormuş be!..
Gözlerimi tekrar devirip Alkan a baktığım da Büşra kalkıyordu. Hızla bir arkadaş grubunun yanına gittiğinde Alkan tek başına kalmıştı. Acaba gitsem mi? diye düşünmeden oturduğum taşın üstünden kalkıp yanına gittim. "Selam" rüzgarın esintisi ve benim sesim bir araya gelince pek sesimin çıktığı söylenemez ama Alkan duymuştu. "Selam" hafifçe gülümsediğim de oturmadığım için Alkan "Otursana" dedi. Tabii benim ödlekliğim yüzünden yalan söylemek durumunda kaldım. "Yok ya bugün yeterince oturdum. Ben böyle iyiyim." Alkan hınzırca gülümsedi ve cok tatlı oldu. "Korkuyor musun yoksa" dedi
"Ne alakası var canım. Dedim ya oturmaktan resmen yoruldum. Istemiyor canım oturmak falan filan." Durumum gerçekten gülünç olduğu için Alkan gülüyordu. "İyi sen bilirsin"Hödüüük. Sen bilirsin diyor resmen ya.
Gözlerimi devirip gideceğim sırada "bekle" diyen otoriter sesle yerimde çakıldım. Alkan kalkmadan önce ellerini az önce yere kattığı için önce çırptı daha sonra yavaşça oturduğu yerden kalktı. Bana yaklaşıp aramıza rüzgarın bile giremeyeceği bir mesafe de yaklaşarak durdu. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp nefesinin yüzümde dolaşmasına izin verdi. "Bu gece benimlesin! " Önce ne dediğini anlamayıp 'ne' der gibi bakışlarımı Alkan ın üstünde gezdirdikten sonra söyledikleri beynim dank etti. Evet bu gece onunla birlikte tek başıma.
Söylediklerini zihnimde toparlarken olacakları düşünmeye de başlamıştım. Sevişmek.
Ah aptal kafam yine bana oyun oynuyor. .kes şunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keskin Adam
ChickLitHayat yorsada bazen ufuğu gösterir insanlara. Birçoğumuz hayalleri gerçekleşir diye beklerken bir de bakmış en dipte, hiç ulaşamayacağı bir yerde. Kimimizde hiçbir zaman iyi bir hayatı olmayacağını düşünür ve ileriye baktığında işte tam da o ışığı...