Evet tam olarak Alkan ile birlikte doktora gidiyorduk. Bence de gitmemiz gerekti çünkü kalbim fena halde hızlanmıştı. Neredeyse kaburgalarımı kırıp dışarı çıkacak kadar hızlı. Alkan kendimi kaybetmeme neden oluyordu her defasında. Kalp sağlığım onun yüzünden bozulacaktı. Sık sık onu görmesem daha mı iyi olur diye düşünmeden edemiyorum açıkçası.
Arabada kısa süren sessizlikten sonra Alkan çokta ciddi olmayan bir sesle ''kahvaltı yaptın mı?''. Biraz düşünmüş gibi yaparak ''A evet Batu beni kahvaltı için çağırmaya gelmişti. O zaman gidiyorduk ama malum bileğimi incittim.'' Sanki hiç konuşmamışım gibi bana cevap vermemekle birlikte yüzünde tek bir kas bile hareket etmemişti. Bari bir evet anlamında kafanı salla be. Gerçekten bu adamın sorunu neydi böyle? Hep bir ciddiyet. Sinirimi bozuyordu. Ben yokmuşum gibi soğuk ve sessiz. Bazen beni ürpertmiyor değil. Soğuk herif.
Az sonra şehir içine girdiğimizde Alkan ın en sevdiği mekana gittik. Herkes bilir tabii Alkan Keskin'in mekanı. Adam burayı seçmiş gibi sık sık buraya geliyor. Ne zaman iş toplantısı olsa buraya geliyormuş. Yani öyle diyorlar , bende öyle biliyorum.
Mideme bir şeyler girdiğinde sonunda demiştim. Açlıktan resmen midem içimden çıkacaktı. Sağ olsun benim düşünceli kara şövalyem beni aç bırakmamıştı. Evet o benim kara şövalyem. Onun yanında hiç hissetmediğim kadar güvende ve huzurlu hissediyorum. Neden acaba? Neden olacak o çok tehlikeli bir adam. Ne saçma değil mi? Tehlikeli ama güvenilir. En çokta kendini gizemli yapanda bu ya. Adam tehlikeli ama çok iyi kalpli. Tabii bazen bu kalbi tek gören benim diye düşünüyorum. İnsanlar onu kızları becerip bir kenara atan, insanlara işkence eden, herkesi kokutan, kimsenin ona bulaşamayacağını yoksa kişiyi en acımasız şekilde öldüren birisi olarak biliyorlar. Gerçi Alkan böyle olamasını istemişti. İnsanlardan uzak kalmak ve kendi yaşantısına bakmak. Kimsenin diğer Alkan ı görmesine izin vermiyordu. Bana da izin vermiyordu fakat ben bir şekilde görüyor ve anlıyordum. Onun içinde geçmişte kalan acılar vardı. Kimsenin bilmediği acı yaşantıları. Bunu hiç kimsenin bilmeme nedeni Alkan a acımamaları için. Alkan gerçekten tanıdığım insanlara benzemiyordu. Farklı bir şeyler vardı. Fark ettiğim ama bilmediğim şeyler.
Karşımda oturmuş peynirini ağzına götürüyordu. O yerken ben ona bakıyordum. Gözlerimi ondan ayırmak istemiyordum. ''Aklından neler geçiyor Şeyda? Bana öyle bakmayı kes ve önündeki şeyleri yemeye bak. Az sonra ben doymuş olacağım ve seni burada beklemek istemiyorum. Hadi'' uyarıcı ve biraz da alaylı ses tonuyla kendime gelip önümde ki baharatlı zeytine çatalı batırıp ağzıma götürdüm. Bir yandan da konuşmaya çalışıyordum. ''Dalmışım kusura bakma.'' Ses tonumu oldukça şirin tutmaya çalışıyordum. Alkan ı sinirlendirmek istemiyordum. Aslında sinirlendiğinde bile çok yakışıklı oluyordu ama kokuyordum. Hemde fazlaca.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra Alkan ın yardımıyla arabaya bindik. Ayağım feci ağrıyordu. Üzerine bastığım an sızıyı ayak bileğimde hissedebiliyordum. ''Çok ağrıyor mu?'' Alkan ın sorduğu soruyla yüzümü buruştura bildiğim kadar buruşturdum. ''Hemde çok ağrıyor. Kesinlikle bileğim de çıkık var.'' Alkan göz ucuyla ayağıma baktıktan sonra tekrar yola döndü. Arabayı dikkatle sürüyordu. Az sonra otoriter bir sesle ''Bundan sonra daha dikkatli olursun umarım'' gözlerimi devirdim
''Acımasız herifin tekisin'' dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
''Evet acımasız olduğum için seni şu an hastaneye götürüyorum'' Bir anlık bana dönüp göz kırptı.
''Sinirimi bozuyorsun.'' Gözlerimi tekrar devirdim. Alkan ''Çokta umurumda'' dediğinde yüzüne bir tane geçiresim gelse de sonradan hızla bu düşüncemden uzaklaştım. Bana ne tür işkenceler yapacağını tahmin bile edemiyorum. Psikopat bu herif, her şey beklenir kendisinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keskin Adam
ChickLitHayat yorsada bazen ufuğu gösterir insanlara. Birçoğumuz hayalleri gerçekleşir diye beklerken bir de bakmış en dipte, hiç ulaşamayacağı bir yerde. Kimimizde hiçbir zaman iyi bir hayatı olmayacağını düşünür ve ileriye baktığında işte tam da o ışığı...