7. BÖLÜM

68 8 1
                                    

Sabah kalktığımda saat 9 civarındaydı. Kendimi o kadar yorgun hissetmiştim ki hemen kendimi ılık banyoya atmak için hızlı adımlarla banyoya koştum. 15 dakikalık bir duştan sonra elbise dolabımın karşısına geçtim. Üzerime mor Hayko Cepkin'li baskılı tişörtümü geçirdikten sonra altıma siyah bir kot giydim. Komidinin üzerindeki fırçamı alıp saçlarımı taradıktan sonra iyice saçlarım kurumuştu. Saçımı omuzlarımın üzerinde serbest bırakıp odamdan çıktığımda Sude kahvaltıyı hazırlamış beni mutfakta bekliyordu. Hemen masaya oturup kahvaltımızı yaptıktan sonra Sude koşar adımlarla ona verdiğim odaya koştu.
Yarım saat sonra Sude oturduğum salona girdiğinde harika görünüyordu. Harika ultra mini bir elbise gitmişti. Kolsuz ve abartılacak derecede dardı. Zümrüt rengindeydi, ayakkabısı siyah platform topukluydu. Az sonra Sude iyice yanıma gelip oturduğunda eteği yukarı kıvrıldığı için iyice açılmıştı bacakları. Benim gözlerim iri iri açılmıştı. "Bu ne hâl, elbiseyi giymesende olurmuş. Hem kreşe hani sen gidecektin. En azından akşama kadar bekleseydiniz. Kreşten sonra gitseydiniz." Resmen saldırgan bir kedi gibi konuşmuştum. Sude sakinliğini koruyordu. "Şeyda ya bugün günlerden Cumartesi ve sen kreşten bahis ediyorsun. Desene ben Alkan'ı kıskanıyorum. " Sesli bir kahkaha bıraktıktan sonra tıslarcasına devam ettim. "Niye kıskanayım ben onu be. Tanımıyorum bile tam olarak. Ben sadece seni düşünüyorum. Dikkatli olmasın o adama karşı. "Sude ciddi bir ifadeye bürünmüştü. "Şeyda sence o adamla neden karşılaştın, hiç düşündün mü? Dur bekle ben cevap vereyim. Hayır. Hiç düşünmedin. Şeyda o adam kapına gelen şans, bunun farkına var ve bana onunla birlikte yemeğe katılmamı teklif etti, bu fırsat kaçmaz. Hem.." cümlesini devam ettirmeden oturduğum yerden kalkarak sinirle soluyarak konuştum. "Şu hayatta şansa inanmadığımı en iyi sen biliyorsun. Ailemi de şans eseri kaybettim öyle değil mi? Herkes bana bunu diyordu hatırladın mı Sude, bu senin şansındı. Ailemi kaybettin ve artık onlar olmadan hayatını sürdürmek zorundasın. " kelimeler azımdan dökülürken ağladığımı fark ettim. Ağzımdan bir hıçkırık kaçtıktan sonra arkamdan iki kol sıkıca Belimden kavrayıp beni kendi bedenine yasladığında bunun Alkan olduğunu anlamıştım. Bana sıkıcı sarıldığı anda nefes alışverişlerim düzene girmişti. Yavaşça kendine çevirdiğinde gözlerimin içine hiç kesintisiz baktığı için utanıp kafamı yere çevirmişti. Çenemden tutup, kafamı kaldırdığında gözlerimiz yine birbirini bulmuştu. Sesim o kadar boğuk çıkmıştı ki ben bile duymakta zorlanmıştım. "Nasıl girdin sen." Cümlemi bitirdiğim anda sol gözümden bir yaş gelmişti. Alkan ağır hareketlerle gözümden akan yaşı silmişti. "Dün gece buradayım, baş ucunda. Sabah Sude'nin odasında biraz uyudum. Malum tüm gece uykusuz kaldım sayende tatlı cadı. " Bu söylediği cümleden sonra dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı ve yüzümde tamamen yayılan bir tebessüm olmuştu. Bir anda olmuştu ne olduysa hızla boynuna sarılmıştım Alkan'ın. Oda ellerini belime dolayarak sıkıca beni kendisine bastırmıştı. Kafamı boyun girintisine gömdüğümde kokusunu iyice içime çekmiştim. Yavaş hareketlerle birbirimizden ayrılırken yine gözlerimiz birbirini bulmuştu. Şefkatli ses tonuyla konuşmuştu Alkan. "Hazırlan bakalım, seninle bugün işimiz var." Gözlerim irice açılmıştı. "Ama siz Sude'yle. ." Dediğimde işaret parmağı ile dudağımı bastırmıştı ve konuşmama izin vermeden "Sude sadece eğlenmek için hazırlandı. Birlikte yemeğe falan gitmiyoruz. Hem ben sıkılırım yemek falan işlerinden. Eğlenmek için daha iyi şeyler var." Dediğinde kolumdan tutup beni odama sürüklediğini odanın kapısını açıp beni içeri bıraktıktan sonra dışarı çıkıp hazırlanmamı bekledi. Bende dolabımın yanına gidip giyebileceğim hem rahat hemde şık kıyafet aramaya başladım. Ararken bir yandanda Alkan'ın ailem ile ilgili düşüncelerimi acaba saçma mı bulduğunu düşünüyordum. Birazdan gözüme kestirdiğim fuşya rengi pilili bir elbiseyi elime aldım ve hızlıca üzerimi giyindim. Üzerime tam oturmuştu ve gerçekten muazzam duruyordu. Saçımı da at kuyruğu yaptıktan sonra odamdan çıktım. Salona girdiğimde Alkan tekli koltukta oturmuş sigarasını içiyordu. Gözleri beni bulduğunda yanındaki sigara küllüğüne sigarasını bırakarak yanıma geldi. Aramızda neredeyse hiç mesafe yoktu. "Harika. Hazırsan çıkabiliriz. " dediğinde nefesi yüzümü çarptığı için bir an nefes alamamıştım. Bende bıraktığı bu etkiyi seviyordum. Başımı evet anlamında salladığımda sağ kolunu belime dolayarak beni dış kapıya doğru ilerletti. Bir an aklıma gelmişti. Sude çıkmış olmalıydı. Ve bugünkü sohbetimizi Alkan'ın duyması hiç hoşuma gitmemişti.
Siyah arabaya bindiğimde arabanın içi muazzam şekilde Alkan kokuyordu. Bu kokuya her seferinde teslim olmak muhteşem bir duyguydu ve içimden hep sadece benim bu duyguyu hissetmek istediğimi irdeliyordu.
Sana ne be Şeyda. Allah bilir her kızla birlikte de olmuştur manyak herif. Zaten belli her halinden. Aman bana ne bana ne, kiminle olursa olsun.
Bacağımın üstünde olan soğuk el bir anda ürpermeme neden olmuştu. Bu Alkan'ın eliydi. Kafamı ona çevirdiğimde gözleri de elleri gibi bacaklarımda sırıtarak bakıyordu. Sinirlenmiştim. "Şimdide sen mi başıma sapık kesildi. Hepiniz edepsizsiniz edepsiz" Nefes alışverişlerim hızlandığında Alkan'da hınzırca gülüyordu. "Bu bacaklara karşı koymak zor be güzelim. "
"Sapık herif!" Cümleyi bastırarak söylemiştim. Gülümseyerek devam etti "Geldik." Etrafima baktığımda koca bir bina görmüştüm. Yıkık dökük eski bir şeydi. "Ne o senin eğlenme anlayışın böyle ürkütücü yerlere gelip fantazilerini tatmin etmek mi? " bu söylediğime utandığım için dudağımı ısırıp kafamı yere doğru eğmiştim. Her ne kadar Alkan'ı görmesemde gülümsediğini fark edebiliyordum. "Senin de ürkütücü yerlere gitme gibi bir hobin olduğunu sanıyordum. Imm.. bir düşüneyim, biz zaten eski korkunç bir evde senle karşılaşmıştık. Yoksa sende fantazilerini tatmin etmek için ürkütücü bir yer mi arıyordun?" Bu söylediğine o kadar utanmıştım ki eminim yüzüm kızarmıştı.
Alkan arabadan inip benim olduğum kapıya gelerek kapıyı açtığında "in" dedi. Bende ikiletmeden hemen arabadan indim. Sol kolunu belime katarak beni binaya doğru ilerletti. Binanın etrafı amaçlarla çevriliydi ve yoldan 100 kilometre kadar uzaktaydı.
Binanın içi sırf sigara kokuyordu. Büyükçe kapının önünde üç tane adam duruyordu. Biraz daha ilerlediğimizde demir olan merdivenlerden yukarı doğru çıktığımızda pencereler aşırı derecede tozlu ve kırıkları vardı. İkinci kata geldiğimizde sağdaki birinci kapıdan içeri girdiğimizde ağzı kapalı bir adam ve başında da Alkan'ın evinde kaldığım da gördüğüm iki adam duruyordu. Soldaki adam sert ve bir o kadar da saygıyla konuştu. "Alkan, adam hemen konuştu. Bilirsin sokak sapıklarından. Anlayacağın Şeyda'yı takıntı haline getirmiş. Dosyasına baktık tam yirmi defa tecavüzden ceza almış ama her seferinde hapishaneden kaçmış. " dediğinde adam ağzımdan korkuyla hafif bir çığlık çıktı. Ellerimle ağzımı kapadığımda bana da tecavüz etseydi kim bilir neler olurdu diye düşünmüştüm. Alkan ellerini belime sardı "Şimdi senden ne istediğini anlıyor musun deli kız. Bu adamı Ufuk fark etmeseydi seni kurtaramazdık."
"Ufuk'ta kim?" Diye cırladığımda sağdaki adam sırıtarak konuştu. "Benim güzel bayan" dedi. Alkan kadar olmasada Ufuk'ta çok yakışıklıydı. Kumral ve ela gözleri onu daha da çekici yapıyordu. Çapkın olduğu da konuşmasından belli oluyordu. Gözlerimi kısarak konuştum. "Siz beni nerden tanıyorsunuz. Ayrıca bu pis ve iğrenç sapığı fark etmeniz için evimin orada olmanız gerekiyordu. Yani buda sizin benim evimin orada olduğunuzu göster. Lütfen bana bir açıklama yapar mısınız. ?" Son cümleyi Alkan'a bakarak söylemiştim. Ufuk yine çapkın boğa gibi konuşmuştu "O gün sizi Alkan'ın evinden çıkarken gördüğümde nedense içime doğdu sizi takip etmek. Ve arkanızdan geldiğimde bu Piç herifi fark ettim. E bende haliyle Alkan'a haber verdim tatlı bayan."
"İyi. Bunun için size teşekkür edebilirim. " Ufuk sessizce sırıtırken Alkan kolumu sertçe tutup devam etti. "İşte senin ırzına girmek isteyen şerefsiz burada. Ne yapmak istersen serbestsin. " dediğinde Geveze küçük bir kız çocuğu gibi sırıtmıştım.
Sapığın yanına gittiğimde Alkan'a bakarak "Ben bu adama hiçbir şey yapamam. Dokunmaya tiksinirim, üstü pis ve iğrenç kokuyor ayrıca sapık." Dediğimde üç adamda gülmeden edememişlerdi. Yalnız Ufuk ve yanında li adam sesli gülerken Alkan sadece tebessüm etmişti. Yanıma gelerek beni sapıktan uzaklaştırdı. "Sen bana söyle ne istediğini ben zevkle yaparım. " Dediğinde hınzırca gülümsemiştim. "Şuan ben olsam suratına yapıştırırdım." Alkan benim vuracağımın on mislini vurmuştu sapık herif. Sağ, sol derken adamın her yeri kan olduğunda artık dayanamamıştım ve hızlıca Alkan'ın kolundan tutarak "Yeter bu kadar, baksana adam mahfoldu. " dedim.
Alkan belimden kavrayarak hiçbir şey demeden beni binadan çıkarttı. Adama. Tatlı bir şekilde "Adamı iyi benzetti ya, nasıl vuruyordun. Valla ben vurmaya kalksam öyle, kendi elimi kırardım herhalde." dediğimde Alkan arabanın benim oturdum bölümün kapısını kapatarak şoför koltuğuna geçti. Ve hınzırca "Hoşuna mı gitti manyak kız" dedi. Sırıtarak "evet" deyince o da güldü.
Bir saat kadar sonra beni eveb getirdiğinde akşam olmuş ve hava kararmıştı. Arabadan inmeden önce "Herşey için teşekkürler" dediğimde kafasını sallamakla yetindi.
Odun herif ne olacak işte.
Arabadan indiğimde son kez arkama baktığımda arabanın içinde bana bakıyordu. Önüme dönüp kapının kilidini çevirdiğimde hızlıca güçlü bir kol beni kendisine çevirdiğinde Alkan olduğunu fark eder etmez dudağımı öpmüştü. O kadar hızlı bir öpücüktü ki bende ani bir şekilde ona karşılık vermiştim. Sırtımı kapıya sertçe yasladığında belimin sızladığını anladım ve inledim. Alkan hızlı öpücüğünden sonra yavaşça dudaklarımızı ayırdı. Utandığım için kafamı yere eğdimde "İçeri" demesiyle Alkan'ın hemen yuvasında olan anahtari çevirip kapıyı araladıktan sonra içeri girdim. Nefes nefese kaldığım için sırtımı kapıya yasladım. Elimde olan çanta elimden kayıp yere düştüğünde kendime gelmiştim. Koşar adımlarla odama geçip bugün olanları ve az önce yaşadıklarımı saniye saniye tekrar aklımdan geçirdim. Ve o gece üstümü bile değiştiremeden derin uykuya daldım. .

Keskin AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin