.10. BÖLÜM

63 7 0
                                    

Kalktığımda kızlar uyanmış hatta salonda sesleri bile geliyordu. Hızlıca kalkıp banyoya geçtim. Kısa bir duş aldıktan sonra havluyu vücuduma sardıktan sonra odama geçtim. Dolaptan hâki yeşili tek omuzlu bir bluz giydikten sonra altıma da siyah bir kot geçirdim.

Direk mutfağa girdiğimde kızlar kahvaltıyı hazırlamaya başlamışlardı. Bende onlara katıldığımda artık kahkaha atmaya başlamıştık. Sanırım bir araya gelince biz deliriyorduk.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Neşe ve ben masayı toplamaya başladık. Sude ile Derin'de salona geçip izleyebileceğimiz film aramaya başladılar. Mutfak tertemiz olduğunda bizde salona geçtik. Açıkçası hiç film izlemek istemiyordum. Ortaya bir fikir attım. "Kızlar bir araya gelmişken değerlendirelim. Dışarı çıkıp biraz eğlenmeye ne dersiniz?" Hepsi birbirine baktıktan sonra önce göz göze geldik pis bir sırıtıştan sonra kahkaha attık. Sude'nin dün aldığı elbiselerden üzerimize geçirip birazda makyaj yaptıktan sonra dışarı çıkmaya hazırdık.

Sude arabayı sürerken "Milikan diye yeni bir mekan açılmış. Bence oraya gidelim." Dedi. Ben her ne kadar gitmek istemesemde Neşe ve Derin'de kabul edince bende kabul etmek zorunda kaldım.

Sessiz ve inin cinin top oynadığı bir sokağa girdiğimizde neon ışıklarla yazılan 'Milikan' yazısını gördüm. Gerçekten berbat bir yere benziyordu ve ben oraya gitmek istemiyordum. İçimde kötü bir his vardı. Ben bu kötü hise engel olamıyordum. Arabadan inip barın kapısında iki adam vardı. içeri girdiğimizde kırmızı bölümden geçtikten sonra koridorun soluna döndük. Son ses müzik kulağımı rahatsız etmeye başlamıştı bile. Kızlar dansa ayak uydurmaya başladıklarında ben köşede L koltuğa oturmayı tercih ettim. Mor renkteki koltuğa doğru ilerlediğimde gözlerim yuvalarından çıkacak derecede açılmıştı. Alkan ve üstünde sarı bir sürtük.

Allah senin değil o sarı yellozun belasını versin İnşallah Alkan tamam mı. .

Ben düşüncelerimden kurtulmak isterken Alkan'la göz göze gelmiştik. Siktir. Arkamı dönüp gitmek yerine ben omuzlarımı dikleştirip koltuğun en uç köşesine yerleştiriğimde Alkan gözlerini ayırmadan her hareketimi takip ediyordu. İstem dışı olarak öksürmeye başladığımda o hâlâ yerinde oturmuş sarı sürtükle yiyişmeye çalışıyorlardı. Daha doğrusu sürtük Alkan'ı yemeye çalışıyordu. Bu arada beyefendi utanmadan bana bakıyordu. Biraz sonra Alkan kızın kulağına birşeyler söylediğinde kızın yüzü düşmüştü. Ağır hareketlerle Alkan'ın kucağından kalkıp diğer piçlerle takılmaya başladığında gözlerimi devirmeden edememiştim. Alkan'la göz göze gelmek gerçekten istemiyordum. Sinir, kıskançlık, utanma bütün duyguları bir anda yaşarken asla onunla ne konuşmak nede görmek istiyordum. Tamam görme kısmını atalım. Ben onu hep görmek istiyorum. Çaktırmadan göz ucuyla Alkan'a baktığımda hâlâ bana baktığı için göz göze gelmiştik. İşaret parmağıyla bana gel işareti yaptığında utansamda ayağa kalkıp bir iki adım sonra karşısında duruyordum. 'Ne' bakışlarımı ona atarken Alkan'da yayıldığı koltuktan doğruldu, hızlıca kolumdan kavradığı gibi beni kucağına oturttu. Ben daha ne olduğunu anlamadan nefesi boynumda gezmeye başlamıştı. Kulağıma eğilip "Ne işin var senin burda" dediğinde nefesim kesilmişti. Azımı açamıyor haldeydim. Derin bir nefes alıp "sanane" demekle yetindim. Bu dediğim onu çok sinirlendirmiş olacak ki kavradığı belimi daha sıkı sıkmaya başlamıştı. Biraz daha bana yaklaştığında bir anda kendimi ondan uzaklaştırdım fakat hâlâ kucağındaydım. "Senin ne işin aslında. Ha pardon ya az önce gördüğüm manzarayı unuttum. Pardon biraz balık hafızlayımdır da kusuruma bakma sen." Dedim. Gerilmeye başlayan çenesinden ne kadar çok sinirlendiğini anlayabiliyordum. Hatta bir an kucağından beni atacak diye tereddüte bile düştüm. Kulağıma yeniden eğilip "Ufaklık yeni açtığım mekanın partisine geldiğim için sana hesap vermeyeceğim. Şimdi. Seni buradan götürüp evine bırakacağım ben ise geri buraya geleceğim. Anladın mı beni?" Dedi. Bu sefer sinir olma sırası bendeydi. "Demek paranı böyle pis yerler açarak harcıyorsun. Zaten pislik olduğunu biliyordum şimdi tam kanıtlamış oldun bay öküz. Ayrıca seni hiç ama hiç ilgilendirmiyor benim nereye gittiğim. Birde başıma Maçomu kesildin. Sen kimsin ya." Hızlı ve nefes almadan söylemiştim son cümlemi. O ise pis pis sırıtıyordu. Başımı tavana dikerek "Ne çokmu komikti? " Hâlâ gülmesi beni deli etsede bu ona çok yakışıyordu. Beni kendine iyice bastırdığında sırıtarak konuştu. "Sadece böyle mekanlara bu kadar açık kıyafetlerle gelmeni istemiyorum. Fazlasıyla seksi görünüyorsun. Ve bu diğer erkeklerin dikkatini çekiyor. " Belli etmek istemesemde sırıtmaya başlamıştım. Hatta içimdeki Şeyda kahkaha atıyor, dans bile ediyordu.

Demek beni seksi buluyor.

Ben düşüncelere dalmışken yavaşça önce beni ayağa kaldırdı daha sonra kendisi de kalkıp beni belimden kavrayıp kendine yaklastırdığında çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Kızlara haber verememiştim. Ben onları düşünürken zaten karşımızda asker gibi duruyorlardı. Alkan umursamaz tavırla hâlâ beni sürüklemeye devam ederken bende kızlara sessiz ve beden hareketlerimle onları arayacağımı belirtmiştim.

Yarım saat sonra beyaz renkli olan villanın önünde durduğumuz da buranın Alkan'ın evi olduğunu yeni idrak ediyordum. "Ne? Şimdi neden senin evine geldik ki?" Sesimi oldukça şirin çıkartmaya çalışmıştım ve sanırım başarılı da olmuştum. Kemerini çıkarırken bana sadece "in" dedi. Sinirlensemde dediğini yapıp bende kemerimi çıkarıp arabadan indim. Eve girdiğimizde direk olarak beni kendi vücudu ile birleştiren Alkan nefesimin kesilmesini neden olmuştu. Dudağı dudağıma deydiğinde en başta karşılık veremesemde sonra bende onu öpmeye başlamıştım. Gerçekten ona karşı koyabilen tek bir kız bulmak zordu ve ben bugüne kadar bunu başardığım için kendimi tebrik ediyordum.

Hızlıca beni kucağına alıp kahverengi koltuğa uzandırıp oda üstüme çıktı. Ağırlığını bana vermesede nefesim ara ara kesiliyordi. Elleri siyah elbisemin arkadaki derin dekolteme gittiğinde evin zilini çalmasıyla Alkan'ın 'siktir' demesi bir olmuştu. Üzerimden kalkıp yakasını düzelttiğinde kapıya doğru ilerlemişti. Bu arada bende oturur pozisyona geçip kimin olduğuna bakmaya koyuldum. Alkan kapıyı açtığında karşısında harika bir kız duruyordu. Gerçekten mükemmeldi. Alkan'a önce sarıldı daha sonra dudaklarından öpmeye başladığında utancımdan yerin dibine girmek istedim. Kız sevgilisi olmalıydı ki buraya kadar gelmiş ve Alkan'ı öpme cesaretinde bulunmuştu. Hangi kız bu şekilde gelebilirdi ki ve az önce karşısında duran sevgilisi benle sevişmeye başlamıştı. Kız içeriye bir adım attığında beni görmüştü. Hızla kafasını Alkan'a çevirdiğinde "Bu kız kim? " dedi. Alkan arkasını dönüp bana baktığında daha birşey söylemeden sürtük kız "Yoksa yeni hizmetçi mi?" Dedi.

Gerizekalı hayatında hizmetçi görmemiş sanki. Hizmetçi olsaydım bu kıyafetle gelirmiydim acaba? Kendine yediremiyor pis sürtük.

Alkan beni süzmeye başladığında 'hiç hizmetçiye benzer hâli yok' bakışları attığında her ne kadar bu salak kız anlamasada Alka açıklamaya çalışmaya başladığında ben hızla araya girerek "Ha-hayır. Ben sadece yolumu kaybettim ve ve buraya yolu sormaya gelmiştim. Öğrendiğime göre gidebilirim. " deyip hızla ve utançla evden çıktım. Sanırım kız bu numarayı yememişti. Yani ben olsam bende yemezdim.

Eve geldiğimde kızları direk arayıp olanları anlatmak için onları çağırdım. Şimdi ise bu utanç verici olayda sonra Alkan'ın suratına nasıl bakacağım diye düşünmeye başladım. Tabii bir daha karşılaşırsak. .

Keskin AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin