Kaybediyordum. Sürekli kaybediyordum. Sevdiklerimi sevenlerimi. Hayatımı her şeyden habersiz aptalca yaşarken bir çukura düşmüştüm. Asıl çukurdu benim sırlarım, hayatım, geçmişim. Şimdi o çukurdan yine bir aptallığa çıkmaya çalışırken vazgeçmiştim her şeyden herkesten. Yeniden! Başarabilirdim çünkü hayatımda güvenebileceğim kendimden başka kimse yoktu.
Candan yurt dışına çıkalı 1 sene oluyor Deniz ile nişanlandılar. Babam ve annem nikâhlarını tazeledi. Cem ve Hale ilişkilerine heyecan katmakla meşgul iken Ben? Ben şuan YGS sınavından çıkmış soğukta yürüyordum. 2 sene oluyor onu görmeyeli son kez vedası çıkmıyor aklımdan bir kazınmış ki aklıma ancak böyle olur. 2 sene önce polislerin bizi götürmesinden sonra babam beni aldı ve onun 1 geceyi orada geçirmesini istemişti. Ertesi sabah kaçmıştım evden buluşmuştuk her ne derse affedecektim onu sadece o andan başlayacaktım ona karar vermiştim. Sağ yanağımdan düşenin yağmur damlası olduğunu düşünmek istedim çünkü yağmur bastırmıştı. Gökyüzüyle ağlamaya başladık o saatten sonra montuma sarıldım. Ve hıçkırıklarımı içime gömerek düşünmeye başladım o günü...
-2 sene önce-
"Hoş geldin" dedi yüzündeki burukluk içimi yaksa da gülümseyerek karşılık verdim.
"Arda ben. Ben her şeyi bilmek istiyorum artık seni hayatını geçmişi unut biz şu anı geleceği yaşayalım olur mu?" dediklerime ben bile inanamazken kollarını bana sardı. Kalbinin sesini duydum öyle hızlı atıyordu ki istemsizce ağlamaya başladım.
"Beni tanıyınca ne olacak geçmişimi öğrenince?" dedi ellerini benden ayırırken. Sorduğu soru beni afallatmıştı. Cevabımın gelmeyeceğini anladığında bir adım geriledi
"Beni daha çok sevmeyeceksin geçmişimi daha çok inceleyeceksin benden soğuyacaksın Açelya olmaz!" dedi en son sesini yükselterek
"Tamam, geçmişi unut niye biz böyleyiz o zaman bu sorunu halledelim istiyorum. Geçmiş değil benden öncesi beni ilgilendirmez acılarını yaralarını sarmak istiyorum Arda"
"Sen yaralarımı sarmıyorsun onları deşiyorsun. Yenilerini açıyorsun bana ve... Olmuyor" sesi kısık çıkmıştı soğuktan mı titriyordu yoksa üzgün müydü, olmayan neydi?
"Neden bahsediyorsun?"
"Gidiyorum"
O anı dün gibi hatırlarken içimdeki oyuklar git gide deşiliyordu. Kollarımı ayaklarımı beynimi hiç bir hücremi hissetmemiştim o an sadece kalbimin durduğunu düşündüm. Ve yanından çekip gitmemiştim o, ben başka bir şey demeden terk etmişti beni öylece. Son ve ilk kez gitmişti. Hiç bir şey diyemedim. Sadece... Gitmesine izin verdim sadece hepsi bu.
Şimdi gideli 2 sene oluyor hiç bir şey olmamış gibi davranıyorum geceleri kendi odamda en sessiz saatlerde ağlıyorum. Kimsenin bilmesine artık gerek yok. Kimse çare bulmayacağı gibi konuşmaktan başka bir şeye yaramıyorlardı. Gözyaşlarımı elimle silip bir taksi çevirdim. Bu akşam yemeğe Cem ve ailesi gelecekti. Önemli bir akşamdı. Hale'nin hazırlanmasına yardım edeceğime söz vermiştim bu yüzden arabaya biner binmez adresi verdikten sonra çantamdan çıkardığım aynaya bakarak suratımı sildim ve biraz toparlandım. Acı çekmeye alışmıştım içimde yaşamaya çünkü kime anlatırsam benim ve onun ne hissettiklerini bilmeden konuşup yargılayacaklar dı bu yüzden onlara kulak asmak yerine kendim alışmayı tercih ettim Candan'la uzun zamandır konuşmuyordum ama arada arıyordu eminim sınavım için bugün arayacaktı ama şuan daha önemli bir işim vardı.
Eski evimizden taşınmıştık. Daha geniş site içinde bir eve yerleşmiştik. Eve geldiğimde ücreti ödeyip hızla 5 basamaklı merdiveni çıktım Hale ben kapıyı çalmadan açmıştı ve beni içeri çekti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Romance©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?