Herşey dejavu gibiydi. Aynı şeyleri yaşıyor gibiydik ama şuanki... Aynı değildi. Arda ile konustuktan sonra telefonu yuzume kapatmıstı. Sonra Deniz beni arayıp adresi sormuş ve yine kapatmışlardı. Merdivenlerden gelen sesleri duyunca kafamı oraya cevırdım takım elbiseli iki adam recepsiona yaklasırken bense duvarın diğer tarafına gectım. Kalbim çıkacak gıbı atarken hemen hastahanenın tuvaletıne kendımı attım. Adamlar benı burada gorurse Ardalara haber veremezdım. Denizin numarasını tuşladıgımda. Sinirden tırnaklarımı kemırmeye basladım. Telefon sonunda acıldıgında derın bır nefes verdım.
"Nerdesınız?" dedim kısık cıkan sesımle. Arkadan Arda bagırdı.
"Siktiğimin trafiği!" dediğinde. Deniz konustu
"Duydun. Açelya nasıl iyimi?" dedi Deniz sesinin sakin olmasını sağlayarak
"Bilmiyorum. Ama o adamlar geldi geçenkiler vardı ya" dedim telaşla sonra neler olupbıttgını bılmek ıcın Denizin konusmasına ızın vermeden dısarı cıkmak ıcın "Kapatıyorum ben acele edin" deyip telefonu kapattım. Kalbim gümbür gümbür atarken. Dışarı çıktım. Adamlar, yenı yogun bakım odasından cıkan doktorla konusurken hızla yanlarına gittim. Doktor bana dönüp
"Sanırım hastayı siz getirdiniz?" dedi başımı onaylarca salllayınca eli ile yolu göstererek. "ODamda konusalım lütfen" dedi adamları arkada bırakırken Açelyanın benden önce çıkmamasını dileyerek odaya gırdım. Masanın önunde duranm koltuga oturdugumda oda masanın basına gectı.
"Sanırım. Hastalıgı bılıyorsunuz?" dedi yine konusmadan basımı onaylaca salladım
"Durum gerçekten riskli eğer böyle bir durumda. Yani eger bır daha buna benzer bır olay olursa..." deyip susmuştu. Gözlerim dolmaya bşlamıtı sadece dınlıyordum. "Şimdi durumu iyi odaya alacak arkadaşlar. Bu hastalıgı ona ne kadar süre söylemez ve moralını ıyı tutarsanız o kadar iyi çünkü bu tip durumlarda psikoloji çok önemli. Serumuna ilaç enjekte ettik. Serum bıtınce gitmeyeceksiniz. 24 saat müşade altinda tutacagiz Dediklerimi unutmayın" dediğinde bende doktorda ayağa kalktı.
"Teşekkürler" dedim. Başını onaylarca sallayıp ikimizde odadan çıktıgında Yoğun bakımın önünde bekleyen adamları gördüm. Gözüm kapıya kaydıgında bı kaç hemşire Açelyayı yatagı ıle beraber bır odaya goturuyorlardı. Hemen yanına koştugumda kapalıydı gözleri. İnsanı ne çaresiz bırakıyordu bu durum. Yanımda ama bırsey yapamıyordum. Hemşireler odaya gırdıgınde bana gıremıyecegımı soylemıslerdı. Mecbur bır sure kapıda beklemk zorunda kalmıstım. Adamlaral sanki ne kadar az göz göze gelırsem kendımı o kadar guvende hissediyordum. Sonunda hemşireler odadan çıktıgında. Hızlı harek edıp ıcerı gırdım ve ıcerıden kapıyı kapatım kıtledım. Derin bir 'oh' çektikten sonra. Yarina kadar burada kalacaktik. Şuan Arda ve Denizi merak ederken. Telefonun bilinmeyen bi numara tarafindan çalmaya basladi. Nunarayi cevapladigimda.
"Alo!" dedim. Sakince arkadan karakol sesi geldiğinde.
"Candan karakoldan arıyorum."dedi Deniz. İçimi korku kaplarken.
"Ne-neden?!"dedim. Kötü birşey olmamasini umut ederek.
"Ya trafikte Arda kavga çıkardi." deyince sözlerini arkadaki sesler kesti.
"Adam üzerime atladi komiserin" dedi kalbin tonda tanimadigim bir ses bagirdigi için duymsutum.
"Ulan sürmüyorsun arabayı ne yapayim öldürmedigime dua et!", kesinlikle Arda dan gelmişti bu ses
"Bu kadar yeter konusmaniz. Kapatin" dendiginde.
"Sevgilim kapatiyorym. Aramaya calisicam merak etme olurmu?" dediğinde çoktan kapanmisti. Tüm felaketler basimiza geliyordu anlamadimki tuvalette ekmek mi yedik. Bu kadar talihsizliğin başka açıklaması olamazdı. Mırıltılar duyduğumda Açelyanin basina gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Romance©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?