Acaba uzaylılar Ardayı yiyip yerine bu kazmayımı koydular abi ne oluyor ya. Off bu soğuk konuşmanın ardından kahvaltı yaptık. Ben şoktayım hala o hiç birşey yokmull gibi devam edıyor hayatına. Sofrayı beraber topladık. Ve gene çenem durmadı tabi ben konuşmaya başladım.
''Ben dışarı çıkıcamda. Acaba kaça kadar evdesin? Sen gitmeden geliyim''
''Tamam Ufaklık zaten arkadaşım gelecek takılıcaz evdeyim bugün. Nereye gideceksin?''
''Gezicem işte.''dedikten sorna üstümü değiştirmek için yukarı çıktım. Ses çıkarmadı. Canım çok sıkkın böyle zamanlarda Candan neredesin?? Bir daha dün yaşananların olmasına izin vermiycektim veremezdim. Neyseki Candan 5 gün sonra geliyor. O gelince okul açılana kadar orada kalırım. Resmen sahipsizim ben ya. Sevilmeyen sahipsiz yaratık.
Evden tam çıkacakken koltukta oturan bok kafa seslendi ARDA;''Çıkıyormusun ufaklık ''
''Yok hayır halaycekıoyorum gelsene sende'' oturdugu yerden totosunu kaldırıp yanıma geldi yume bakıyordu. Hafif kızdın, bi şekilde bende çemkirdim;
''Ne bakıyorsun ayımı oynuyor?'' en boktan sözü etmiştim. Çünkü yenik düşebilirdim bu çok saçma cevabımın ardından beklenen cevapta geldı.
''Aslında oynasan öyle olacak'' ukala zübbe pislik ona olan duygularımın bu denli değişmesinin sebebi benimle oynaması. Ve ben bu cevabın altında kalırmıyım :D Tabiki HAYIR;
''Çok meraklıysan ayna karşısında oynaman seni tatmin edecektir!!'' deyip kapıyı çarptım ve çıktım. Aslında onun evinde kalıyorum çok abartmış olabilirim. Ama oda dün olanlardan sonra bana davranması neydi öyle, ahlaksız pislik. Kahretmesin yağmur yağıyor. Ben içimden bi yandan da Ardaya Küfürler yağdırırken bilin bakalım karşıma kim çıktı. CEM o kadar kufur ettim tabi çıkar ne demiş atalarımız. ''İti an çomağı hazıla'' . O kadar küfür ettim ki çıkması normal yani. Beni fark edince arabasını köşeye park edip arkamdan koştu tabi onu tınlamıyorum ve yürümeye devam ettim;
''Nasılsın Açleya?''
''Kötü!!''
''Ne o gene annenmi?'' aptal aptal sırıtarak sordu. Bi yandan yürüyorduk sinirlenip durdum ve gözünün içine bakarak.
''Hayır annem değil. Sen ve senin iğrenç soyun erkek soyundan nefret ediyorum. Şimdi rahat bırak beni'' deyip mağzaya girdim. Evet nefret ediyordum ne o nede Arda umurumda değil sadece bana çarptı ve suçlu evinde kalmam mecburiyetten hepsi mecburiyetten.
Çok yoruldum saat 9:30. Eve girdiğiöde gözlerinden ateş çıkan Arda karşımda. Biraz saçı dağılmış yolmuş gibi ev zaten!! Baya yıkmış evi. Oww Çok sinirli. Hızla yanıma geldi;
''Nerdesin SEN!!!''
''Gezeceğimi söylemiştim!''
''Saat 11de evden çıktı SAAT 9 buçuk. NERDEYDİN AÇELYA NERDEYDİN!!!'' Bu sözlerinden sonra sinirlendim.
''Sanane ya. Sen kimsin abimmisin sevgilimmi yoksa babammı neyim ha neyim sanane gezerim istediğim vakte kadar''
''Eğer bu evde kalıyorsan kurallarıma uyacaksın Kafana göre takılmazsın!!''
''Bana çarpan sendin buradada mecburen kalıyorum arkadaşım yakında gelir gelmez gidicem. Yanında kalmaya meraklı değilim'' ikimizde avazımız çıktığı kadar bagırıyorduk. Benim bu kadar sinirlenmemin sebebi sabah bana bişey yokmuş gibi davranması hıncımı almak için güzel fırsat ve o bu kavgaya devam etti;
''Açelya bu evde mecburende olsa kalıyorsun kurallara uymak zorundasın. CEVAP VER NEREDEYDİN!!!''
''Vermiycem''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Romance©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?