Medya: MElis
ŞArkı: Artuna gelsin .d Melisten
Kendimi soğuyan havanın içime işlerkekenki ürpertisi içinde bulmuştum. Gecenin karanlığı, ayın parlamasıyla denize vurmuştu. Deniz hırçında ama kayalara çarpmıyordu. İçinde savruluyordu her bir yana. Aynı biz gibiydi belkide belkide sadece kalbim gibi kalbimde öyleydi seviyordu ama dağıtmıyordu durmuyordu bırakmıyordu. Ama ben öyle yapmamıştım. Hırçınlığımı fevri davranarak göstermiştim. Koca bir aptaldım...
Arkamda duyduğum ayak sesleri ile arkama hızla döndüm karanlık cismin o oldugunu düşündüğümde kalbim çıkacak gibiydi. Sanki onu ilk kez görür gibi hissediyordum. Soğuk hava içimdeki yangını söndürmezken onu gürünce bu yangın ni hayli alevlendi. Dağılmıştı saçları kapşonunu indirince bunu net görmüştüm dibimde durmuştu nefeslerimiz birbirine karışırken umutla gözlerim parladı.
"Geldin!" dedim o hafif çıkan sesimle. Gülümsememişti aksine çok ciddiydi içimi korku kaplamıştı. Gerçekten benden nefretmi ediyordu. Dayanamayıp ona sarıldım. Onun aksine sıkıca sarıldım soğuk hava bıle ıcımdekı sızıyı sondurmezken ona dokunmama yetmıştı. Kollarını belime doldadığında içimdeki huzuru hissettim. Özlemmiydi? Sevgimin artmasımı? Çözemiyordum ama şuanda bile onu daha fazla özlüyordum. Kokusunu içime çekerken aptal gözlerim boynunu ıslatmaya başlamıştı.
"Yakın veya uzak olduğun zaman benimsin benim sevgilim herzaman benim" dedi kulağımın içine. Benimde yanklılanan kelimeler kalbimi rahatlatmış gibiydi. Gözlerimi huzurla yumdum.
Açtığımda masada uzanmış iki seksen yatıyordum. Gözlerimi ovuştururken. Lanet girsin genemi rüyalar. Yeter artık uyumıycam ya. Gözlerimi pörtletcem yada şu küçükken tom ve jerry deki tom gibi uyumamak için göz kapaklarıma kürdan takıp gezcem öyle.
Kendime geldikten sonra dün olanalr aklıma gelmişti Artunun öyle konuşması. Gerçekten nankördüm haklıydı. Ben buraya gelirken bi votka devirmiş olmalıydım. Beynim seyehatemi uçmuştu. Sandalyeden kalkıp. Esnedim bunu düşünmelimiydim? Dönmelimiydim? Aklım allak bullaktı tek bildiğim burada olmam gerektiğiydi ama şuan ne param vardı nede para bulacak birisini tanıyordum o yüzden buradan haftalığımı alana kadar kalmalıydım. Mutfaktan sesler geldiğinde Artunun uyandıgı anlamıştım. Meliste bir süre sonra gelince bende üzerimi tuvalette değiştirmiştim. Üzerime siyah garson önlüğünü taktığımda. Mutfağa girip örtüleri ve pecetelik sosları tepsiye dizdi. Mutfaktan çıkıp masalara dizmeye başladım. Aklıma Deniz gelmişti. Onunlada ilk tanıştığımızda küsmüştük ve o bana kızmıştı şuanki gibi suçlu gene ben olmuştum. Olay aklıma geldiğinde gülümsemiştim. Artunda iyi birisydi belki ama bana tepkisini anlamamıştım.
--
Sonunda paydos vermiştik patronun ardından Artunda hızlıca çıkmıştı konuşmamıştık nasılsa gidecektim bir daha görmeyecektim. Melis telefonunda takılıyordu gene aslıdna dunden bugune fark ettıgım te sey melis ve Artunun hiç konusmamasıydı. Melise yalaşıp.
"Yemek yiyelimmi?" dedim kafasını telefondan kaldırmayıp mırıltı çıkaracagını dusunurken konusmamla odak noktasına dönüştüm.
"Benimle mi?" dedi şaşırmış şekilde. "Evet. Neden şaşırıyorsun?" dedim gülerek yüzüne gülümseme yerleşince kasadan kalkıp. "Oluuur" dedi. Şimdi şaşıran bendimç Beraber sabah kahvaltı menüsüne hazırlanmış ambalajlı tabaklardan elimize alıp masalara geçtik.
"Acıkmışım ya" dedi gülümserken bende aynı şekilde cevap verdim. "O telefondayken hiç birşey hissedilmiyormu açlık bile" dedim gülümsedi ağzına salata atarken agzı dolu bır şekilde cevap verdi. "Sayılırda sayılmazda" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Romance©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?