MEDYA: HALE
Açelya'dan;
Uyandığımda Arda'nın kollarında mışıl mışıl uyumuştum. Havanın soğuk olması ve gece olmasından dolayı soğuk arabanın içine işlemişti. Ama ben bu soğukluğu değil. Arda'nın sıcaklığını hissediyordum. Değil bir gece, bir ömür bu kollarda kalabilirdim. Bir dakika gece mi? Saate bakmak için telefonumu çıkardım Candan bana 21 tane mesaj atmış 59 kere aramış ve sesli mesajları saymıyorum bile. Öldüm ben!! Ne diyeceğim şimdi ben Emel teyzeye. Anneme söyler diye korkmuyorum çünkü kadının beni taktığı yok. Ama Emel teyze kesin kızacak. Hele birde Candan'a hesap vericem. LANET OLSUN!! Ardaya doğru baktığımda. Masum melek gibiydi BEN SENİ YERUN! Ama şuan yiyemem gitmemiz gerek o mükemmel uykusunda 9-10 defa dürttüm. Tabi beyfendi hemen uyanacak değil ya. En az 10 dakika homurdandı en son çare konuşmaya başladım -dırdır etmiyorum sadece kalkması için-
''ARDA ARDA ARDA ARDA ARDA. . .'' gerçekten ufak bir çocuk gibiydim. En sonunda ateş saçan gözlerini açtı abarttım sanırım. Üüf neyse
''NE VAR!?'' zıkkım var ne olucak eve götür. Tabi ona bu şekilde demiyeceğim :D
''Eve götürmen gerek'' Umursamaz bir şekilde kollarını bana tekrar sardı ve kendine yapıştırdı. Fal taşı gibi olan gözlerim kızaran yanak ve dudaklarım -her insan utanınca yalnız yanağı kızarmaz- yani
''Arda arkadaşım aramış lütfen''
''AÇELYA KAPA ÇENENİ VE UYU!"
''Hayır uyumuycam ben giderim tamammı bırak beni'' tek hamleyle arabadan indim. Arkama baktığımda. Koşuyordu bana yetişmek için. Şaka şaka :D. UYUMAYA DEVAM EDİYORDU HAYVAN! Hani özlemişti beni. Uyuyor diye bir süre arabaya baktım ama hiç bir kıpırdama olmadı. Sinirle yolun karşına geçerken. . .
*********
Arda'dan;
Arabadan indiğinde arkasından gidecek değildim. Hadi ama . . . Tamam gitmeyi düşündüm ama bi an dikiz aynasına baktım ve arkada durmuş beni bekliyordu. Kesin gelecek. Gerçekten ona ufaklık dememe sinir olsada ufacıktı yüzü burnu gözleri ağzı ve KALBİ. . . Hayır yani eve gitmek istiyo evde ne var anlamadım. Burda ben varım kızım. Ne güzel uyuyorduk şurada. Çiçek kokusuyla Cennette uyuyor gibiydim gidecek ne var sanki. Bir süre iyice bekledi. Çatılan kaşlarıla bile çok fazla tatlıydı. Arkasını döndüğünde bende arabadan indim Vee...
''DUUUURRR!!!'' hızla ona doğru koştum.
''Dur piç kurusu gel buraya senin ejdadını s*kicem!!!'' Açelya yı yerde gördüğümde hızlı bir şekilde arabaya aldım. En yakın hastaneye giderken kan beynime hücum etmişti sinirden titriyordum. İçim bi tuhaf olmuştu daha önce yaşamadığım bir şey. Ve korkuyordum. KORKUSUZ ARDA YILMAZ Korkuyordu. 180e vurdum hızla giderken kaza yapma fikri aklıma gelsede umurumda değil. Arabada arkada Baygın yatan suratına sık sık dikiz aynasında bakıyordum. Solgun ve korunmasız. Direksiyonu yumruklamaya başladım. İki defa kırmızı ışıkta geçtim belki daha fazla sadece ikisii fark ettim. Ve hastaheneye sonunda gelmiştim. Onu Tek hamlede kucağıma alıp Acilden giriş yaptım. Arkaya doğru düşen kafası daha çok korkmamı sağlıyordu. Allah'ım lütfen. Yalvarırım bir şey olmasın. Hastahenede etrafımda koşturan kalabalığa ;
''ŞU LANET OLASI SEDYE NERDEEEE!!'' aniden içeriden gelen sedyeye yatırdım. Bir odaya girdirdiler. Ardında doktor koşarak girdi. Aşırı sakin bir şekilde
''Giremezsiniz beyfendi" LANET OLSUN titriyorum neden lan neden. Çünkü ona bişey olabilir hayır olmayacak. Saçlarımı yolmaya başladığımı farkettim ve daha çok sinirlendim yaklaşık 15 dakikadır kimse bir şey demiyor. ULAN! ODadan koşturark çıkan hemşirelerin aksine rahatça çıkan doktorun yüzüne yumruk atmamak için zor duruyordum. Adam sakince;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Romance©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?