Koluma gelen sert darbesiyle irkildim. Elimdeki paspas çoktan elimden kaçmışken. Şoktaydım.
1) Beni nasıl buldu?
2) Neden geldi hani nefret ediyordu?
3) Nereye götürüyor?
4)İtiraz neden etmiyorum?
5) Ben böyle saçmalamayı nereden öğrendim?
Silkelenmeye çalışıp kendime geldiğimde cafeden çıkmıştık karşı caddeden alel acele patron koşarken bende Ardayla beraber uçuyordum kolumu ne kadar çeksemde olmuyordu. Hem canım yanıyor kemde direndiğim için konuşmaktan yorulmuştum. Beni taktıgı yoktu. İki apartmanın dar aralığına girmiştik . Adım adım o dar giristen. Hizla cikmaya calisiyorduk. En sonunda bi eski apartmanlarin ve önünde arabalar vardi hava kapali ve biraz esintiliydi. Daha önce görmediğim siyah bi arabaya. Doğru sürükledi arabaya bindiğinde bende binmistim. Suan hala konuşuyorum lakin o susuyordu. Motor sesi geldiğin kemerimi taktim. Bunu yaparken 10snyeligine susmustum. Ve yola ciktiginda konusmayaa devam ettim
"Arda biraksana yeter ya. Beni zorla hiçbir yere götüremez öyle ilk önce gelip yok sevmiyorum yok şu yok bu beni gelip buradan öylece götüremezsin" susmasi beni çileden cikartirken bu kez konustu
" bu arabaya seni kolundan tutup koymadım kendin bilirsin yolun ortasında bagirip insanlardan yardım isteyebilirdin. Ama yapmadin. Şimdi ya isteğinle gelmeye devam et yada ben zorla goturmesinide bilirim" dedi. Ve hakliydi azicik zorla getirmişti tamam tamam aslında zorla getirilmek istemiştim şimdi ise nereye gittiğimi bilmeden hala oturuyordum kafamı cama yaslayıp seni seyrettim kulaklarımdaki ugultular artarken içim... Ne halde olduğunu bile bilmiyordum. Gozlerimi kapatsam falan sonra Arda öperek uyandirasa ne uyusun be ufaklik dese öküz gibi sıkı sıkı sarilsa falan. Ne hayaller dimi ama.
--
"İnmiycem bıraksana ya inmiyeceğim işte!" kolunu çekiştiriyordu ama hala konusmuyordu. Bu daha çoksinirimi bozarken kapıyı kapatmadan arkasını dönüp gitti. Yolda Bugra ile konuşmuştu -sanırım- yani "Eve gelmiycem Ablamın yanına git " dedi başka kime diyebilirki? Gene gecen zeka fışkırtıyorum falan.
Arkasıı döndüğünde çoktan o ilk geldiğimiz eve girmişti. Bende peşinden girdim. Artık konuşmalıydık.
Kapı açıktı zaten hızlıca içeri girdim sertçe kapıyı kapattım gözü boş buyuk koltuga bakıyordu ne bana bakmıstı nede ürpermiş korkmuş falandı baya iyiydi anlıycağınız yada baya iyi dalmıştı. Baktıgı yere oturdum ama o hala bana bakmıyordu. Ne demeliydim de dikkatını uzerıme almalıydım.
"Bi arkadaşım Afrikada Köpek balığını öldürdükten sonra karnabahar ve brokolinin çocuğu olup karkoli oldu" dedim. Dikkatını çekmiştim vay anasını bende de ne cevherler varmış aferim benim kızıma. Az kalsın başımı okşayıp kırmızı kurdale takacaktım kendime Arda ile göz göze geldiğimde aklımdaki bu malca dusunceler yuzunden surat değişmiş gibiydi düzelttim düzelttim derken kaşlarımı çattım. Tebessüm etti. Tibissim itti. Tbssm ıttı Çocuğummm. Sen böyle gülersen ben nasıl kavga etcem senleğğğ.
"Arda önce sevmediğini söyleyip sonra buralara getiremezsin." Yüzü eski haline döndüğpünde. Merdivenlerden çıktı. Aferim canım ya nede güzel konusuyorum valla şuan o kadar sessiz kalmak istesemde içimi kemiren şeylerden kurtulamıyorum. Merdivenlerden indiğinde elidne battaniye ve yastık vardı.
"Yorgunsan yukarı çık" dedi soğuk ve bir şey demeden. O benimnle küserse bende onunla küserim. Eve de dönemem yani lafımı çiğnemiş gibi falam olurum. O yüzden yukarı çıkmak en iyisiydi. Odaya girdiğimde cebimdeki telefona baktım. Baktım dediğim gercekten bakışıyoruz çunku telefon kapalıydı. Telefonu açma tusuna bastıgımda açılmasını beklerken kafamı geriye attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Romance©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?