OLAY UFKU - Yeniden Doğuş
Tanıtım
Yer: Bilinmiyor.
Zaman: Uzun süre önce unutuldu.
Uzak bir gelecekte, insanlık, evrende kaybolmuş bir vaziyette, 12 devasa uzay gemisinin içinde yaşamaktadır. İnsan ırkının geleceği içinse, yok oluşu yavaşlatmaktan başka bir seçenek yoktur. Ancak kaçınılmaz son yaklaşıyor.
Binlerce yıl önce, Güneşte meydana geleceği belirlenen büyük bir patlamanın, dünya üzerindeki yaşama son vereceği öğrenildiğinde, gezegendeki en güçlü 20 ekonomiye sahip olan devletler bir araya gelerek, büyük umutlar projesini başlattı. Büyük umutlar projesi, insanlığın tamamının dünyayı terk edebileceği büyüklükte, devasa uzay gemileri yapıp, onlar ile gezegenden kaçmayı ve böylece ırkımızın devamlılığını sağlamayı amaçlayan organizasyona verilen genel addı. Hedef ise, kısa süre önce Sirius yıldızının yaşanabilir bölgesinde (Goldilocks bölgesi) keşfedilen Sirius b adlı gezegene ulaşmaktı. Böylece insanlığın yapacağı bu büyük göç ile, soyu kurtulacaktı.
Büyük umutlar adı verilen devasa uzay gemilerinin inşasında, her bir geminin kendi içinde yaşamı sürekli kılacak unsurları titizlikle hazırlandı. Çeşitli bölgelerden getirilen bitki ve hayvanlarla farklı habitatlar oluşturuldu. Suyun, gemi içerisindeki döngüsü ve yiyecek stokları insanlığı çok uzun süre yaşatabilecek yeterlilikteydi. Her bir gemi, ikizi olarak adlandırılan bir başka gemi ile birlikte yapılıyor ve eş zamanlı inşa ediliyordu. Böylece derin uzayda yol alırken, her gemi, ikizi olan gemiden mesul olacak, ve birbirlerini denetleyeceklerdi.
Ancak o gün geldiğinde, yalnızca 13 gemi hazırdı. Ve büyük devletlerde, kendi halkları dışındaki milletleri dünyada bırakarak, gezegeni terk etmek mecburiyetinde kaldı. Gemilere binmeyi başaranlar ise, Sirius yıldızına yaptıkları yolculukta, insanlığın son temsilcileri olduklarının bilinciyle hareket ettiler. Kültürlerini, bilim ve sanatı, inançlarını, demokrasilerini ve sahip oldukları tüm değerleri korudular. Amaçları ise Sirius b'ye yerleştikten sonra, tüm bu sahip oldukları ile, medeniyetlerini tekrar kurmaktı. Ancak hiçbir şey, umdukları gibi olmadı.
Sirius yıldızına ulaştıktan sonra, gezegen yüzeyine Atlas gemisinin yaptığı birkaç keşif seferinin akabinde, gezegenin tamamı ile yaşanamaz bir yer olduğu anlaşıldı. Büyük umutlar projesi, başarısızlıkla sonuçlanmıştı. İnsanlık büyük bir korku ve paniğin pençesinde, kaosa sürüklendi. Bu duruma son vermek için, 13. gemi, tüm gemilerin kontrolünü eline aldı ve düzeni yeni baştan kurdu. O günden sonra insanlığın tek amacı, yaşanabilir başka bir gezegen bulmak oldu. Ve bu uğurda tüm evreni dolaşıp, yerleşebilecekleri bir gezegen aramaya başladılar. Ancak aradıkları gezegeni hiçbir zaman bulamadılar.
Gemiler nükleer yakıt ile çalışmaktaydı. Ve tahmini olarak on bin yıl sonra, gemilerine güç veren yakıtın biteceği zaman, insanlar, soylarının da tükeneceğini biliyordu. Ve umutsuzca evrende yaşanabilir bir gezegen ararken, gemilerin içinden biri, Sirius b'ye keşif seferleri düzenleyen Atlas, kayboldu. Ve bu sonsuzmuşçasına insanlığı dört bir yandan saran karanlık evrenin içerisinde onu bulmak, artık imkânsızdı.
Geçen binlerce yıl içerisinde insanlık, ümitsizce yaşanabilir bir gezegen ararken, kainatın ücra köşelerinde kayboldu. Artık içlerinden hiçbiri, büyük umutlar olarak adlandırılan bu 12 devasa gemisinin evrendeki yerini tam olarak bilmiyor. Dünyadan ayrılışın üzerinden geçen zaman ise tamamen unutuldu. Böylece binlerce yıl boyunca, uzayda oradan oraya sürüklenen insan ırkının son bireyleri, evrende kaybolmuş bir vaziyette, gemilerinin ne kadar yakıtının kaldığını bilmeden, son günlerini yaşıyor.
Ancak yok olana dek, düzen korunmalı. Zira kaos, yok oluşu hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz. Ve her şeye rağmen, 13. geminin kurduğu bu dikta rejimine, kaybolan Atlas gemisinin ikizi Eksen gemisi direniyor. O, 13. geminin dikta rejimine karşı koyan, kalan son muhalif gemi.
Büyük umutların taşıdığı büyük sırlar, açığa çıkmak üzere. Var olan düzen yeniden şekillenmeden önce, kendi tarafını seçmelisin. Hiç kimseye güvenme, hiç kimseye inanma. Karanlık ruhunu kuşatmadan önce, herkesten kaç. Masumiyetini ancak kirlenmeyerek koruyabilirsin.
Her şeye rağmen, genç bir yürek, insan ırkının neslini kurtarmak için çabalayacak. Ancak bilmediği bir şey var. İnsanlık, yok oluşun olay ufkuna çoktan giriş yaptı.
*Olay ufku: Genel görelilik kuramında, ışık ve maddenin artık kara deliğin çekim kuvvetinden kaçamayacağı bölgeyi sınırlayan kuşağa verilen addır. Olay ufku adeta, dönüşü olmayan noktadır.
--- --- --- ---
Not: Arkadaşlar bölümlerin içerisinde bazı hukuk, fizik, tarih ve astronomi bilimlerine özgü kelimelere yer verdim. Bu kelimelerin başına * işareti koydum. Bu işaret o kelimenin anlamını bölümün sonuna eklediğim anlamına geliyor. Yani kitabı okurken karşılaşacağınız * işaretli bir kelimenin anlamını hemen bölümün sonundan okuyup öğrenebilirsiniz :)
13 Kasım 2015 itibari ile yazılmaya başlanmıştır.
18 Kasım 2015 itibari ile ara verildi. (Okul dolayısı ile). (İlk 2 bölüm yazıldı)
1 Şubat 2016 itibari ile yeniden yazılmaya başlanmıştır.
8 Mart 2016 tarihi ile yazmaya ara verilmiştir. (Sonraki 14 bölüm yazıldı)
2 Temmuz 2016 ile tekrar yazılmaya başlanmıştır.
17 Temmuz 2016 itibari ile kitap tamamlanmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olay Ufku-Yeniden Doğuş
Science FictionEvrende, insan ırkının son temsilcilerinin var olma mücadelesi verdiği bir yer var. Orası, ölümün zifiri karanlık kisvesi altında, seni almak için kuşattığı, ayakta kalan son kale. Orası, en korkunç düşlerinle sıradan gerçekliğin kaynaştığı bir boyu...