16-Antik Sirius-b Menediyeti

878 49 60
                                    

Bölüm 15

Ölümü göze almazsan, yaşayamazsın, (Schiller). Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır, (Platon)

Gün 5

Ben dünya tahliyesinin ardından Atlas gemisinin başına geçen 3. kaptan olan, Fatih İleri. Bu seyir günlüğünü, son hükümetler birliğinin Atlas'a verdiği emirlere uygun olarak, Sirius yıldız sistemine ulaşmamız hasebiyle, bir prosedürü yerine getirmek maksadı ile tutuyorum.

Bir önceki gün belirttiğim gibi, gezegenin yüzeyine yolladığımız kâşif robotlardan ilk verileri almaya başladık. İnsan ırkının son temsilcilerinden biri olarak, bu bulguları anlatmaya yüreğim elvermiyor. İşte bu yüzden, duygularımı beden denilen dış kabuğumun içinde saklayarak, tıpkı bir robot gibi mekanik hareketlerle, elde ettiğimiz verileri bu ses kaydına aktaracağım.

Gezegenin yüzeyine gönderdiğimiz kaşif robotlardan gelen ilk veriler şu şekilde. Öncelikle Sirius-B yıldızı oldukça küçük bir yıldız olduğundan, yıldızın yaşanabilir bölgesinde bulunan araştırdığımız gezegende yıldızına oldukça yakın. Bu yüzden *kütleçekim kilidi nedeniyle bir yüzü sürekli olarak yıldızına dönük bir biçimde dönmekte.

Yani gezegenin bir yüzü sürekli olarak ışık alırken, diğer yüzü ise sürekli olarak karanlıkta kalıyor. Bu yüzden gezegenin aydınlık yüzü ile karanlık yüzü arasında homojen bir ısı dağılımı olması ihtimali yalnızca, gezegenin kalın bir atmosfere sahip olması durumunda mümkün. Çünkü bu kalın atmosfer, ısıyı ileterek karanlık tarafın sıcaklığını yükseltip, aydınlık tarafın sıcaklığını düşürebilir. Ancak işlerde tam bu noktada karışıyor.

Kaşif robotlardan gelen ilk verilere göre, Sirius-b gezegeninin bir manyetosferi bulunmuyor. Bu sebeple gezegenin atmosferini, güçlü güneş yıldızlarından koruyacak bir mekanizması da yok. Gezegenin milyonlarca yıl maruz kaldığı güneş rüzgârları, atmosferinin büyük bir kısmını uzaya savurmuş. Araştırmalarımıza göre Sirius-b gezegeni, bir zamanlar olan atmosferinin günümüzde yalnızca %10'unu muhafaza ediyor. Ve tıpkı Mars gibi, her geçen saniye bu atmosferini biraz daha kaybetmekte. Gezegenin yüzey basıncı ise dünya yüzeyinden yedi kilometre yükseklikte rastlanan basınca eşit. Yani bu gezegenin yüzeyinde nefes almaya çalışmak, Everest'te nefes almak gibi bir şey. Neyse ki atmosferini oluşturan gazlar arasında insanlar için zehirli bir element bulunmuyor. Atmosfer %70 azot(nitrojen), %25 oksijen, %2 argon ve %3 oranında karbondioksit ve diğer gazlardan oluşmakta.

Ancak belirttiğim gibi, gezegen atmosferinin ince oluşu, gezegenin aydınlık tarafı ile karanlık tarafı arasındaki sıcaklık farkını arttırmış durumda. Aydınlık tarafta sıcaklık 300 dereceye kadar çıkarken, karanlık tarafta bu değer -150 dereceye kadar düşüyor. Gezegenin yörüngesinin büyük ölçüde dairesel olması ve eksen eğikliği bulunmaması sebebiylede mevsim denilen bir olgu yok. Bu yüzden sıcaklık değerleri değişmiyor. Bu anlamda gezegen üzerinde insan yaşamına elverişli tek yer olarak, aydınlık ve karanlık bölge arasındaki dar bir şerit kalıyor.

Aydınlık ve karanlık bölge arasındaki bilim insanlarımızın hayat kemeri olarak adlandırdığı dar bir şeritte, yaşam için uygun sıcaklık koşulları ihtiva ediliyor. Karanlık bölge ile aydınlık bölgenin birleştiği bu dar şeritte, sıcaklık 25 santigrat derece civarı. Bu da sıvı halde su bulunması açısından uygun ortam koşulu demek. Ne var ki burada da karşımıza başka bir problem çıkıyor.

 Ne var ki burada da karşımıza başka bir problem çıkıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Olay Ufku-Yeniden DoğuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin