10-Kayıp Atlas

451 57 52
                                    

Bölüm 9

Yaşamak hepimiz için, bir yük değil mi, kimi zaman vazgeçmek istediğimiz. Ancak hiçbir zaman sırtlanmaktan geri duramadığımız...

James, kendisini, 13. gemide bekleyen malûm sondan kurtarıp, Eksen gemisine taşıyan uçuş gemisinden inerek, ayaklarını Eksen gemisinin hangarına bastığında, karşısında protokol kuralları çerçevesinde toplanmış, resmi bir karşılama komitesi buldu.

Henüz yalnızca birkaç saat önce, yaşamın kıyısında dolaşmış ve sarp kayalıklarında ölümün kol gezdiği uçurumlardan kıl payı kurtulmuş bir adam olarak James'in, her ne kadar bu resmi karşılama komitesinin önünde, içinde kopan korku ve heyecan ile karışık duygu fırtınasını gizlemesi zor olsa da, derin bir nefes alarak bunu denemeye karar verdi. Zira yüzündeki en ufak bir mimik dahi onlara bir şeylerin ters gittiğinin hissettirse, kendisinin geliş amacının farklı olduğunu düşünerek, onu sınır dışı edebilirlerdi. Bu yüzden bir diplomata yakışır bir şekilde, sakince karşılama komitesine doğru yürümeye başladı. Gerçeği, ona yardım edebileceğine inandığı tek kişi olan, Defne'ye söylemek, şu an için aklındaki tek plandı. Zira er ya da geç, onun bir diplomat değil, parti tarafından vatan haini ilan edilen tehlikeli bir şahsiyet olduğu ortaya çıkacaktı.

Görünürde protokol altı kişiden oluşuyordu. Protokolün başında ise, dış işleri bakanı sıfatı ile Defne Berraksu bulunuyordu. James, onlara doğru yürürken, ansızın bir farkındalık yaşadı. O, şu anda, her zaman için görmeyi çok istediği, cumhuriyet rejimi ile yönetilen Eksen gemisindeydi. Göz ucuyla etrafına baktığında, hangarın diğer gemi hangarlarından pekte farklı olmadığını gördü. Bunun sebebinin ise, büyük umutların dünyada inşa edilirken, her geminin birbirinin aynı mimari anlayışla yapılmasıydı. Ancak James, içte içe Eksen gemisindeki farklılığın, geminin sosyo-kültürel alanında kendisini göstermiş olduğunu da biliyordu.

James selamlaşmak adına protokolün yanına vardığında, protokolün başında bulunan Defne, onu güler bir yüzle karşıladı. 'Cumhuriyet rejiminin, parti yönetimince Eksen gemisine atanmasını kabul ettiği ilk diplomat James-777, seni eksen gemisinde yaşayan tüm halk adına, en içten duygularım ile selamlıyorum. Cumhuriyetin sönmez ışığı, her daim seni aydınlatsın.' Dedikten sonra James'e elini uzattı ve tokalaştı. Ardından James sırası ile protokolde bulunan diğer bakanlar ile de tek tek tokalaştıktan sonra, Eksen gemisinin marşı olan bir beste, üç dakika boyunca çalındı. Bu süre zarfında herkes, saygı duruşunda bekliyordu. James, her daim insanlığa hizmet edeceğine dair uzun bir yemin ettikten sonra ise, seremoni tamamlanmış oldu. Bakanlar birer birer dağıldıktan sonra, ona yeni görevi ile ilgili yol gösterebilmesi açısında, yanında bir tek dış işleri bakanı Defne kalmıştı.

Protokolün dağılmasının ardından üzerindeki soğukluğu atan Defne ' Seni gördüğüme sevindim James.' dedi. ' Aslına bakarsan seni bu kadar erken beklemiyorduk. Zira her ne kadar prosedürsel bir ayrıntı olsa da, cumhuriyet parlamentosunun benim konsüllerle akdettiğim anlaşmayı onaylaması gerekiyor. Ancak bu şekilde senin diplomatlığında resmiyet kazanıp parlamentoyu bağlayabilir. Ama gene de gelişinin zamanlamasının harika olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Zira birkaç günlük hazırlığın ardından, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi bu gün yapılacak bir tören ile halka okunacak.'

Defne, tıpkı kendisinin olduğu gibi, James'inde, birbirlerini tekrar gördüklerinden dolayı mutlu olmasını bekliyordu. Ancak bu yönde en ufak bir emare dahi, James'in yüzünde mevcut değildi. Bilakis, üzerine çöken garip bir tedirginlik, Defne'yi iyiden iyiye düşündürmeye başlamıştı. 'James, sen iyi misin?' diye sormaktan kendisini alıkoyamadı Defne. James'te sanki bu soruyu bekliyormuş gibi 'Değilim.' dedi hiç düşmeden. 'Hem de hiç iyi değilim. Defne, konuşmamız gerek.'

Olay Ufku-Yeniden DoğuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin