Bölüm 8 (Özel Bölüm) – Kadim Konsüller Konseyi Toplantısı
Korku, çoğu zaman kendisini doğuran tehditten daha büyüktür...
Parlak ışıkların aydınlattığı yüksek tavanlı toplantı odasında oturan, kendisi de dâhil altı kişi saydı Charon. Geçmişte konsüllük yapan ve görev sürelerinin bitmesinin ardından emekliye ayrılan, bu yüzdende kadim konsüller olarak adlandırılan bu kişilerin toplantıya başlamaları için, hala bir kişi eksikti.
Charon sıkıntı içerisinde derin bir nefes aldı. Eris her şeye olduğu gibi, kadim konsüller konseyi toplantısına da geç kalmıştı. Üstelik konseyin toplantısından çıkabilecek kararların, insanlık tarihine yön verebileceğini bilmesine rağmen.
Kadim konsüllerin üzerine sinmiş ve içlerine işleyen tedirginlik fark edilmeyecek cinsten değildi. Hepsi, bir ustanın elinden çıkmış ve muntazam şekilde işleyen bir saatin akrep ve yelkovanı gibi, partinin kurmuş olduğu ve insanlığı yok oluştan koruyan bu sistemin, daha önce hiç böyle büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmadığını biliyordu. Ve gene hepsi, düzenin ne pahasına olursa olsun korunması için, zor ve bir o kadar da tehlikeli kararlar almaya hazırdı.
'Kadim konsüller konseyi en son ne zaman toplanmıştı?' diye sordu Charon, toplantı öncesi konuşmanın, biraz da olsa kadim konsülleri rahatlatacağını düşünerek.
Titreyen sesi ile 'Hafızam beni yanıltmıyorsa, kadim konsüller konseyi, bin yıldan uzun zamandır hiç toplanmamıştı.' dedi içlerinden en yaşlısı Triton. 'Çünkü bin yıldan uzun zamandır partinin kurduğu düzen, hiç böylesi bir tehlike ile karşı karşıya kalmamıştı.'
Kadim konsüller konseyi, konsüllük yapan ve sonrasında görev sürelerinin bitimi ile emekli olan, yaşayan eski konsüllerden oluşan bir gruptu. Ancak genel inanışa göre, bir konsül emekli olsa dahi konsüllük sıfatı ondan geri alınmazdı. Yalnızca yerleşmiş teamül gereği, yönetime karışmazlar ve partinin yönetimini fiilen görevdeki konsüllere bırakırlardı.
Genel kuralın aksine, bir zamanlar konsüllük yaptıkları için kadim konsüller olarak adlandırılan bu kişiler, altmış yaşını geçtikten sonra, parti yönetimi altındaki diğer insanlar gibi, mükâfatlandırılmak ve huzurlu bir hayat yaşamak için, 10. gemiye gönderilmezlerdi. Zira 10. gemide yaşamanın bir mükâfat olmadığını, kendileri çok iyi biliyordu.
Kadim konsüller, codex'te yazan üstün normlar uyarınca, partiyi tehdit eden çok mühim ve pek yakın bir tehlikenin baş göstermemesi durumunda, konseyi toplayamazlardı. Yani kısaca partinin varlığını tehdit eden olağanüstü bir durum yaşanmadıkça, konsey toplanamazdı. Ve böyle bir durum, son bin yıldır hiç yaşanmamıştı.
Üstün normlar konseye, alışılmadık yetkiler bahşetmişti. Öyle ki tek başına Princeps'in dahi alamayacağı bazı kararları, konsey alabilme yetkisine sahipti. Hatta ve hatta, konsey darbe yaparak, yönetime el de koyabilirdi. Bu yüzden bir Princeps'in görev süresi boyunca kendisi için yaşanabilecek en kötü hadisenin, kadim konsüller konseyinin toplanması olduğuna inanılırdı. Zira konsey, düzenin devamı için, her türlü kararı almaya yetkiliydi.
Yeni ufukların hala varlığını devam ettirdiği gerçeğinin ortaya çıkması, parti içinde büyük bir korkuya neden olmuştu. Ve kimse, bu tarikatın partinin içine ne kadar nüfuz ettiğini kestiremiyordu. Senatör Henry'nin verdiği dehşet verici bilgilerden sonra ise, yaşayan 7 kadim konsülün toplanması, şart olmuştu.
Kapının gıcırdayan sesi, Eris'in geldiğinin habercisi idi. 'Sonunda konseye teşrif edebildin.' Dedi Charon sitemkâr bir tavır ile arkasını dahi dönmeden. Eris yavaşça konseyin toplandığı yuvarlak masaya doğru yaklaştı. Ayak sesleri boş odada yankılanırken 'Gecikmem haklı bir sebebe dayanıyor.' dedi elindeki kırmızı kaplı dosyayı havaya kaldırarak. 'İnan bana, neden geciktiğimi duyunca, bana hak vereceksin.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olay Ufku-Yeniden Doğuş
Science FictionEvrende, insan ırkının son temsilcilerinin var olma mücadelesi verdiği bir yer var. Orası, ölümün zifiri karanlık kisvesi altında, seni almak için kuşattığı, ayakta kalan son kale. Orası, en korkunç düşlerinle sıradan gerçekliğin kaynaştığı bir boyu...