Pis bir gülümsemeyle cevap verdi.
~Birazdan görürsün.
Arabayı çalıştırdı.
-Nereye? diye sordum telaşla.
Onları tanımıyordum.Nereye gittiğimizi bilmiyordum.Neler oluyor?
~Sana gidince görürsün,dedim!
-O zaman gelmiyorum!
Yanımdaki adam kapımı kilitledi ve sırıttı.Şimdi korkuyorum.İç sesim çok kötù ihtimaller sıralıyor.
-N'olur bırakın gideyim!
~Seni geri getireceğiz bu daha ilk.Sus ve otur oturduğun yerde.
-Ben bir yere gelmiyorum!
Kapının kilidini zorlayarak açtım ve kendimi dışarı attım.Yere düşmüştüm ama çok hızlı gitmediğimizden canım acımamıştı.Kalabalığın içinde koşmaya başladım.Arka koltuktaki adamlardan biri arkamdan bağırdı.
~Geri geleceğiz Derin!
Ne için geleceklerini bilmiyorum,sadece korkuyorum.Koşarken yere düştüm ve bir el kalkmama yardım etti.Kartik?!
-Burada ne işin var?
~Asıl senin o adamlarla ne işin var?
-O adamlar?Ne?Onları tanıyor musun?
Kolumdan tuttu ve beni yürümem için itekledi.
-Ne oluyor?
İfadesizce bana baktı.
~Onlar buradaki tek tefeci çetesi.Asıl senin onlarla işim ne benim sormam gerekir.
-Ben..Bi-bilmiyordum.Türkiye'deki Hintçe öğretmenim bu adama bir mektubu iletmemi istedi ya-yani tanışıklığımız ordan.
~Derin,bir daha onlarla karşılaşırsan beni arayacaksın.
Cebinden bir kalem çıkardı.Bileğimi tuttu ve kendine çekti.Avcumun içine telefon numarasını yazdı.
-A-ama ben daha buradan hat almadım.
~Öyleyse haydi gidiyoruz.Hem hat alır hem de oturur bir yerlerde bir şey içeriz.Ne dersin?
Şimdi gülüyordu.Evet gülmesi gerekirdi.Ona yakışıyordu.Ben de gülümsedim.
-Tabii,olur.
Utancımdan yanan yanaklarımı belli etmemek için başımı eğdim.Resmen beni bir yere davet etmişti ya da ben öyle algılamıştım.Olsun yani beraber gezeceğiz değil mi?!
Kartik bir minibüs çevirdi ve bindik.Yan yana oturduk ve şimdi beraberdik,tekdik değil mi?!
Kartik sessizliği bozdu.
~Sana benim hattımdan alabiliriz.
-Ama uluslar arası olması gerekiyor biliyorsun değil mi?
~Ah unutmuşum evet.O zaman uygun bir tarife bakarız.
-Peki.
Utancımdan sesim titriyordu.Minibüsten indik ve yürümeye başladık.Nereye geldiğimiz hakkında ufak bir fikrim yoktu.Bir bayiiye girdik.Kartik benim yerime konuşup bana uygun bir hat aldı.4 gün sonra hattımın açılacağını söylediler.Sim kartını alıp çıktık.İleride kafeden çok kahve gibi görünen ama etrafındakilere göre çok daha modern olan bir kafeye girdik.Masaları kısaydı.Sandalyeler masadan uzundu.Beyaz panjurları vardı.Kadınların sayısı erkeklere göre azdı.Bir masaya oturduk.Hemen bir adam yanımıza gelip menü verdi.Kartik adını tam anlayamadıım bir şey söyledi ve ben de bir çay.Sessizce otururken içeceklerimizi bu sefer bir kadın getirdi.Kartik uzun süre kadını süzdü.Büyülenmiş gibiydi.Bundan rahatsız olarak boğazımı temizledim ama Kartik hiç dikkatini dağıtmadan ağzı çeyrek karış açık bir şekilde kadına bakıyordu.Kadın da çok uzun bir süre sonra Kartik'i farkedip kıkırdadı.Ben ne olduğunu anlamamış bir şekilde "Kartik?" dedim.
2 saniye sonra idrak etmiş olacak ki bana baktı ve boğazını temizledi.
~Efendim?
-Ne oldu?
~Hiç bir şey.Haydi içelim de dönelim artık geç oluyor.
Hiç bir şey anlayamadım ama bu durumdan rahatsız olmuştum.Çayımı içtim ve hesabı ödeyip kalktık.Minibüse binip eve döndük.Yol boyunca da hiç konuşmadık.Evin önüne geldiğimd ona her şey içim teşekkür edip eve girdim.Olaylar yeni başlıyor.Teog'um var fazla giremiyorum.3 günde bir yeni bölüm yayınlamaya çalışacağım takipte kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hint Kumaşı
Romance"Namaste India!" (Merhaba Hindistan!) diye bağırdım kendim duyabileceğim bir sesle.Hayallerim,mutluluğum,HAYATIM burada!Hindistan'da yeni bir yaşam.