Baştan söylüyorum.En çok emek harcadığım bölüm.İsimler,betimlemeler,üslup,anlatımın akıcılığı ve özellikle Kartik kısmında çok çaba harcadım lütfen oy ve yorumlarla destek olun.
Sari dükkanından çıkıp eve doğru ilerliyorum.Ev 2 katlı ve eski bir yalı görünümünde.Ev sahibini arıyorum.15 dakika sonra gelebileceğini ve yakınlarda olduğunu söylüyor.Ben de o sırada evin etrafını geziyorum.Arkasında bahçe denilemeyecek kadar küçük,yeşillik,tatlı bir alan var.Oraya bir masa ve sandalye atıp akşam üstü -işten geldiğimde- orada kahve içip kitap okuyabilirim ama şimdilik etrafı keşfetmek adına evde durmamalıyım.Belki sonra...
Ben bunları düşünürken ev sahibi geliyor.Tombul,hafif bıyıklı,35-40 yaşlarında ve iyi anlaşabileceğimi düşündüğüm bir ev sahibi gibi duruyor.Tanışıyoruz.Adı Karan.Fiyatı konuşuyoruz ve Hindistan'daki diğer evlere göre oldukça düşük bir fiyat.Evin içini geziyoruz.İlk odasında minik bir buzdolabı,yaklaşık 40x40 ebatlarında kare bir televizyon,eski olduğu bariz,koyu kahverengi,2 kişilik bir masa ve 2 sandalye,düz,kırmızı renkte bir kanepe,yerde ise güzel,koyu yeşil tonlarında ince bir halı var.Gayet tatlı ve tek kişi için ideal genişlikte.Diğer odanın sol duvarı baştan aşağı bir kütüphane ve basım yılı 1890'dan itibaren 2015'e kadar kitaplar bulunduruyor.Tek kişilik bir kanepesi ve yerde de bir kilimi var.
KOSKOCA BİR KÜTÜPHANEDEN SONRA BU EVİ KAÇIRACAK DEĞİLİM
Hemen şartları konuşup ödeme koşullarını tartıştık.İlk kira ödemesini şimdiden verip bu işten yırttım.Ev sahibi gidince masa ve sandalyeyi arkadaki minik bahçeye çıkardım.Bahçeden bir demet papatya toplayıp minik buzdolabının üzerindeki bardaklardan birini seçtim.Güzelce yıkayıp içine su doldurdum ve papatyalarla dolu bardağı bahçedeki masanın üzerine koydum.Geriye çekilip bahçeye şöyle bi göz attım.Gerçekten çok tatlı duruyordu.İçeri girip yeni sarimi denedim.Üzerime tam oturdu.Çok beğendim ve hem sarimi herkese göstermek hem de etrafı dolaşmak için dışarı çıkmaya karar verdim.Yanıma biraz para aldım,az önce uğradığım sari ve takı dükkanını soymaya kararlıydım.Evden dışarı çıktım ve bir kere daha hayalimin gerçekleşmesine inanamayarak mutlu oldum.Dükkana doğru ilerledim.Kapının önünde bir çocuk oturuyordu.Benim yaşlarımda görünüyordu.Ne yalan söyleyeyim,dikkatimi çekti.Hafif uzun,kıvırcığa yakın dalgalı saçları çok hoşuma gitti.Onu süzerken bir yandan da dükkana ilerlememi yavaşca devam ettiriyordum ki bir çıkıntıya takıldım ve kısa süreli bir çığlık attım.Çocuk hemen yardımıma geldi.Dizlerimin üzerine düşmüştüm."İyi misiniz?" diye sordu telaşlı gözleriyle bana bakarak.Mavi gözleri o Tumblr'da gördüğüm masum Hintli çocukların gözleri gibiydi.Yalpalayarak ayağa kalkmaya çalıştım ve elimi tutarak bana yardım etti."E-evet.İyiyim.Teşekkürler." dedim."Hoşgeldiniz." dedi sıcak gülümsemesiyle.Ben de aynı samimiyetle karşılık vermek isterdim ama deminki sakarlığım yüzünden utanmıştım.Kekeleyerek "Ho-hoşbuldum." diyebildim.Şimdiden bana aptal damgası yapıştırdığına eminim.Sonra içerideki sari ve takılara bakmamı önerdi.İçeri girdik ve daha önce geldiğimdeki kadın beni karşıladı.Ona yandaki eve taşındığımı söyledim ve artık komşu olduğumuzdan tanışma faslına geçtik.
~Ben bu dükkanın sahibiyim,adım Zooni.Bu da kardeşim Kartik.Bazen bana yardıma geliyor,dedi Kartik'i göstererek.
-Ben de Derin.Tanıştığıma memnun oldum.Siz nerede oturuyorsunuz,eviniz buralarda mı?
~Evet sizin evin yanındaki sokaktan dümdüz ilerleyip sola dönünce tek katlı sarı ev bizim.
-Anladım.Belki birgün ziyarete gelirim.Siz de her zaman gelebilirsiniz.Çekinmeyin lütfen.
~Geliriz ama siz de gelin mutlaka.
-Pekiyi,teşekkürler.İyi günler.
Böylece dükkandan elim boş ayrılıyorum.Çünkü bu heyecanla daha fazla orada duramazdım sanırım.Demek Kartik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hint Kumaşı
Romans"Namaste India!" (Merhaba Hindistan!) diye bağırdım kendim duyabileceğim bir sesle.Hayallerim,mutluluğum,HAYATIM burada!Hindistan'da yeni bir yaşam.